Yaklaşık iki saattir boş boş televizyon izliyordum. Arda işinin olduğunu söyleyip çıkmıştı. Yine yalnızdım. Bazen eski günlere geri dönmek istiyordum. Anneme sarıldığım günlere. Pars'ı görmek için şekilden şekle girdiğim günlere dönmek isterdim. En azından o zamanlarda sevdiğim bir arkadaşım yoktu. Canımı yıkabilecek bir insan yoktu. Şimdiyse kısa sürede enlerim dediğim insanlar tek tek benden nefret etmeye başlıyordu. Şuan yaşamanın bir anlamı da yoktu aslında. Ama ölüyorum desem yanımda kimse olmazdı. Bundan emindim.
Kapı açıldığında gelenin Arda olduğunu düşünmüştüm. Ama Bulut'tu. Sanırım o da beni gördüğüne şaşırmıştı.
"Asel. Burada olacağını bilmiyordum."
"Arda burada kalabileceğimi söylemişti. Kusura bakma. Seninde burada kaldığını bilmiyordum."
"Sorun yok. Burada kalabilirsin."
Dediğinde gülümsemiştim. Yukarı çıktıktan kısa bir süre sonra üstünü değiştirmiş bir şekilde karşı koltuğa oturmuştu.
"Arda seni hasteneye götürdüğünü söylemişti. İyi misin ?"
"Evet. Teşekkür ederim. Önemsiz bir şeydi zaten."
"Onu kendine bağladığının farkında mısın ?"
"Ne ?"
"Arda sana bağlanıyor Asel. Farkında değilsin ama bu doğru. Sen Pars'ı seviyorsun ama dikkatli ol Arda seni sevmesin."
Dediğinde kafam iyice karışmıştı. Her şey boka mı sarıyordu? Yoksa bana mı öyle geliyordu emin değildim. Koltuktan kalkarak kapıya yöneldim.
"Nereye gidiyorsun ?"
"Annem aramıştı. Geç kaldım. Arda'ya teşekkür ettiğimi söylersin."
"Tamam. Görüşürüz."
Evden çıktığımda bir taksiye binerek yine o eve dönmüştüm.
İçeri girdiğimde Ersin Uluhan'ı görmeyi beklemiyordum. Tarık denen adamla annemin karşısında oturmuş kahve içiyordu.
"Hoşgeldin Asel."
"Hoşbuldum."
"Okul müdürün. Tanıyorsun dimi ?"
"Evet. Tanışmıştık."
"Merhaba Asel. Bende Pars'la olan arkadaşlığınızı konuşmak için gelmiştim."
"Nedeni sadece Pars ve ben mi ? Merak etmeyin oğlunuza ne dediyseniz yüzüme bile bakmıyor. Bu konuda eminim ki sizin annemle olan ilişkiniz yüzündendir. Ona ne söylediniz bilmiyorum ama bu olayda benim zerre suçum yok. Yanlış kişiyi seçtiniz. Böyle günah çıkarılmaz Ersin Uluhan."
"Asel o senin müdürün. Lütfen kelimelerine dikkat et."
"Okul sınırları içerisinde evet öyle. Ama şuan senin kocanı aldattığın adam olarak karşımda."
Hızla yukarı çıkıp kendimi yatağıma attım. Bugün daha kaç kişi karşımda duracaktı ? Kaç darbe daha alacaktım ki ? Kaldıramazdım artık. Gözyaşlarımı akıtarak gözlerimi kapattım. Uyumak en güzel unutma yöntemiydi.
.........
Okul kapısından girdiğimde herkes çevremde toplanarak bir yuvarlak oluşturmuştu. Ve Hira denen o kız sırıtarak karşımda duruyordu.
"Ne o cici kız. Dün seni okuldan ağlayarak çıkarken gördüm. Kim canını yaktı ? Aaa Pars mı yoksa ? Kıyamam."
Alayla söylediği cümleler sinirlenmeme sebep olmuştu.
"Hadi söylesene herkese. Ben ona aşığım. Ama o beni sevmiyor. Benim yüzüme bakmıyor desene."
Hızla kasıklarına tekmeyi geçirdim. Benden bunu beklemediği için yere doğru eğilmişti. Yüzüne yumruğumu geçirerek diz kapağına da tekme attığımda yere düşmüştü. Ayağımı boynuna koyarak nefes almasına engel oluyordum.
"Şurada seni öldürmemem için tek bir sebep söyle. Hadi durma söyle."
Susmaya devam ettiğinde ayağımı daha çok bastırmıştım.
"Sakın bir daha benim hakkımda konuşma. Etrafımda dolanma. Adımı kirli işlerine bulaştırma. Bir daha ki sefere acımam yemin ederim öldürürüm seni."
Hızla yere attığım çantamı alarak sınıfa girdim. Tırnaklarıyla cırmaladığı elim kanıyordu. Pislik kız. Bir de onunla uğraşmak zorunda kalmıştım.
Çisil'i gördüğümde gözlerini kaçırarak bana uzak bir sıraya oturmuştu. Sanırım benden korkuyordu. Ama bir süre böyleydim. Canım yanmaya devam ettiği sürece bende onların canını yakacaktım.
Pars sınıfa girdiğinde yüzüme bile bakmamıştı. Zaten ondan sonrada hoca gelmişti. Derse odaklanmaya çalışıyordum ama bu fazla zor geliyordu.
Pars'a baktığımda sıranın altından telefonuyla oynuyordu. Sanırım birisiyle mesajlaşıyordu. Elimde tuttuğum telefon titrediğinde mesajın ondan gelmiş olduğunu düşünerek heyecanlanmıştım.
Gönderen: 05....
Duyduğuma göre iki kız bahçede kavga etmiş İzgi. Sarışın bir kız az kalsın katil oluyormuş. Üzüldüm. O sarışın başkasına olan sinirini kavga ettiği kızdan çıkartmış.
Rehberime numarasını kaydederek hızla mesajına cevap verdim.
Gönderilen: Pars
Kız fazla sinirliymiş Uluhan. Ve evet. Sinirini ondan çıkartmış. Ama pişman değilmiş.
Pars'a baktığımda yine telefona odaklanıp bir şeyler yazmaya başlamıştı.
Gönderen: Pars
Pişman olmasın zaten İzgi. Kavga ettiği kız hak etmiş. O sarışını dün bir erkek üzmüş. Ve sarışında kızdan çıkartmış sinirini. Haklı olduğunu düşünüyormuş herkes. Hem sarışını üzen çocuk kıza zarar verdiğini anlayıp pişman olmuş. Onunda canı yanmış.
Pars'ın pişman olduğunu bu şekilde anlatması benim gülümsememe sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARSEL
ChickLitPars Uluhan. Vazgeçemediğim mükemmel adamım. Sevdiğim. "O olmadan nefes bile alamıyorum ben." ..... "Benim etrafımda dolaşma küçük kız. Etkilenirsin." "Uçurumdan atlamaktı benim için seni sevmek." Tüm hakları saklıdır. Öyle bir durumda yasal işlem...