YİRMİ SEKİZ - 2. Kısım

531 58 8
                                    

Sehun'un Bakış Açısı

Etrafıma göz atarken tembelce esnedim. Sanırım tüm aile bir araya gelmeyeli uzun zaman olmuştu. Ben şahsen çok yorulmuştum ve biraz da sıkılmıştım. Küçüklüğümden beri bende bir şeylerin tuhaf olduğunu biliyordum bu yüzden kuzanlerimle o kadar da yakın değildim. Sadece kardeşlerimle ve birkaç kuzenimle aram iyiydi.

İleride Paige'in hala babamla konuşuyor olduğunu gördüm. Ne hakkında konuşuyorlar acaba? Onu yalnız bıraktığım için kötü hissediyordum ve yanına gitmek istedim. Bir süreliğine bir yere oturdum ve diğerlerinin de burada oturduğunu fark ettim.

"Sizin misafirlerle ilgilenmeniz gerekmiyor mu?" Diye sordum.

Koltuğa oturmuş ve ayaklarını sehpaya uzatmışlardı. Her birinin elinde de bir bardak şarap vardı.

"Bende aynısını sana soracaktım." Dedi Kris.

"Konuklar biz olmadanda idare edebilir." Diyerek omuz silktim ben de yerime iyice yerleşirken. Az öncesinde oturup Paige'i de yanımda getirmeliymişim... Eminim o da benim kadar sıkılmıştır.

"Evet bizim partimizde bizden daha çok eğleniyorlar." Dedi Chanyeol şarabını içerken.

"Çünkü biz onları eğlendirmeyi bir iş olarak görüyoruz. Ben tükendim. Paige'in nasıl durumda olduğunu merak ediyorum." Dedi Suho.

Hepimiz aynı anda Paige'in olduğu tarafa döndük. Hala babamızla konuşuyordu. Aslında konuşan tek taraf babamdı, o sadece dinliyordu.

"Zavallı kız, eminim şu anda babamın otobiyografisini dinliyordur." Dedi Chen kafasını sallayarak, bu da bizim gülmemize neden oldu.

"Babamı bu kadar istekle dinliyor olması çok komik. Bizim babamızı bizden çok önemsiyor." Dedi Tao ve hepimiz ona hak verdik.

"Ama Paige cidden güzel gözüküyor, sizce de öyle değil mi?" Kai Paige'e bakarken gülümsedi. Herkes tekrar ona döndü, orada öylece durmuş gülümseyerek, ilgili gözlerle babamı dinliyordu.

"Anca mı fark ettin?" Xiumin, koluna vurdu. "Paige, gerçekten güzel. Ayrıca ona az önce ateşli diyordun." Üstüne basarak söyledi.

"Ateşlinin biraz uygunsuz olduğunu fark ettim. Bundan sonra güzel ile devam edeceğim." Dedi Kai ona.

"Sakin ol Sehun, Paige'e yürümek gibi bir planları yok." Kyungsoo'nun aniden çıkan sesi beni irkiltti.

"N-ne?" Dedim.

"Kai ve Xiumin'e öldürecekmiş gibi bakıyorsun." Dedi Luhan gülerek.

Öyle mi yapıyorum?

"Ah... bu günlerde çok kıskançlık yapıyorsun. Biz senin kardeşleriniz, Paige'i senden çalacak falan değiliz. Hatta Paige artık bizim küçük kız kardeşimiz gibi." Dedi Lay saçını karıştırırken.

"Paige'e karşı abi kardeş ilişkisinden başka bir şey hissetmediğimize emin olabilirsin." Dedi Suho.

İşler bir anda tuhaflaştı, ve o anda bir süredir ağzından tek kelime çıkmamış olan Baekhyun'un yanında oturduğumu fark ettim. O sırada diğerleri de ona bakmaya başlamıştı. "Neden hepiniz bana bakıyorsunuz?" Diye sordu.

"Fazla sessizsin ve bu normal değil." Dedi Chen.

"Sadece dinliyorum." Dedi ve omuz silkti.

Ona doğru dönüp baktım. Yüz ifadelerini okuyamıyordum. "Biliyorsun..." diye başladı. "Sonsuza dek sessiz kalmamalısın değil mi?" Dedi ve hepimiz anlamayarak ona baktık. "Paige'e nasıl hissettiğini söylemelisin. Hareketlerin sözlerden daha etkili olduğunu biliyorum ama Paige'in biraz güvenceye ihtiyacı var değil mi?" Dedi.

TWO FACEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin