YİRMİ ALTI

598 67 8
                                    

Neredeyim ben? Öldüm mü? Gözlerimi açtım ve dışarıda olduğumu gördüm. Yerde yatıyordum, görüşümü odaklayabilmek için defalarca kez göz kırptım. Burası pek tanıdık değildi.

Uzandığım yerden malikanenin çok uzakta olmadığını görebiliyorum. Elimi bilinçsiz bir şekilde boğazıma götürdüm ve şaşırtıcı bir şekilde artık acı hissetmiyordum. İzin hala boğazımda olup olmadığını kontrol etmek için elimi derimin üzerinde gezdirdim, ama bir şey yoktu. Aynı zamanda eski kıyafetlerimi giyiyordum.

Otururken rahatlıkla nefes aldım. Tanrıya şükür bu kabus sona ermişti. Gerçekten öleceğimi düşünmüştüm.

"Eğlendin mi?"

Aleister bir anda önümde belirince az daha düşüyordum. "O gördüğün şey herhangi bir gün senin başına da gelebilir." Dedi.

Ona bakarken yumruklarımı sıktım. "Sana inanmıyorum." Hırladım. Sadece kıkırdadı. "Etrafına bir bak Paige. Fikrini değiştirebilir." Etrafa baktığımda neredeyse donuyordum, her yerde mezar taşı vardı. Burası... Burası bir mezarlıktı!

"Sehun'un öldürdüğü bütün kızlar buraya gömülü. O kızlar aynı zamanda erkeklerin kendilerine oyuncak yaptığı kızlar." Yürümeye başladı. Belirli bir bölgeye gelince durdu ve bana hastalıklı gülümsemesiyle baktı.

"Bu günlerde senin de sonun onlar gibi olabilir. İşte tam bu yer... Senin gelecekteki mezarın olacak." Ayağını yavaşça yere vurdu.

"Öyle bir şey olmayacak." Dedim. Sesim kendimi ikna etmeye çalışıyormuşum gibi çıktı. Gail'e nasıl davrandıklarının anısı hala zihnimde tazeydi ve diğer kızlara neler yaptıklarını bilmek bile istemiyorum.

Sehun'un Gail'i boğazlarken nasıl zevkle gülümsediğini hatırlıyorum... Bir anda tiyatro salonunda olanların anıları beynime doluştu.

"Onlar da iblis Paige, hiçbirine güvenmemelisin." Dedi Aleister.

"Sende bir iblissin, sana neden inanayım?" Dedim. "Onlara güveniyorum. Bana gösterdiğin o 'gerçeklikte' gördüğüm her şeye rağmen, olanların hepsi geçmişte kaldı." Ayağa kalkıp ona yürüdüm. "Güvenimi kıracak hiçbir şey yapmayacaklarına eminim."

Aleister ani çıkışımla şaşırmış gözüktü. Beni son seferde olduğu gibi şimdi de manipüle edebileceğini düşünmüş olmalıydı.

"Ama bir sonraki adımda ne olacağını bilemezsin. Sehun iblis formundayken durdurulamaz ve senin onu yeniden uyandırman an meselesi. Lanet güçlenmeye mahkum ve bu sonunda gerçekleştiğinde her birinizi öldürecek." Dedi Aleister.

"Bu senin düşüncen." Sırıttım. "Güçlendiği zaman iki formunu da dengede tutabiliyor olacak ve bunu başardığında," gözlerimi üzerine diktim. "Sen yok olacaksın."

Aleister öfkelenmiş göründü, korktum ama henüz geri çekilemem. "Yani beni ikinci kez manipüle etmeye çalışman iyi denemeydi. Ama bu sefer işe yaramayacak. " dedim kendinden emin bir şekilde.

"Henüz bitirmedim Paige, inatçı olmaya devam et ama bir şey değiştirmeyecek. Onlardan biri yüzünden ölmeye mahkumsun, bu sözümü hatırla."

Ansızın kayboldu ve gidişiyle yer sarsılıp geriye doğru savrulmama neden oldu.

Artık rahatladım. Aleister'a karşı geldim! Böyle bir şeyi yapabileceğim hiç aklıma gelmezdi. Elimi göğsümün üzerine koydum. Hala delicesine atıyordu. Çok korkmuştum.

Sakinleşmeye çalışırken gözlerimi kapattım. Sanırım artık onlara iyice bağlanmıştım, eskiden ne kadar zalim olduklarını gördüğüm halde hala onlara tüm kalbimle güveniyorum. Eğer insanlar değişebiliyorsa iblisler de değişebilirdi.

TWO FACEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin