Sehun'un Bakış Açısı
Rahat bir şekilde dinleniyordum ki kendimi tuhaf hissetmeye başladım. Gözlerimi açıp odada gezdirdim ama hiçbir şey yoktu. Bir saniye önce birinin varlığını hissettiğime yemin edebilirdim. Yataktan kalkıp odamın dışını, hatta pencereleri bile kontrol ettim. Hayal falan mı görüyorum?
Yatağıma dönüp, düşüncelerimi temizleyecek kadar oturdum. Paige'i düşünmeden edemiyorum. Bundan sonra bizden biri olacak. Nasıl karşılayacağını merak ediyorum. İyi olacaktır, değil mi? Ona yardım edip, yol göstermek istesem de babamın sözünü dinleyip ondan uzak durmalıyım.
Tekrar uzanmak üzereydim ki vücuduma bir çift kol dolandı.
"Beni çok sık düşünüyor musun?"
Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü ve hemen arkamı döndüm. Yine yalnızdım. O sesi tanıyordum... Paige'in sesiydi. Sesini iyi biliyorum ama daha önce öyle bir ton kullandığını duymamıştım. Kafamı hızlıca sağa sola salladım. Ciddi ciddi halüsinasyon mu görüyorum?!
Hızlıca yattım ve kolumla yüzümü kapattım. Gözlerimi kapattım ve uykuma geri dönmeye çalıştım. Şu anda hayaller görmenin hiç sırası değildi. Fazla zaman geçmeden yatakta bir hareketlilik hissettim. O anda fazlasıyla yorgun ve uykulu olduğum için görmezden gelmeye karar verdim. Üstüme bir ağırlık çöktü ve birkaç parmak boynumda dolandı.
"Ben varken öylece uyursan çok kabalık olur."
Gözlerim hemen açıldı ve bir çift kahverengi gözle karşı karşıya geldim. Paige'in gözleri...
Üstümde uzanıyordu ve suratında daha önce görmediğime baya bir emin olduğum bir ifadeyle beni süzüyordu.Beynimin yarısı hala uykudaydı bu yüzden ne olduğunu tam olarak idrak edemiyordum. "Paige, sen ne-" oturacaktım ama beni geri yatağa itti.
Ona baktım, bana gözlerinde... yoğun duygularla bakıyordu. Gözlerimi kıstım ve odaklanmaya çalıştım ve Paige'in gözlerinin kırmızı olduğunu gördüm. Hay lanet.
Olabildiğince nazik bir sesle, "Paige, bu sen değilsin." Dedim ellerimi omuzlarına koyarken. "Şey yapsan daha iyi, odanda kalsan." Dedim onu iterken, tereddütle. Babam bu konuda uyarmıştı ve şimdi ikimiz için de endişeliyim. Benim de iblis formum ortaya çıkabilirdi ve son zamanlarda gördüğüm rüyanın etkisinin altındayken böyle bir şey olmaması en iyisiydi.
"Paige, babamın ne söylediğini hatırlıyor musun? Anlaşmıştık, değil mi?" Diye hatırlatmaya çalıştım.
"Demiştin ki-" öperek lafımı kesti. Bütün yorgunluğum ve uykusuzluğum bir anda vücudumu terk etti ve bıraktıkları boşlukları şok ve şaşkınlık doldurdu. Ne yapmam gerektiği hakkında bir fikrim yoktu bu yüzden hareketsiz kaldım.
Paige öpücüğü kesince güldü. "Yetişemedin mi?" Ona bakabilmem için çenemde tutup kaldırdı. "Bu sadece bir öpücük Sehun, neden bu kadar heyecanlandın?"
"H-hiç de bile." Bakışlarımı kaçırırken kekeledim. Kıkırdadığını duydum.
"Beni işaretlediğin geceyi hatırlıyor musun? Aynı böyle olmuştu. Ben uyuyordum, sonra ansızın sen geldin ve ne istiyorsan yaptın. O zamanlar senden nefret ediyordum." Dedi parmaklarını göğsümde dolaştırırken.
Suçlulukla dudağımı ısırdım. Eskiden hiç haberim yoktu ama artık o gece olan her şeyi hatırlıyordum ve bu yüzden kendimden nefret ediyorum.
"Kötü hissetme Sehun." Yüzümü avuçladı. "Hepsi eskide kaldı. Ayrıca..." yüzlerimiz arasında birkaç santimetre kalana kadar yaklaştı. "Şimdi ben sana sahibim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TWO FACED
FanficPaige Dee kardeş olan 12 gizemli erkekle aynı evde kalmaya zorlandı. Ev sahipleri tarafından pek sıcak karşılanmadı ve en önemlisi, evin en küçük erkeğinin -sehun- yanına bile yaklaşması yasaklandı. Ancak, tabii ki bu onu durdurmadı. Sehun'u tanımak...