29.Bölüm Peşindeyim Yar....

270 57 90
                                    

Tufan Teksoy.....

Bir insanın acıdan yüreği kavrulur mu? Nefes alamadığını hisseder mi? Sinir uçlarına kadar her bir hücresi isyan eder mi yaşadıklarına? Mutluluk hep haram mıdır sevenlere? Neden ben dediğiniz oldu mu sizinde , benim gibi?

Ben onu kaybettim , yüreğimin yarısını bıçakla kanata kanata kesip aldılar sanki benden. Hemde bir hiç uğruna... Yanlış yerde yanlış karar verdim. Kimseyi suçlamaya hakkım da yok , üstelik.

O kadar çok neden sunabilirim ki kendime... O gün o bara gitmemeliydim. Mia'nın yanında oturmamalıydım. Bana yaklaşmasına izin vermemeliydim. Beni öpmesine izin vermemeliydim , engel olamadıysam sonrasında tepki vermeliydim. Bardan Mia ile birlikte ayrılmamalıydım. Fotoğrafların yayılmasına izin vermemeliydim...gibi gibi...

Ah Doğa'm , ah güzeller güzelim , benim Doğa'm... Ayaklarım geri geri gidiyor sanki senden , bizden , sevdamdan uzaklaşırken. Sözlerin öyle acıttıki canımı , öyle kavurdu bıraktı beni , iyileşmem sen olmadan mümkün değil.

Aşık değilsin bana biliyorum , benim senin için yandığım gibi yanmaz yüreğin biliyorum.. Affederdin beni vazgeçilmezin olsaydım eğer , izin verirdin samimiyetimin yüreğindeki kapıdan içeri girmesine.. Seni de mi kaybettim şimdi hayatımdaki herkes gibi , sende mi gittin benden tüm sevdiklerim gibi...

Tek istediğim kabul görmekti oysaki , birinin , herhangi birinin odak noktası olabilmekti. Bir bakışınla anlamazmıydın dürüst olduğumu gerçek beni görebilseydin.

Eve geldiğimde ışıklar yanmıyordu , zifiri bir karanlık tıpkı yüreğim gibi... Íyi de ev ahalisi nerde? Hoş şuan Bulut'u görmemem benim için daha hayırlı aslında çünkü biliyorum Doğa'nın bu resimleri görmesi , hem de bu kadar kısa bir sürede bu derginin eline geçmesi onun başının altından çıkmıştır. Ama kızmaya hakkım bile yok... Dedi bana , hata yapma dedi , acımam ve bunu Doğa'nın bilmesi için elimden geleni yaparım dedi.

Yaptın Bulut , beni Doğa'm dan ayırmayı başardın. Ama zannetme ki ben vazgeçtim. Bu iş senin için nasıl inada bindiyse bil ki artık benim içinde öyle. Doğa'nın tekrar benim olması için elimden geleni hatta fazlasını yapacağım. Eğer senin olacağını düşünüyorsan bil ki ben hâlâ yarıştayım ve geri çekilmeye de hiç niyetim yok!

Evde kimse olmadığı için kapıyı anahtarımla açtım. Aslında evde ki bu ıssızlık şu anki ruh halime iyi geldi bile diyebilirim. Ayşe anne ve Alparslan babaya sahte bir mutlu Tufan oynamak beni daha da yıpratırdı.

Valizimi yan tarafıma koyup mutfağa yöneldim. Bu yaşadıklarımın üzerine bir bardak soğuk su içsem anca gibi... Mutfaktan çıkıp tam elimi valize uzatıyordum ki salondaki camın önünde , koltukta oturan silüet dikkatimi çekti.

"Alparslan baba , burada olduğunu bilmiyordum ," diyerek yanına gittim. Ama öyle derinlere dalmıştı ki beni duymadı bile. Sehpanın üzerindeki boş viski şişesi ve elinde ki boş viski bardağıda içmeye benden bir hayli önce başladığının kanıtı niteliğindeydi.

Yanından uzaklaşıp odama gitmekle gitmemek arasında kaldım bir süre ve asıl ilginç olan benim varlığımı hâlâ farketmemiş olmasıydı. Önemli birşey olmuş belliki ve bunu ona sormalı mıyım yoksa onu yanlız mı bırakmalıyım bilemedim.

Elbette gidemedim ve pufu çekip tam yanına oturdum. Uzanıp elindeki bardağı alarak sehpanın üzerine bıraktım ve bunu yaparkende gözlerimi bir an olsun ondan ayırmadım.

Bardağı elinden alırken varlığımı daha yeni farkettiği ve epey bir şarhoş olduğu her halinden belli oluyordu. Odağını kaybetmiş , kançanağı gözleri gözlerimle birleşince bedenimi bir panik dalgasının sarmasına da mâni olamadım haliyle.

"Alparslan baba ne oldu? " diyebildim sadece ve gözlerinden akan yaşlarla aniden bana sımsıkı sarılan Alparslan baba benim daha da paniklememe sebep oldu.

"Onları kaybettim Tufan , başaramadım. Ben beceriksiz bir adamım , hemde çok beceriksiz bir adamım. Sevdiklerime sahip çıkamayacak kadar aciz bir adamım. Senden başka kimsem kalmadı oğlum. Ben şimdi ne yapacağım Tufan , ne..." , derken hıçkırarak ağlamaya başladı.

Neler oluyor burada , ne demek onları kaybettim.. Tamam Tufan sakin olmalısın unutma ki karşında şarhoş ve yıkılmış bir adam var. Evet onu konuşturmalıyım. Sözlerini sayıklar gibi söylüyor ve sanki beni duymuyordu. Derince bir nefes alıp ,

"Alparslan baba , kimi kaybettin? Ayşe anneye mi birşey oldu? Bulut'a mı birşey oldu? Bu halinle beni korkutuyorsun , lütfen bana sakince cevap verir misin." diyerek suyuna gitmeye çalıştım.

"Bulut ve Ayşe beni terk etti. Ben ikinci kez ailemi kaybettim ve senden başka kimsem kalmadı ," dediğinde gözlerim fal taşı gibi açılmış sözlerini beyin süzgecimden geçirmeye çalışıyordum. Ne demek beni terk etti. Yokluğumda burada neler oldu ve bu bilinmezlik beni her geçen dakika daha germeye devam ediyordu.

"Peki , şimdi biraz sakin olmanı istiyorum Alpaslan baba lütfen. Bana neler olduğunu anlatmalısın , bilmeliyim ki yardımcı olabileyim. Ayşe anneyle konuşabilirim , Bulut'u arayabilirim. Eğer bilmiyorsan yerlerini bulabilirim ," diyerek cevap vermesini beklediğim surat ifademle ona bakmaya başladım....


***********************

Sizi çok beklettiğimi biliyorum. Bu aralar biraz yoğun zaman dilimleri yaşıyor ve anlayışınıza sığınıyorum. Bölüm kısa fakat Turkuazı unutmamanız için elimden gelen şimdilik bu oldu. Benim için her daim mutlu kalın , sizi seviyorum canlar.....

TurkuazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin