O istedi.

31 4 0
                                    

"Beni Pars'ın yanına mı getirdin Arda? Cidden mi?"

"O istedi."

Pars'ın yanına oturduğumuzda kimse konuşmuyordu.

"Ben sana içecek bir şey getireyim."

Arda gittiğinde daha fazla gerilmiştim. Yüzümün hali berbattı. Ve bu durumda Pars'ın yanında olmak daha da kötüydü.

"Evden taşınacaklar dimi?"

"Evet de sen bunu nereden biliyorsun?"

"Bizim sitede ev almışlar."

"Anladım."

"Ve sen onlar taşınıyor diye sevinmek yerine ağlamışsın. Aferin sana."

"Farklı bakış açılarımız var Uluhan."

"Onlar taşınana kadar bende kalırsın."

"Hayır. İstemiyorum. Bu çok saçma. Sen benim neyimsin de sende kalacağım?"

"Kelimelerine dikkat et. Karşında başka biri yok. Ama haklısın sana fazla iyi davrandım. Şunu unutma Asel İzgi vazgeçmek benim için çok kolay bir yol."

Diyerek kalktığında günümün ne kadar da berbat olduğunu düşünüyordum. Evet haklıydı. Sanırım fazla sesli ve saçma konuşmuştum. Hepsi Arda'nın suçuydu. Beni buraya getirmeseydi her şey daha iyi olabilirdi.

"Ne dedin sen Pars'a?"

"Saçmaladım. Hem neden getirdin ki beni buraya Arda?"

"Pars'a sarılıp ağlarsın diye düşünmüştüm."

"Komik değil."

Getirdiği kahveyi içerek kendime gelmeye çalışmıştım.

"Bugün ne yapmak istersin?"

"Bara gidelim."

"Güzelim bu iyi bir fikir değil."

"Sen gelsende gelmesende gideceğim Arda."

"Tamam gidelim."

..........

Dışarıdan fazla güzel duran bu bara girdiğimizde gelen iğrenç koku midemi bulandırmıştı.Ama bugün bazı şeylere unutmaya ihtiyacım vardı.

Kırmızı deri koltuklara oturduğumuzda gelen garsondan sert bir şeyler isteyerek arkama yaslanmıştım.

"İçmek istiyorsun yani."

"Evet Arda."

"Peki abartma ama."

İçkiler geldiğinde fondip yaparak aynısından tekrar istemiştim.

"Daha önce içki içmedin mi?"

"İçtim Arda. Ve sebebi Pars'tı."

"Pars'ı ne zamandır takip ediyordun Asel?"

"İki yıl."

"Uzun zaman. Seviyorsun onu farkındayım. Ki seni üzmemesi için elimden geleni yapıyorum. Ama Pars ne benim gibi ne de senin gibi."

"Öyle. Çok farklı. Belki de beni çeken tarafı o."

"Olabilir."

Yeni gelen içkileri kafama dikerek sarhoş olma yolunda emin adımlarla ilerlemiş bulunuyordum.

"Güzelim içme artık."

"Bana karışma."

ARDA'DAN

Asel fazlasıyla sarhoş olmuştu. Kendinde olmadığını sahnede bir erkekle dans ederek kanıtlıyordu. Ben ise onu uzaktan izlemekle yetiniyordum. Fazla yakınlaşıyorlardı ama onu engellemek imkansızdı.

"Asel'in orada ne işi var?"

"Pars?"

"Evet Arda. Cevap ver."

"Sarhoş oldu abi. Tutamadım bende. Engel olmaya çalıştım ama faydası olmadı."

"Bu kız salak. Şuna bak."

Hızla sahneye ilerlediğinde Asel'i omzuna atarak çıkışa yöneldi.

Bende arkalarından gittiğimde Pars Asel'i arka koltuğa fırlatarak şoför koltuğuna oturmuştu. Bende yanına geçtiğimde tekerleklere çığlık attırarak arabayı çalıştırmıştı.

"Pars?"

"Ne var Asel?"

"Ben özür dilerim. O an saçmaladım."

"Farkında olman güzel."

Asel sessizce oturuyordu. Sanırım Pars'ı gördükten sonra kendisine gelmişti.

Pars'ın evine geldiğimizde Asel yukarı çıkmıştı. Ve Pars'ta arkasından. Bende kendimi koltuğa atarak televizyonu açmıştım.

ASEL'DEN

Odaya çıktığımda başımın ağrısını geçirmeye çalışıyordum. Farkındaydım o barda salakça davranmıştım.

Pars odaya girdiğinde bakışlarımı gözlerine çıkararak dikkatimi ona vermiştim.

"Sinirlenmem için elinden geleni yapıyorsun."

"Özür dilerim dedim. Barda olanlar da seninle ilgili değildi zaten."

"Gittiğin barın sahibi olduğum için beni de ilgilendirdiğini düşünüyorum."

"Bunun içinde özür dilerim o zaman bilmiyordum."

"Özür dilemek yerine özür dileyeceğin şeyleri yapmamanı tavsiye ederim İzgi. Çünkü benim kitabımda özür yok."

"Uyumak istiyorum Pars lütfen."

"İyi uyu. Başın da ağrıyordur kesin. Çekmecede hap var. Onu al ve iç. Bu olayları hafızamdan siliyorum. Ve bunların bir daha yaşanmayacağını umuyorum."

"Teşekkür ederim Pars. İyi geceler."

Pars odadan çıktığında dediklerini yaparak gözlerimi kapattım.

PARSELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin