BÖLÜM 31

12.4K 503 39
                                    



Sertçe yutkundum. Artık ben diye bir şey yoktu ki bana 'sen' diyordu.. Gözyaşlarım yastığa dökülürken bakışlarımı kaçırdım.

"Git.." Kesik kesik nefesler alırken zor da olsa git diyebilmiştim.

"Elis.. Ben.." İçimdeki acı çığlıkları daha fazla tutamayıp serbest bıraktım ve var gücümle çığırdım. Hareketsiz yatan bedenimi kavrayıp sıkıca sarıldığında hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim.

"Elis... Ben... Bilmiyordum.."

"Git.. Lütfen.." Yavaşça çıkarttı bedenimi sıcak kollarının arasından. Serinlik vücuduma çarptığında ürpermiştim. Temiz olan çarşafı bedenime doladım ve banyoya gittim.

Tam bir saattir banyodaydım. Sıcak su tepemden akarak derimi haşlamıştı. Banyonun kapısı tıklatıldığında 'kim o?' deme gereği duymadım.

"Elis iyi misin?" İyi miyim sahi? Saçmalık!

"Elis cevap ver?" Telaşlı çıkan sesini duymazdan geldim.

"Elis!"

Kapı gürültüye açıldığında refleks olarak ellerimi bedenime sardım. Bu bende gülme isteği uyandırmıştı. Sanki saklayacak birşeyim kalmıştı artık.. Seslice gülmeye başladım gülümsemem kahkahaya dönüştüğünde Savaş anlamaz gözlerlerle bana bakıyordu. Yanıma gelip kolumu tuttuğu sırada elini hızlıca geri çekti.

"Kahretsin!" Sıcak ayarı hemen soğuk tarafa çevirdi. Soğuk su vücuduma çarptığında kaçmaya çalıştım ama kolumdaki parmakları buna izin vermedi.

"Kendine zarar verme!"

"Bana dokunma!" Vücuduma doladığım kolumdaki parmaklarını ayırmasını işaret ettiğimde elini çekmeden suyu kapattı ve banyodan çıkarttı. Havluyu omuzlarıma sardığında sıkıca tutundum havluya.

Beni yatağa oturttuğunda gözlerim karşımdaki aynada takılı kaldı. Artık esikisi gibi olmadığım dışımada yansımış mıydı? Sahi artık büyümüş müydüm? Çünkü kendimi yaşlanmış gibi hissediyorum.. Önüme gelen karartıyla sıçradım. Savaş elindeki kıyafetleri işaret ettiğinde bir tepki vermedim. Eli havluma yaklaştığında ellerimle onu durdurdum.

"Dokunma bana!"

"Elis sadec..." Hâla yaklaşmaya çalışıyordu.

"Dokunma lütfen..." Dolu gözlerimi yalvarırcasına ona çevirdiğimde geri çekildi.

"Tamam.. Tamam dur ağlama lütfen. Bak geri gidiyorum ve elimdeki kıyafetleri buraya bırakıyorum üstünü giyip aşağıya gel yemek yiyelim."

Odadan çıktığında koltuğa bıraktığı iç çamaşırlarını, beyaz şortu ve beyaz tişörtü giydim. Makyaj masasındaki tarağı aldım ve boydan olan aynanın önüne bağdaş kurarak oturdum. Tarağı saçlarıma geçirdiğimde aşağıya çekemiyordum çok karışmıştı saçlarım. Sebebi çırpınışlarımdı. Bi süre daha zorladım ama açılmıyordu. Sinirle saçlarımı hırpalamaya başladım. Sanki suçlu onlardı.. Bütün sinirimi saçlarımdan çıkarırcasına saçlarımı açmaya çalışırken tarağı tutan elimin üzerine konulan elle irkildim.

"Ağlama."

"Ağlamıyorum!" Bunu söylerken sesimin titremesiyle ağladığımı fark ettim.

"Saçlarını neden yoluyorsun?"

"Sana ne?" Gözlerini yumup bir süre bekledikten sonra elimdeki tarağı aldı. Arkama oturup saçlarımı taramaya başladığında oturduğum yerden kalkacağım sırada bir elini belime doladı ve geri yerime sabitledi.

"Sadece saçlarını tarayacağım." Belimdeki eli kalkma izin vermiyordu hareketsiz kalıp saçlarımı taramasını bekledim. Canımı yakmamaya özen göstererek saçlarımı tarayan adama baktım aynadan. Saçlarıma bile bu kadar hassas davranırken bana neden kötü davranmıştı? Bana neden inanmamıştı?

"Neden?" Dedim kendimi tutamayarak. Sesim kesik ve fısıltı gibi çıkmıştı. Boğazıma oturan yumruyla bekledim. Sorumu duymazdan gelip saçımı taramaya devam etti. İşini bitirdiğinde tarağı kenara koydu ve saçlarımı koklayıp öpücük bıraktı. Önünden kalkacağım sırada belime doladığı kollarıyla sırtımı göğüsüne sabitledi. Çabalarım sonuç vermeyince kendimi serbest bıraktım. Gözlerimiz birleşti aynada.

"Neden Savaş? Benim sana ne kötülüğüm oldu?" Yutkundum. "Beni koruyacak bir babam olmadığı için mi kötü şeyler hep benim başıma geliyor? Beni seven bir annem olmadığı için mi kötü şeyler yaşıyorum sürekli?"

"Özür dilerim Elis.."

"Hayatımı mahvettin. Ben bunu beni seven birisiyle yaşayacaktım. Sadece ona ait olacaktım. Sadece çocuğumun babasına ait olacaktım. Ama sen benim hayallerimi aldın elimden.. Küçüktüm ben.."

"Sen benim küçüğümsün Elis. Başkası olamaz." Durdu. Yanağımdan süzülen yaşı baş parmağıyla sildi ve saçlarımı kokladı. "Kokun çok güzel ve sadece bana ait. Gözlerin çok güzel ve bana ait kısacası küçüğüm.. Sen sadece bana aitsin. Çünkü seni seviyorum."

CANLARIM ŞİMDİ KISA OLDU FALAN DEMEYİN ACIYIN BANA 2500 SORULUK ÖDEVİ KOYDULAR ÖNÜME VAKİT KALMIYO Kİ BENDE GEZİYORUM EĞLENİYORUM DERS ÇALIŞIYORUM ARTA KALAN VAKTİMDEDE YAZIYORUM 12 OLMAK KOLAY DEĞİL. ÇOK SEVİYORUM SİZİ GÖRÜŞMEK ÜZERE HOŞÇAKALIN.. 😘☺️💜

KOVALAMACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin