3

1.3K 160 128
                                    

Soğuk havayı hissetmek isterdim. Rüzgarın yüzümü okşamasını, bir de saçlarımın uçuşmasını isterdim. Bir hayalet hissedemezdi belki tüm bunları. Bahane arıyordum insanlığı sevebilmek için belki de. İzlediğim herkesi kıskanmak için sebep arıyordum sanki. Hissetmeyi boş verdim birden, polis merkezinde çıkan Vanessa'ya odaklandım. Çıkar çıkmaz telefonunu çıkardı. Aradığı kişiye kendisini almasını söyledi ve telefonu kapattı. Benim aksime tüm insanlar gibi soğuğu hissediyordu, Vanessa kollarını birbirine bağlayarak dudağını dişledi. Tam önünde duruyordum ve hissetmeyi hatırlamaya çalışıyordum.

Kendisiyle sesli bir şekilde konuşma alışkanlığı vardı Vanessa'nın. Bu yüzden bir şeyler söyler umuduyla onu bekledim bir süre. Vanessa ise beni bekletmeye devam ederek hiç konuşmadı. Öyle durup gelecek olan kişiyi bekledi, ben de onu izledim. Biraz zayıflamış gibi görünüyordu, yüzü normalde biraz daha tombul dururdu. Ama şu an yüzü zayıf görünüyordu. Bu beni korkuttu. Vanessa yemeyi severdi ve üzüldüğünde yemeye verirdi kendini. Bu sefer niye öyle olmamıştı? Bunu atlatamayacak kadar güçsüz bir kız mıydı Vanessa? Benim ölümüm bu kadar kaldırılamayacak bir üzüntü müydü? O an benim yaşadığımı ve J-Hope ya da Vanessa'nın öldüğünü düşündüm. İçim titredi. Ben..kaldıramazdım. Öldüklerini bilerek nasıl mutlu olurdum? Ben üzülürdüm ama Vanessa bana benzemezdi. Umursamaz bir havası vardı. Ben onu bu kadar üzmemeliydim. Hep bunu düşünüyordum, belki saçmaydı ama bir şeyler gerçekten yanlıştı.

Bir kaç dakika sonra bir araba durdu Vanessa'nın önünde. Vanessa aceleyle arabaya bindi ve şoför koltuğunda her kim oturuyorsa ona döndü. Bir şeyler söyledi ama tam duyamadım. Sonra da araba hızla hareket etti. Peşinden gitmedim. Bugün Vanessa'yı izlemek istemiyordum, daha sonra pişman olacağım ve hiç bir şey yapamayacağım şeyler duymak veya görmek istemiyordum.

Şu an herkes okulda olmalıydı. J-Hope'un ise orada olduğunu zannetmiyordum. Belki de onları ziyaret etsem iyi olabilirdi.

-

J-Hope beklentilerimin tam aksine okuldaydı. Kafeterya da bir ruh gibi masaya oturmuştu. Normalde masasında Yoongi, Taehyung, ben ve Vanessa otursak da şuan yapayalnızdı. Kimse yoktu yanında. Arada saçını eliyle itiyor, önünde ki atıştırmalıklardan yiyordu.

Yoongi ise onun bir kaç masa ötesinde Taehyung ile oturuyordu. Yoongi elindeki deftere harıl harıl bir şeyler yazarken Taehyung her an ağlayacak gibi duruyordu. Yoongi kafasını kaldırıp ona baktı. Kötü göründüğüne karar vermiş olacak ki kalemi bıraktı ve defteri kapattı.

"Neyin var Tae?" diye sordu. Ne olduğunu biliyormuş ama yine de soruyormuş gibi çıkmıştı sesi.

Taehyung buna karşılık yüzünü kapattı eliyle. "Bilmiyorum.."

"Sanırım ben biliyorum. Şu...Cinayet değil mi?"

"Evet...Neden bu kadar etkilendiğimi bilmiyorum. Üzülmesi gerek J-Hope, Vanessa ve ailesi. Bana ne oluyorsa? Ama unutamıyorum. Dostum bu cinayet olayı hiç beklemediğim bir şekilde beni çok korkutuyor. Her gece rüyamda onu görüyorum. Cesedini değil ama..keşke cesedini görsem. O zaman daha az korkarım. Güzel bir kız olduğunu biliyorsun, rüyalarıma giriyor ve bana gülümsüyor. Bu beni sevindirmek yerine korkutuyor. Öyle bir kızdan korkuyorum ya! Aish..Cidden saçmalıyorum."

Taeyung uzun uzun konuştuktan sonra Yoongi tepki olarak derin bir nefes alarak arkasına yaslandı. Aslında Tae'nin rüyalarına girmiyordum ama bunu bir düşünmeliydim. Belki bir şeyler alırdım ağzından. Gerçi Taehyung'un yaptığını hiç ama hiç sanmıyordum ya neyse...

"Benden hoşlanıyormuş." dediğinde nefes alıyor olsam nefesimi tutardım. Onun yerine Taehyung'un vereceği tepkiyi bekledim.

"Şanslı adamsın." demekle yetindi. Benim hakkımda böyle düşündüklerini hiç bilmiyordum.

Yoongi başını yasladı. "Öyleyim..Yani öyleymişim. Bazen öldüğünü unutuyorum, bir kaç dakika sonra kafamı çevirdiğimde kafeteryadan içeriye girecekmiş gibi geliyor. Yanında da şu ukala arkadaşı Vanessa olacakmış gibi. J-Hope ile ben de küs olmayacaktık ölmeseydi. Ne çok şeyi değiştirdi bu kız..."

Öyle mi yapmıştım gerçekten de? Sıradan bir insandım ama bir çok insanın hayatını değiştirmiştim anlaşılan. Onları dinlemeye devam ettim.

"Acı çekmiyormuş gibi görünüyorsun Yoongi." dedi Tae. Acı çekmesi mi gerekiyordu ki? diye düşünmeden edemedim.

"Öyle görünüyorum çünkü bir daha insanlardan laf yemek istemiyorum. J-Hope'un yumruğunun izleri hala duruyor zaten."

"Biraz üzüldüğünü belli edemez misin? Sonuçta sen-" derken sözünü kesti Yoongi.

Kafasını iki yana sallayarak "O gün cenaze de tabuta yaptıkları gibi bende duygularımı gömdüm. Ölü birine aşık olunmaz." dedi. Aşk mı? Ne yani Vanessa'nın dediği şey bu muydu? Yoongi bana aşık mıydı? Birlikte olamayacağımızı bilmeme rağmen mutlu oldum. Onun güzel yüzüne baktım ve bir an sırf onun için yaşıyor olmak istedim. Ama bir gerçek vardı. Yoongi beni sevmişti ve bitmişti. Ben ölmüştüm. Artık beni sevse bile hiç bir şey değişmezdi.

"Sen öyle diyorsan. " diye karşılık verdi Taehyung. Çaresiz bir şekilde onlara bakarken Tae ile birden göz göze geldik. Sanki beni görüyor gibi yüzüme bakıyordu. Bir süre baktı, yutkundu ve başını çevirdi.

"Buradaymış ve bizi izliyormuş gibi hissediyorum. "

"Kes şunu Tae. Öldü tamam mı? Eğer inanmıyorsan.. Nerede olduğunu söyle bana."

Tae Yoongi'nin aşırı tepki vermesine karşılık olarak kendinden emin bakışlarla benim olduğum yeri gösterdi. Yoongi ise hala onun nasıl bu kadar emin olabildiğini düşünüyor gibiydi. Ayağa kalktı ve tam karşımda durdu.

Merhaba, demek istedim. Seni her şeyden çok seven kız burada bak. Ama demedim, gerçekleri söylemek için ölmemiş olmam gerekirdi. Bu bana acı mı veriyordu tam emin değildim ama beni mutlu etmediği de kesindi. Onlara bakarken, ne yaptıklarını izlerken kendimi çok çaresiz hissediyordum.

Yoongi tam karşımda duruyordu. Taehyung'a bakarak elini bana doğru uzattı. "Bak. Benden hoşlandığına göre eğer burada olsaydı elimi tutard-" Lafını bölen şey hala var olup olmadığını bile bilmediğim ellerimdi. Onun umutsuzca konuşmasına dayanamadım ve iki elimde bana uzattığı elini kavradım. Yoongi bunu hissetmiş gibi bakıyordu. Gözleri büyümüş her an çığlık atacak gibiydi. Eh haklıydı çocuk.. Hayaletler korkuturdu insanları.

"Ne oldu? " diye ayaklandı Taehyung. Yoongi onun konuşmasıyla kendine gelerek silkelendi ve elini geri çekti.

"Hiç, " dedi korktuğunu saklamaya çalışarak. "Hiç bir şey olmadı. "

-


 Ghost||BTS✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin