Teşekkür ederim.

34 6 0
                                    

Yaklaşık iki saattir aynı pozisyondaydık. Onu izlemek mükemmeldi. Ve şuan ellerimin altındaki yüz ona aitti. Olduğu yerde dönerek gözlerini açmıştı. İki kez kırpıştırdıktan sonra bacağımdan destek olarak koltuktan kalktı.

"Ne kadardır uyuyorum?"

"İki saat oldu."

"Bacağın ağrımıştır. Keşke uyandırsaydın Asel. Özür dilerim."

"Özür dilenecek bir şey yok. ben gayet rahattım. Hem bunu boşver sen nasılsın?"

"İyiyim. Daha iyiyim. Sadece bunlar senin yanında olmamalıydı."

"Bu ilk değildi. Seni daha öncede böyle gördüm."

"Nasıl ?"

"Sen o gece iki hafta önce dedin ama ben seni iki yıl önce gördüm o sokakta.İki saat önceki gibi duvara yaslanmış ağlıyordun."

"İki yıl. Keşke bunu daha önce fark etseydim."

"Bunları boşver. Bugün sana ne oldu ? Neden oldu?"

"Kriz geçirdim. Böyle zamanlarda kimseyi göremiyorum.Bu yüzden herkesten uzak durmaya çalışıyordum.Bu geçmişimden kalan bir hastalık. Bugünde aynısı oldu. Tek fark sen dur dediğinde durabildim."

"Neden?"

"Bilmiyorum. Çok farklıydı. O ana kadar yani senin sesini duyana kadar gözüm ondan başkasını görmüyordu. Senin sesini duyduğumda sanki gözümdeki perde kalktı.Ve bana sarıldığında her şey geçti."

"Neyse Uluhan bugün yeterince zor bir gündü. Ben artık eve gitmeliyim."

"Burada kalmalısın. Üvey baban şuanlık fazla sinirli."

"Ama.."

"Burada kal işte İzgi. Hem ben acıktım. Kalk bana yemek hazırla."

"Başka istediğiniz var mı efendim?"

"Yok."

Odun işte. Kısa aramalarım sonucunda mutfağı bulduğumda makarna yapmaya karar vermiştim. Dolapları karıştırarak makarnayı bulduğumda suyunu hazırladım. Sosunu yapmaya başladığımda arkamda hissettiğim nefes sesi titrememe sebep olmuştu.

"Güzel yap küçük kız."

"Uzak durur musun ya?"

"Ne oldu İzgi? Etkilendin dimi?"

"Y-ook."

"Hı hı eminim öyledir."

"Lütfen."

Dediğimde uzaklaşarak tezgaha yaslanmıştı. Kısa bir süre sonra makarnayı hazırlamıştım. Masayı da hazırladığımda tabakları koyarak Pars'la beraber masaya oturmuştuk.

Yemeğe başladığımızda Pars'ın nasıl bulduğunu merak ediyordum.

"Küçük bir kıza göre başarılı olmuş."

"Cidden güzel mi?"

"Güzel olmuş."

Gülümsemişti. Bunun içten bir gülümseme olduğuna emindim. Bende gülümseyerek yemeğe devam etmiştim.

.......

Koltuktan kalkıp yukarı çıkacağım sırada Pars'ın sesiyle durmuştum.

"Uykun mu geldi?"

"Evet."

"Bu gece seninle uyumak istesem."

"Bu imkansız Uluhan."

"Lütfen. Sabah yaşadıklarımızın etkisi hala üzerimde. Normalde bunu hap içerek geçiriyordum. Bugünse senin sayende iyi oldum. Şimdi uyumam için uyku haplarımdan içmem gerekiyor. Ama onları içmek istemiyorum."

"Sadece bugün, sadece seni öyle gördüğüm için."

"Benim odama gel."

Yukarı çıkıp pijamalarımı giyerek Pars'ın odasına girdiğimde yatakta yatıyordu.

"Gel hadi yemem seni."

Dalgayla karışık söylediği şeye gülerek uzanmıştım yanına. Kalbim daha fazla dayanamayacakmış gibi geliyordu. Sevdiğim adamla uyuyacaktım.

"Saçlarımla oynar mısın?"

Dediğini yaparak yumuşak saçlarıyla oynamaya başladım.

"Bugün en perişan halimi gördün küçük kız. Ve bunu alay konusu yapabilecekken sen bana yardım etmeyi seçtin. İlk kez söyleyecek olsamda sen bunu hak eden tek insansın. Her şey için teşekkür ederim."

"En kötü anında da yanında olabilirim. Sadece aramızda duvarlar olmazsa."

Bu cümlemden sonra ikimizde susmayı tercih ettik. Ellerini belime koyduğunda gözlerimi kapatıp rahat bir uykuya daldım.

PARSELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin