(BÖLÜM +18 OLDU)
Bıçağın soğuk baskısını boğazımda hissettiğimde kısık sesle inledim. Korkudan bütün vücudum titriyordu. Bıçağın baskıyı sertleştiğinde nefes almayı bıraktım. Gözümden yaşlar sicim gibi boşalırken bir an önce hayatıma son vermesini bekledim. Bir hiç uğruna..
"Gözlerini aç!" Sessizce verdiği emri yerine getirecek cesaretin kırıntısı bile yoktu metalin aksine sıcak olan kanımda.
"Gözünü aç dedim!" Bağırmasıyla yaşlı gözlerimi araladım.
"Savaş ben onu tanımıyorum, inan bana.."
"Onu gördüğünde yüzündeki şaşkınlık ifadesi neydi? Adını nerden biliyosun ulan o zaman?"
"Bana neden güvenmiyorsun? Sana doğruyu söylüyorum onu ilk defa asa..." Asansörde gördüm diyeceğim sırada yanağıma yediğim tokatla uzandığım yerde yüzüm banyo fayansına çarptı.
"Yediğin dayak yetmedi herhalde bir de geçmiş karşıma o piçi anlatıyorsun!"
Ağzıma gelen kan tadıyla dudağımın patladığını anladım. Boğazımdaki bıçağı kaldırıp benide kaldırdı. Ağzımdaki kanı lavaboya tükürerek bir kaç kere suyla çalkaladım.
Havlu üzerimden düşeceği sırada sıkıca sarıldım ve düşmesini engelledim.
"Ne o şimdide namuslu fahişeyi mi oynuyorsun?"
Bana fahişe? Dedi?
"Kimse bana fahişe diyemez!"
Yüzüne en sert tokatlarımdan birini geçirip göğüsünden sertçe ittirdim.
Bileğimi kavrayıp çekiştirerek banyodan çıkarttı ve yatağa fırlattı güçsüz bedenimi. Ellerim sıkıca havlumu tutarken yataktan kalktım.
Omuzlarımdan sertçe ittirdiğinde tekrar yatağa düştüm tekrar kalkacağım sırada bileklerimi başımın yanında tutarak üzerime uzandı."Sen bana aittin lan! Nasıl yaptın bunu?"
"Ben hiç bir zamam sana ait olmadım olmamada! Kalk üzerimden!"
Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Ulan ben seni sevmiştim.. Sen benimdin!"
Beni sevdiğini mi söyledi o? İnanma Elis sevse sana inanırdı inanmadan önce güvenirdi sana.. Derin düşüncelere dalmışken havluyu çekmesiyle çırılçıplak karşısında kaldım ellerimle bedenimi gizlemeye çalışarak çığlığımı serbest bıraktım. Ama ne yazık ki bana yardım edebilecek hiç bir kimse yoktu..
"Sevdim.. Ama sen ne yaptın başkasına ait oldun!"
Çığlıklarım boğazımı yırtarken yüzüme yediğim tokatla çığlık atmayı bıraktım.
"Bana dokunma! Lütfen bana dokunma istediğin herşeyi yaparım.. Nolur dokunma yalvarırım.." Transa girmiş gibiydi söylediklerimin hiç birini algılamıyordu.. Tişörtünü çıkarttığında korkum daha da artmıştı kalbim göğüsümü delecek gibi atarken üzerimden kalkıp kemerini çıkartmaya başladığında çarşafı alıp odadan kaçtım. Peşimden bağırarak geliyordu. Merdivenlerin başına geldiğimde bedenime doladığım çarşafa takılıp düşeceğim sırada belimden yakalayan Savaş ayaklarımın yerle olan bağlantısını kesip beni tekrar odaya getirdi.
"Savaş? Ne olursun beni dinle! Bana inan lütfen!" Yatağın yanına geldiğimizde yere indirip üzerimdeki çarşafı sıkıca tutmama rağmen tırnaklarımı kırarak çekti. Tırnaklarımın acısıyla kıvranırken omuzlarımdan ittirip kendi pantolonunu çıkarttı ve üzerime çıktı.
Çığlıklarımı tekrar serbest bıraktığımda boğazımdaki dehşet verici acıya aldırış etmeden devam ettim. Utanç verici durumdan kurtulmaya çalışırken gittikçe sertleştiğini hissediyordum.
Yalvarırcasına gözlerine baktığımda aldırış etmeden kafasını boynuma gömdü. Sert diş darbeleri canımı yakarken omuzlarından ittirmeye çalışıyordum ama milim bile kıpırdamıyordu.
"Canımı acıtıyorsun! İstemiyorum bırak beni!"
Başını kaldırıp dudaklarıma yöneldiğinde başımı çevirip öpmesine engel oldum.
"İstemiyorum dedim! Nolur bırak beni!"
"Bunu o piçle yatmadan önce düşünecektin! Sen benimdin!"
"Ben onunla yatmadım diyorum sana!"
"Daha fazla yalan söylemeye devam edersen seni öldürürüm! O yüzden kes sesini!"
Ellerimi yumruk haline getirip omzuna geçirmeye başladığımda sinirle kendini bana bastırdı canımın acısıyla inledim. Dudaklarının baskısını köprücük kemiğimde hissettiğimde ürperdim. Dudakları aşağıya kayarken odadaki tek ses benim yalvarışlarımdı. Elleri vücudumu keşfederken dudakları göğüsümde oyalanmaya başladı. Ellerimle engel olmaya çalıştığımda bileklerimi sıkarak başımın yanına sabitledi.
"Savaş dur!"
Dinlemedi altında de elenmelerim bir sonuç vermezken dudaklarını ayırmadan ellerimi serbest bıraktı. Bittiğini düşünürken iç
çamaşırını çıkarttığını görmemle kaçmak için elimden gelen gelmeyen herşeyi yaptım ama kurtulamadım. Yüzünü tutup kendime çevirdim."Savaş, yapamam. Lütfen.."
"O piçle yaparkende söyledin mi bunları?"
"Yapmadım diyorum sana!" Gözlerime nefretle bakıp aşağıya kaydı. Dudaklarını özel bölgemde hissettiğimde kendimi geriye çektim kalçalarımdan tutup geri çektiğinde tekrar geriye kaçtım sertçe sabitlediğinde ellerimle kafasını ittirmeye çalıştım.
Çabalarım hiç bir sonuç vermezken sinirle gözlerime baktı. Bense ona yaşlı gözlerimle yalvaran bakışlarımı göndermeye devam ediyordum.
"Hazır mısın? Diyeceğim ama alışıksın zaten."
Özel bölgemde baskısını hissettiğimde ellerimi götüreceğim sorada bileklerimi tekrar yatağa sabitledi.
"Savaş sakın yapm..." Hissettiğim keskin acıyla derinlerimden gelen bir çığlık koyuverdim, boğazımın parçalandığını hissederken Savaş durmadan hareketlerine devam ediyordu.
Acım gittikçe katlanıyordu. Bacaklarımın arasında hissettiğim sıcaklıkla çığlık atmayı bıraktım.
Kaybetmiştim.. Herşeyimi kaybetmiştim.. Artık eskisi gibi değildim yıllardır koruduğum bekaretimin kanıtı az önce gitmişti.
Savaş birden durdu ve kendini geri çekti bakışları bacak arama kaydığında yüzündeki şok ifadesi pişmanlıkla harmanlanmış bir şekilde bana baktı.
"Sen..."
EVET YOĞUN İSTEK ÜZERİNE BÖLÜMÜ YAZDIM BİRAZ ACELEYLE OLDU HATALARIM VARSA AFFEDİN BİR GÜNE İKİ BÖLÜM PAYLAŞTIM BU BİR İLK OLDU BENİM İÇİN. 😘😍☺️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOVALAMACA
Teen FictionElis Erez, 17 yaşında bir genç kız annesinin evlenmesi ile hayatı alt üst olur çünkü hayatına üvey kardeşi Onur girmiştir. Onur Elis'i elde etmeye çalışırken ikisininde başını belaya sokar. Ve kovalamaca başlar... "Kızı al. Kız senin olsun. Beni bır...