BENI KAÇ KEZ ÖLDURECEKSIN ANNE

142 18 46
                                    

Bir yurt çocuğunun bir kisesizin gerçek hayatı.

Karakola gelen bir ihbarla bulundu
Çöp konteynın dibinde
Kundaga sarılı biçimde
Soğuktan donmak üzere
Onu bulan babacan bir Başkomiser koydu adını
Sabah ezanıyla dualarla fisildadı
Üç kere "Umut"diye adını

Çocuk yuvasına teslim edildi "Umut"
Henüz bir aylıktı
Iri zeytin tanesi gibi simsiyahtı gözleri
Anne kokusuna sevgisine sütüne açtı
Sımsıcak bir kucağa muhtaçtı.
Oysa çok sonra öğrenildi ki
Annesi "Umut" u ölüme terk edip
Bir şerefsiz e kaçmıştı.

Yıllar zamanı eze eze geçti.
Umut büyüdü okul çağına geldi
Her gece rüyasında anne diye sayıkladı
Yıllarca kan ter içinde kabuslarla sıçrayarak uyandı.
Öyle güzel mahsun bir çocuktu ki
Ne gece, ne gökte ki ay,
Nede geceye ışık saçan yıldızlar
Ğözyaşlarını ayıpladı.
Gündüzler geçiyordu bir şekilde de
Geceler tam bir karabasan gibiydi.
En çok geceler vuruyor du
Kimsesizligini tokat gibi yüzüne.

Benzer kaderi paylaşan
Benzer acılardan muzdarip
Kader arkadaşları vardı
Hepsi hayatın başında
Geleceğe kaygılı bakışlar
Aralarında kan bağı yoktu ama
Can bağı vardı.

Onların her biri bir birini anlardida
Dışardan bir tek kişi onları anlamadı.

Demir parmaklı kapı
Kalın duvarlar arasında
Vicdanı susmuş insanların
Günahsız mahkumuydu her biri.
Yarınsız bir çocuktu "Umut"
Bugünü olmayanın yarını olurmu?

Bir gün öylesine sıradan bir gün
Soğuk duvarın dibine diz çökmüş
Gerçekleşmeyecegini bildigi hayaller kurarken
Bir kaç arkadaşı sevinçle kostular ona
"Müjde Umut ziyaretçin var"dediler
Umut şaşkındı...
Umut şaka sandı
Umut hayatinda ilk kez heyecan landı.
Umut ondört yaşındaydı
Umut'n ondört yılda hiç ziyaretçisi olmamıştı.
Umut'u kimse sormamıştı.

Müdür odasına çağırdı
"Umut  bu kadın senin ANNEN "dedi
Umut yutkundu, doldu taştı
Bir tek kelime edemedi
Kadın sımsıkı sarıldı
Büyük bir özlemle bastı bağrına
Umut'a bir tuhaflık vardı
Kendisine sarılan kadına
Hiç bir şey hissetmedi.

Annesi her hafta sonu gelir oldu
Her defasında türlü oyuncaklar
Kurabiyeler, pastalar
Umut hic bir şeye elini bile sürmedi
Kadın oğluna sarılarak
Af diledi ayaklarına kapanarak.
Umut annesini affetmedi
Yağmur gibi gözyaşı sele dönen
Saçlarına karlar yagmış kadını affetti.

Zaman geçtikçe Umut
Demir parmaklı kapıyı gözler oldu.
O dert yumağı kadını özler oldu.
Annesi haftalarca gelmedi
Arayıp sormadı
Gözleri demir parmaklı kapıda asılı kaldı.
Kirpiklerinde zor tutunan
Düşmemek için direnen yaş gibi.

Nihayet beklenen geldi.
Umut hüzunlerini en derinlerine iteledi
Gözlerindeki yağmurları erteledi
Annesi bu defa aynı sıcaklıkta değildi
Bir hal vardı bir tuhaflık
Sonunda başladı anlatmaya
Bu son gelişim Umut
Ben evleniyorum
Evleneceğim adam seni istemiyor
Kendi çocuklarım var
Seninki ne bakamam diyor
Umut doldu doldu tasamadi
Nefesi genzini yaktı yutkunamadı
Bu konuşmayı duyan arkadaşları
Aynı can parçaları ğibi şoktaydı
Nasıl kaldiracaktı bunu kader arkadaşları
Kim tutacaktı, kim zaptecekti
Can yoncalarını
Umut aniden döndü
Olanca hızla duvara vurmaya başladı
Alnından boynuna oluk gibi kanlar akıyordu
Yarım düzine insan zaptedemiyordu
Umut başını her vuruşunda
Sesi kulak zarlarini yirtiyordu
"BENİ DAHA KAÇ KEZ ÖLDURECEKSIN ANNE" diye
Semaları inletiyordu.

Sokakların Şairi

İşte size gercek kimsesiz yurt çocuklarının resmi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İşte size gercek kimsesiz yurt çocuklarının resmi. Elleri yumruk olan çocuk Ben. Samsun yetiştirme Yurdu

LEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin