İŞTE YENİ BÖLÜMÜMÜZ GELDİİ!!
Bir ürperti ensemden bütün vücuduma yayıldığında yanağımdan makas aldığı ve şimdide gözümün önünde salladığı eline sinirle bakıp bir tane geçirdim.
-"Sensin görüşürüz! Görüşemeyiz."
-"Görürsün Elis."
-"Benim birşey göreceğim yok uzak dur benden. Ben sana hiçbir şey yapmadım. Rahat bırak beni!"
Diyerek arabadan indim. Kapımın önüne geldiğimde elimi cebime atıp anahtarı aradım ama bulamadım. Sesli bir of çekip arkamı döndüğümde Savaş elini camdan çıkartmış anahtarı bana sallıyordu. Hızlı adımlarla yanına gidip elindeki anahtarı almak için hamle yaptığımda elini geri içeriye çekti.
-"Oyun mu oynayacaksın Savaş?" Diyerek sinir ve alay karışımı bakışlarımı gönderdim.
-"Sana mı soracağım. Elis?" Diyerek bana meydan okuduğunda onu geri çevirmedim.
-"Aynen bana soracaksın."
Dedim alaylı bakışlarımla. Bir anda arkasına dönüp Tuana'ya baktı küçük kız uyumuştu. Zaman kaybetmeden arabadan inip kolumu sıkıca kavradı ve beni arabayla kendi arasına sıkıştırdı.
-"Çekil dibimden!"
-"Kes sesini Elis! Sen bana ne yapacağımı söyleyecek kadar yükselemezsin!" Sessiz ama sert sesiyle beni ürkütebileceğini mi sanıyordu. Tamam ürkütebilirdi hatta ürktümde ama mahalledeyiz bir bağırsam herkesi toplarım buraya canım!
-"Sana çekil dedim Savaş!"
Kolumu dahada sıktığında inleyerek boşta olan elimle omzuna yumruk atmaya başladım. Kolumu daha fazla sıktığında mahalleyi ayaklandırmak için tam ağzımı açmıştımki Savaş ne yapacağımı anlayıp hemen kolumu bırakıp elini ağzıma kapattı. Pes etmeyip bağırmaya çalıştığımda sessiz homurtularımdan başka birşey duyulmuyordu.
-"Bana bak Elis seni serbest bıraktım diye hemen kurtuldum sanma ben ne kadar istersem sen o kadar özgürsün anladın mı bunu?"
Cevap verme girişiminde bulunmadığımda ağzımdaki elini biraz daha bastırıp cevap vermemi bekledi. Kafamı hayır anlamında salladığımda seri hareketiyle kafasını boynuma gömüp sertçe dişledi. Gözlerim yaşadığım acıyla dolarken boynumu ondan kurtarmaya çalıştım ama bu hiçbir işe yaramadı sonunda tamam demeye çalıştım ama ağzımdaki eli sayesinde homurtumdan başka hiçbir şey duyulmuyordu. Savaş homurtumu duymuş olmalı ki boynumu bıraktı ve yüzünü yüzüme iyice yaklaştırdı.
-"Ne dedin duyamadım?" Dedi alayla. Ona senden tiksiniyorum bakışı atmak istesemde yemedi. Bunun yerine gözlerimle ağzımdaki elini işaret ettim. Elini ağzımdan çekip saçlarımı kulağımın arkasına götürdü. Ve sert bakışlarını gözlerime kilitledi.
-"Ta..tamam." Bu kadar belli etmek zorunda mıydım? Gerçekten?
-"Anlamana sevindim." Diyerek yanağımdan tekrar makas aldı ve sağlam olan elimi avucuna alıp anahtarımı elime bıraktı. Ardından arabasına bindi bense olduğum yerde durmuş elimdeki anahtarla bakışıyordum.
-"Anahtarla olan ilişkin bittiyse evine gir artık!" Savaş'ın sert sesini duyduğumda irkildim ve hızlıca evimin kapısını açtım ardından sertçe kapattıktan sonra hıncımı kapıdan çıkartmaya çalışıp tekmelerimi yumruklarımı yağdırmaya başladım. Gözlerim yanmaya başladığında zihnimde bağıran kelimeleri dışarıya çıkarttım.
-"Neden ben? Ha? Neden? Neden? Neden? Ben ne yaptım sana? Allah'ın cezası ne yaptım ulan ben? Ha? Yeter artık!" Sesim sonlara doğru kısılmıştı. Son tekmemide kapıya geçirip sırtımı kapıya yasladım ve aşağıya doğru kaydım. Sürekli son söylediğimi sessizce tekrar ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOVALAMACA
Teen FictionElis Erez, 17 yaşında bir genç kız annesinin evlenmesi ile hayatı alt üst olur çünkü hayatına üvey kardeşi Onur girmiştir. Onur Elis'i elde etmeye çalışırken ikisininde başını belaya sokar. Ve kovalamaca başlar... "Kızı al. Kız senin olsun. Beni bır...