Irak yüksek dağ başında bir köyde
Tarla kenarında bir çörtük ağacının
Dalına sallancak kurmuş
Sallanırken gördüm hayallerimi
Çocukluğumu o ağacın gölgesinde
Öptüm yüreğinden.Altına çarşaf serilmiş dut ağacının
Silkelinirken dalları
Aşağıya düşen dut larıyla birlikte
Düştü çocukluğum ömrümden
Ağır geldi vedalaşmak
Öndeki kandili tek sıra halinde
Takip ederek gidilirdi misafirliklere
Dar keçi yollarından
Gaz lambaları aydınlatırdı odayı
Ocağın başında toplanılır
Çinko demlikte demlenirdi çaylar
Masumdu sohbetler
Biz yaşıyorduk o zamanlarBir gün köye elektrik geldi
Düğmeye basıyorsun ışık yanıyor
Basiyorsun sönüyor
Ne acayip bir icat
Katran karası oda ap aydınlık oluyor
Ve her eve o sihirli kutu girdi
Saçı nın bir tek telini erinden başkasına
Haram gören teyzeler
Mini etekli mayolu insanları
İlk o kutuda gördüler
Köylü kızların eli kınalı kuzuların
Hayalleri değişti
Ya dizilerdeki başrol oyuncusu na
Veyahut pop yıldızına kapildilar
Hayatları değişti.Göç başladı. ..
Köyden kentlere göçün ardı arkası kesilmedi
Büyük şehir sevdası aldı başını
Herkes terk etti ocağına
Öksüz bıraktı toprağını
Dağların başı o günden beri
Efkarlı bulut bulut
Bir tek yaşlılar kaldı geride
Onların da gözü yaşlı
Büyük şehir sevdası
Çocuklarını torunlarını böğründen kopardı
O cennet topraklar sahipsiz kaldı.Ali Baysal

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA
PoetryBu kitap yurdun dört bir köşesindeki çocuk yuvalarında ve yetiştirme yurtlarındaki ve aynı zamanda bütün kimsesiz cocuklara ithaf edilmiştir.