BÖLÜM 47

7.2K 356 65
                                    



EVET KISA OLDU AMA VAKTİM BU KADARINA YETTİ SİZİ BEKLETMEMEK İÇİN PAYLAŞIYORUM BÖLÜMÜ BİTİRDİĞİNİZDE KÜFÜR ETMEK YOK BAİINDAN SÖYLEYEYİM. 😃 KEYİFLİ OKUMALAR.. 💋


❤️

Gelen ses Ömer'e aitti, umursamadan küfürlerimi savurmaya devam ederek kızı etrafımda çevirmeye devam ettim. Ama bu çok uzun sürmemişti.




Belim kavranılıp ayaklarım yerden kesildiğinde pes etmeyip havadaykende tekmemi kızın poposuna geçirdim. Bir kaç gün kaportasını kullanamayacaktı, aman ne yazık!




Vanilya kokusunun erkeksi kokuyla harmanlanmış odunsu koku burnuma bayram ettirirken beynim şimdi ne yapacağını düşünüyor kalbimse az önceki öfkemin izlerini ve şuanki korkumu taşıyarak haddinden fazla hızlıydı..




Kucağından inmek için çırpınırken o beni çoktan sırtına atmış ilerliyordu. Sertçe yere indirdiğinde bir kaç adım geriledim ancak popomun arabaya toslamasıyla Savaşla araba arasına sıkışıp kalmıştım.



"Seni uyarmıştım."



"Ha..."



"Kes!" Lafımın bölünmesine sinirlenip sinirle baktım gözlerine.



"Açıklamama izin verecek misin?"



"Hay..." bu sefer onun sözünü kesen bendim, daha doğrusu ellerim. Dudaklarının üzerine sıkı sıkıya kapattığım elime baktı ardından gözlerini yumup bir süre bekledi ve ifadesiz gözlerini bana çevirdi.




"Asıl sen kes sesini ve beni dinle! Hakkettiler, kimse kardeşimin saçlarını çekiştirip elini kaldıramaz o kalkan elleri sikerim! Anladın mı?" Diyerek elimi dudaklarından çektim hayrete düşmüş bir şekilde yüzüme bakarken omuzlarından ittirip arabaya bindim. Ama bu sefer yan koltuğa değil, sürücü koltuğuna oturmuştum.




Ama tabii ki Savaş'ın gelip beni indirmesi ihtimalini düşünmemiştim etrafıma baktığımda kimsenin olmamasına sevinerek arkamı ona dönüp yürümeye başladım. Madem benim sürmeme izin vermiyordu o halde bende onunla gitmeyecektim. Gerçi benim kararlarımın onun için pek bir önemi yoktu ama yinede ona boyun eğmek istemiyordum, en azından her konuda..




Arabanın korna sesi kulaklarımı doldurduğun sıçrayarak ona döndüm tam arkamda duruyordu. Camı indirdi ve sakin çıkarmak için pek uğraşmadığı sesiyle konuştu;



"Ben oraya gelmeden bin şu arabaya!"



"Eğer direksiyona ben geçersem neden olmasın?"



"Saçmalayarak sinirimi bozma!"



"İyi o halde sana iyi yolculuklar, ben gidiyorum!" Neden bilmiyorum ama arabayı ben kullanmak istiyordum. Kapı açılıp kapanma sesi geldiğinde göz ucuyla arkama baktım ama o çoktan yanıma ulaşmıştı. Kolumdan tutup sürüklemeye başladığında ayaklarımı sürüyerek ona engel olmaya çalıştım, taa ki beni sürücü kapısının önüne bırakana kadar.




Gülümseyerek kapımı açtım ve yerime oturup koltuğu kendime göre ayarladım. Sıcak hava tenimi yumuşatırken heyecanlanmaya başlamıştım.



"Neyi bekliyorsun?" Savaş'ın sorusuyla kendime gelip izlediğim videolardan hatırladıklarım kadarıyla vitese baktım neyseki otomatikti. Frene basarak vitesi ayarladım ve yola koyuldum.



"Ne zaman öğrendin?"



"Aslında pek bildiğimde söylenemez, bu ikinci kullanışım." İlkide Duyguyla beraber kaçışımızdı. Kısa bir an için gözlerimi ona çevirdiğimde yüz hatları oldukça gerilmiş duruyordu. Bu hoşuma gitmişti.



Hızımı arttırmaya başladığımda alaylı sesiyle konuşmaya başladı.



"Sence de ölmek için fazla yakışıklı değil miyim?" Ukala.



"Bir düşüneyim, hmm.. değilsin." Dedim ve kahkahamı serbest bırakıp hızımı dahada arttırdım ibre iki yüzü geçmeye başladığında ormanın içinden geçen bir yolda olduğumuz için yol boştu, çok korkmuyordum.



"Eğer durmazsan ceza alacaksın!" İçten gelen bir kahkaha attım ve hızımı düşürmeden devam ettim. Cezaymış!




"Sence sen ve cezaların benim umrumda mı? Senden nefret ediyorum! Beni seviyormuş gibi davranmandan, bana değer veriyormuş gibi davranmandan, beni kullanmandan, beni sürekli zorlamandan, hırpalamandan, canımı yakmandan, her yaklaştığında kalbimi göğüs kafesimden fırlatacakmış gibi hızlandırmandan, herşeyden, herşeyden nefret ediyorum! Anladın mı herşeyden?" Boğazımı parçalarcasına bağırmam sonucunda yumruğunu torpidoya geçirdi;





"Bende senden nefret ediyorum lan! Beni kendine bağlamandan, yanımdayken bile özlemekten, dayanamıyorum! Anladın mı dayanamıyorum? Senin yanımda olmama ihtimalin bile beni bitiriyorken beni sevmemenden nefret ediyorum! Madem sevmeyecektin beni kendine aşık etmeseydin!" Duyduğum kelimelerle ayağım frene gitmiş sert bir şekilde kayarak durdurmuştu arabayı.




"Senden nefret ediyorum anladın mı? Bundan sonra ben yokum, mutlu olabilirsin! " Tekrar bağırması üzerine hiç bir tepki vermeden bakıyordum yüzüne. Gelen korna sesi ve gözümü alan far ışıklarıyla gözlerimi kıstım üzerimize hızla gelen kamyonu gördüm.


"Elis, gaza bas!"


"Elis bas şu gaza!"


HOŞÇAKALINN! 😘😘😘

KOVALAMACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin