RÜZGAR'DAN...
Bana gulmeyi öğret,sevmeyi,
Delice özgür olmayı öğret,seni sevmeyi öğret bana,
Cevabını bilmediğim soruların cevabını öğret,
Yüreğime açılan yaranın nasıl kapanacağını,seni severeken acı cekmemeyi öğret,
Bana acı cekmemeyi öğret....
¤¤¤¤¤¤
Motorsikletime binmiş(multi medya da var,yazarınız tam bir motosiklet hayranı),gaza yüklenmiş rüzgarın bedenime çarpmasına izin vererek incecik,
Yolda ilerliyordum,
Gideceğim yeri bildiğim gıbı şu an nerde,neyin,nasıl bur durumun içinde olduğumu bilmek isterdim.
Şu an,şu motorun üzerinde ölmek ve acı dolu şu dünyayı daha fazla yaşamamak isterdim.Çıkmazın içine girmiş.çöllerde kalmış gibiydim,
Sıcak kumların üzerinde susuz kalmış insan gibiydim,
Arafat sıkışıp kalmış,dar bir kutunun içine kapatılmış,
Çaresiz ve yapayalnız gibiydimBunları düşünürken ne ara hastanesinin yoluna saptığımı anlayamamıştım,motosikletetimi garaja park ederek hastaneye girdim.
Ağır adımlarla merdivenlerden çıkıyordum ki, köşede sessiz ve yanlız bir başına oturmuş ağlayan küçük bir kız gördüm,yanına giderek neyi olduğunu sordum,keşke sormasaydim diye düşündün çünkü duyduklarım yüreğimin yanmasını ve kanamasını. Artırmış,eskiker gözlerimin önünden filim şeridi gıbı akıp geçmişti."Abi annem öldü biliyormusin,bana söz vermişti seni bırakmayacağım,senden önce ölmeyecegim diye ama öldü bana yalan söyledi.
Abi anneler yalan söylemezdi hanı,ama benim annem bana yalan söyledi,hemde canımın yanacagini bile bile
Bu acı dolu hayatta beni tek başıma bırakıp gitti canım hiç acımadığı kadar çok aciyordu.""Adın ne bakalım senin küçük burunlu küçük."
Kirginca gülümsedi,acisinin izin verdiği kadar, tekrar bana dönerek konuşmaya başladı.ben de yere onun gibi oturdum ve dinlemeye başladım.
"Adım 'Eslemnur' senin adın ne abi."
"Rüzgar,peki baban nerde küçük."
"O adımi hiç sorma Rüzgar abi hergün ölsün diye göZüne bakıyordum ama ölümuyirdu onun yerine annem,'kanatsız meleğim'öldü o pislik hala hayatta."
"Neden öyle dedin küçük,babanı sevmiyor musun?"
"Öz babası olan birinden nefret ederimi biri ben ediyorum.çünkü bize bakmayan her gün içip içip annemi döven,bana bu yaşıma kadar sevgi göstermeyen,nefret abidesi."
Vuuu bu küçüğün derdi benden büyük yaşı benden küçük,küçücük yaşında dışarda oyun oynaması gerekirken,ödevlerinden sıkılmasi gerekirken,
Burda hiç tanımadığı yabancıya hayatın yükünü anlatıyor."Kalk küçük gidiyoruz."
Dedim ve daha yeni çıkmakta olduğum merdivenlerden tekrardan çıktımaya devam ettim.
Ve daha yeni gelmekte olduğum kişinin kapısının önüne gelmiştim.sekretere dönerek."Beni süzmeyi kes.Deniz icerde mi?
Hastası falan varmı.""Yok Rüzgar bey."
Ha şöyle yola gel salak kadın beni süzmekten vazgeçti,bende hiç vakit kaybetmeden kapıyı çalmadan,açarak içeriye girdim.
"Deniz abi!"
Küçüğün Denizin adını söyleyince ağzım bir metre açık kaldı.
"Rüzgar kardeşim ağzını kapat şimdi sinek kaçacak."
Uyuzca sırıtarak.
"Çok komik."
Kendi odamdaymis gibi davranarak siyah deri koltuğa kendimi bıraktım.
Ve Denizle Eslemnura bakmaya başladım.Deniz' den
Ah deli fırtına ah nasıl bir çocuk bu Rüzgar anlamam ki.
"Eslemnur neredeydin abicim sen ne kadar aradım seni haberin varmı.bır daha bir yere gitmeden önce bana haber ver.Annenin dediklerini hatırlıyorsun demi."
"Özür dilerim Deniz abi biraz yanlız kalmaya ihtiyaçim vardı.zaten yanlizda kalamadim,Rüzgar abi ile tanıştık."
Kafamı Rüzgara çevrildiğimde gözlerinin dolduğunu gördüm,bu normal bir şeydi Rüzgar da az acılar çekmemiştı annesini kaybettiği zaman Eslemnur kadardı.
"Hmm demeki öyle oldu,bukezlik affettim ama bir daha tekrarlanirsa bozuşuruz ona göre tamamı."
Diyerek küçük burnunu hafifce sıktım.
Oda gözlerimin içine bakarak."Tamam Deniz abi.Deniz abi."
"Efendim abicim söyle,seni dinliyorum hatta şöyle geç."
Diyerek, Rüzgarın oturduğu koltuğun karşısına oturdu.Gözlerini bi bana birde Rüzgar'a bakarak konuşuyordu.
"Deniz abi şimdi bana ne olacak.yetimhaneye mi? Gideceğim yoksa annemin ölümüne sebebe olan o hayvanı yaratığın yanına mi?göndereceksın."
Rüzgar,Eslemnur konuşurken kendini zor tutmuş gibi hemen söze atladı.
"Deniz benle iki dakkalığına gelsene bi sana sormam gereken bir şey vardı onu sormam gerek,Küçük istediğin bır şey varsa aşağıdan sipariş veririm."
Eslemnur gene kizarmaya başlamıştı ne zaman utansa böyle olurdu ve cevabı olumlu isede kızarır di.
"Kola ve tost istiyorum.lütfen"
"Peki küçük"
Diyerek adı gıbı ezbere bildiği kantincinin numarasını çevirdi ve arayarak sipariş'leri verdi.
"Sen burdan bir yere ayrılma tamam mi?küçük siparişlerin gelir birazdan."
Evet anlamında kafasını salladı.Rüzgar önden ben arkadan çıkarak kapının önünede durduk ve sessizce konuşmaya başladık Rüzgarı kaç senelerdir ilk defa böyle görüyordum,gözler kızarık,boğazı düğüm düğüm konuşurken bile zorluk çekiyor.ve bir anda yere yığıldı.
Ağlıyordu hemde sessizce,kimse duymayacak kadar. Göz yaşı damlaları birer birer akıyordu,
Kaç senenin izi ve acıları vardı o yaşlarda...
Teker teker birikimişler vardı.
Deli dolu yürekli insan bile ağlardı,
Ağlamak acizlik değil rahatlama ve kalbin temizleme şeysı idi...¤¤¤¤
YAZARDAN. NOT
Ağlayın ağlamak acızlik değildir....
Ağlamak ruhu rahatlatır,ömürü huzur doldurur,
Eğer bide Allah için akıyorsa göz yaşı,
Işte kalp tertemiz olmuştur....Sağlıklı ve Huzur dolu kalın...
Namaz huzurdur, huzur dan kaçmayın
Huzur sizi huzura ulaştıracaktır...:) :) :) :) :) :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Güzel İmtihanimsin .
SpiritualYayınlanma tarihi = 02/21/2016 Saat 2:22 de dokundum hayatınıza bize hayatınızda kocaman yer verdiğiniz için sonsuz teşekkürler... ~Rüzgar=Mina~ 'SEN BENIM YAŞADIĞIM EN GÜZEL MEVSIMIMSIN...' 'Şu an ona gidip sarılmak ve özlem kaldığım o portakal kok...