16.Bölüm Yakınlaşma....Part 2

341 88 66
                                    

Tufan Teksoy.....

Tamam! Tufan sakin ol artık diye kendime son bir telkinde bulunup düşünmeye başladım. O sırada odanın içerisindeki kapılar gözüme ilişti. Sol taraftaki kapıyı açtım ve bir sürü kıyafet , ayakkabı derken burasının kıyafet odası olduğunu anlamış oldum. Hiç vakit kaybetmeden diğer kapıyı açtım ve bingo! Íşte burası banyo , küvete eğilip tıpasını kapattım. Musluğu soğuk kısmına getirerek suyu açtım. Küvet suyla dola dursun seri bir şekilde içeriye geri döndüğümde Doğa'nın kollarını birbirine dolamış bir yandan kendini ısıtmaya çalışırken bir yandan da titrediğini içim burkularak izledim.

Ah be güzelim , ah be Doğa'm.. Kendime daha fazla düşünme fırsatı vermeden dolap kapaklarını açmaya başladım. Burda değil , burda da değil , hah işte buradalar. Nevresimlerin arasından iki çarşaf çıkardım. Birini yatağın üzerine koyarak diğerini elime aldım. Asıl beni deli eden kısma gelmiştik , ben kıyafetlerini nasıl çıkaracağım , kendine geldiğinde ya bana kızarsa , Allah'ım yadım et diyerek derin bir nefes bıraktım ciğerlerimden.

Doğa'nın yanına yaklaşıp titreyen ellerimi sabit tutmaya çalışarak üzerindeki kıyafetleri bir bir çıkarmaya başladım. Titrek bir sesle ,

"Hayır! Yapma , ü.. üşüyorum ," engel olmaya çalışsa da devam ettim. En son iç çamaşırları kalınca kalbimin sesi kulaklarımda atıyordu. Hayır! Tufan sırası değil, düşünme diye kendime habire emirler yağdırıp durdum. Titremesini bir türlü kontrol altına alamadığım parmaklarım çarşafı sımsıkı kavramış ona bakmamak için sonsuz bir çaba harcadığım gözlerim..

Kafamı yana dönerek çarşafı üzerine örttüm ve açılmadığına emin olarak etrafına sardım. Kucaklayıp banyoya götürdüm ve küvetin içine yavaşça bıraktım. Buz gibi su tenine değdiği an çırpınmaya başladı. Bilinci kesinlikle yerinde değildi ve sürekli sayıklıyordu.

"Yapma! Çok , çok soğuk , gitme , gitme.."

"Tamam Doğa gitmeyeceğim. Sakin ol! Çırpınma!" Onu sabit tutmaya çalışarak bir yandan da suyu duş başlığına aktarıp her tarafına tutarak ateşini düşürmek için elimden gelen her şeyi yaptım.

Bütün vücudu ıslanınca ona bakmamak için insan üstü bir çaba sarf etmem gerekti. Küvetin içine elimi daldırıp tıpayı çıkardım ama duş başlığını hâlâ üzerinde gezdirmeye devam ettim. Yavaş yavaş kendine gelir gibi oldu fakat bu seferde buz gibi olan bedeni soğuktan titremeye başladı.

"Tufan , sen ...burada , nasıl?"

"Şişşşş.. Tamam Doğa , kendini yorma. Daha iyi misin?" Neler olduğunu yavaş yavaş idrak etmeye başlamış olacak ki gözlerimin içine baktı ve sonra birden göz bebekleri büyüp utançla kollarını bedenine sarıp kafasını önüne eğdi. Çenesinden tutarak kafasını kaldırdım. Göz göze geldiğimize emin olunca,

"Yemin ederim bakmadım. Kafamı yana çevirerek kıyafetlerini çıkardım. Ínanki utanman gereken hiç bir şey yok," diyerek ayağa kalktım. Dolapları açıp açıp kapatarak sonunda onu sarabileceğim bir vücud havlusu bulduğumda gözlerim ışıldadı. Yana eğilip belinden tutarak ayağa kaldırdım ama yanaklarının utançtan pespembe olduklarını görmek işimi daha da zorlaştırıyordu. Gülümsememe engel olamayarak kafamı diğer tarafa dönüp havluyu önüne doğru havada tuttum.

Çarşafı sıyırıp küvetin içine atarak onu sarmamı beklediğini anladığımda hemen benden beklenileni yaparak onu kucağıma aldım ve içeri taşıyarak yatağın üzerine oturttum. Banyoya geri dönerek bir havlu daha getirip yanına bıraktım. Giyinme odasında ufak bir araştırma yapıp tayt ve tişört bularak onu da yanına bıraktım. Tamam , kıyafet ararken yanlışlıkla iç çamaşırlarının çekmecesini açmış ve ateş basmış olabilirim ama belli etmemek için elimden geleni yaptım. Bende insanım ama!

TurkuazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin