Bölüm 4 Ítiraflar...

759 216 43
                                    

Doğa Tekin...

          Kapının açılma sesini işittiğim halde yatakta kendimi bir milim bile kıpırdatamadım. Dün benim üzerimden bir tır geçmiş olabilir mi? Zihnim yavaş yavaş kendine gelirken odama girenin annem olduğunu kokusundan anlamıştım. Eğilip saçlarımı okşadı ve

          "Hadi uyan artık uykucu , öğlen oldu ," dedi. Gözlerimi hafif aralayıp anneme gülümseyerek bakarken annemde pencerenin yanına giderek perdeyi çekip camı sonuna kadar açtı ve giderken ,

          "Kahvaltı hazır , bekliyorum ,"diyerek beni düşüncelerimle başbaşa bıraktı. Biraz yatak keyfi yapsam ne olur ki diye aklımdan geçirsem de odaya dolan buz gibi hava güneşe rağmen içimi üşüttü ve vazgeçtim. Yorganı tekmeleyerek üzerimden attıp , hadi bakalım Doğa kendine gel , dün hiç birşey olmadı ve bugün kaldığın yerden devam etmelisin , diyerek ayağa kalktım. Kendime yaptığım telkinlere rağmen mutluyum. Tam olarak neden olduğunu anlamasam da bugün güzel bir gün.

          Odamdan çıkıp medivenlerden indikçe mutfaktan mis gibi kokular gelmeye başladı ki aslında anne kız başbaşa kahvaltı etmeyeli çok oldu. Mutfağa girip annemin benim için hazırladığı muazzam kahvaltı sofrasını gördüğümde 'ben sık sık böyle kabolsam iyi olacak galiba ' diye içimden geçirip masaya oturdum ve annem herşeyden tabağıma doldurmaya başladı.

          "Anne dur artık bunların hepsini yiyebileceğimi düşün müyorsun herhalde? " Annem bugün anaç tavuk rolünü benimsemiş anlaşılan.

          "Yersin yersin bir günde çöktün neredeyse , toparlanman lazım ," diyerek beni şaşırtmamış oldu. Şurdan burdan konuşarak , annemle uzun bir kahvaltı seansı gerçekleştirmiş olduk. Hazırlanmak için merdivenlere yöneldiğimde annemin sesini duydum.

          "Doğa , baban bugün gelmesin , dinlensin dedi kızım."

          "Merak etme anne ben iyiyim. Üzerinde çalıştığım şu projenin son düzeltmelerini yapmam lazım ve kendimi çok yormam ," diyerek odama çıkmaya devam ettim. Hazırlanıp aşağıya indiğimde annem de mutfaktan yeni çıkıyordu. Beni uzun uzun altan üstten süzdü ve

          "Bugün fazla mı güzel olmuşuz Doğa?" hayırdır der gibi bakışlarına aldırmayarak ,

          "Küllerimden doğasım geldi Aslı sultanım ," diyerek annemin yanağına kocaman sulu bir öpücük kondurdum. Dışarı çıktığımda arabamın olmadığı gerçeğini hatırlayarak taksi çağırdım. Umarım arabam biran önce yapılır. Hem Tufan'ı görmüş hem de bizim devden haber almış olurum. Neler düşünüyorsun Doğa? Tufan sana ne dedi? Abisi 'bugünü , bizi , herşeyi unutsun' demiş unut Doğa! Íyi hoşta neden o masmavi gözleri aklıma gelince kalbim aniden dört nala giden bir at misali atmaya başlıyor. Şu karnımın içinde uçuşan kelebekleri saymıyorum bile..

          Taksinin gelip önümde durduğunu çalan kornasından fark edebildim. Kapıyı açıp bindiğimde Beyaz Ínci'nin adresini verip giderken etrafı izlemekle yetinmeyip yapmam gerekenleri aklımda sıralamaya başladım. 1. Projenin son eksiklerini tamamla , 2. Bora'nın hesabını kes..

          Dünkü hallerini unutmadım Bora , o davranışların neydi öyle? Bu çocuk beni gerçekten seviyor olabilir mi? Yok canım , dünya yıkılsa Bora'nın umrunda bile olmazki ya da bana şu ana kadar yansıttığı Bora böyleydi. Taksicinin 'abla geldik' cümlesiyle düşüncelerimden sıyrılıp geldiğimizi ancak fark edebildim. Ücretini ödeyip taksiden çıkınca kafamı kaldırıp şöyle bir Beyaz Ínci'ye baktım.

          Burayı seviyorum , babam ve Kemâl amca bu şirketi kurduklarında biz daha çocuktuk. Koridorlarında koşturduğum bu yerde şimdi çalışıyor olmak bana gurur veriyor. Nostaljiye bir son verip giriş kapısına yöneldim. Íçeri gireceğim sırada birinin ismimi seslenmesiyle kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Gözlerimiz kenetlendi ve benim ayaklarım betona sabitlenmişcesine olduğum yerde kala kaldım.

TurkuazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin