Bölüm 8 Sana Yaklaşmama Ízin Ver..

540 189 21
                                    


Doğa Tekin...

          Bulut , başını eğip parmakları ile Doğa'nın yanaklarını okşayarak , çenesinden kavrayıp kendisine bakmaya mecbur bıraktı. Mavi gözleri Doğa'nın dudaklarına kayınca kusursuz yüzünde oluşan gülümsemesinin eşliğinde ona daha da yaklaştı. Ellerini bel oyuğuna yerleştirip hafif hafif okşayarak kendine yakınlaşmasını sağladı. Vücudlarının arasında ki mesafe yok denecek kadar azalmış ve nefesleri birbirinin yüzlerine vuruyordu. Doğa kalp atışlarını parmak uçlarında bile hissetmeye başlamışken Bulut , dudaklarını tüy kadar hafif bir ağırlıkta onun dudaklarına sürttü. Sanki Doğa'dan bir onay bekliyordu. Doğa , Bulut'un saçlarına parmaklarını daldırıp bir yandan okşayıp bir yandan da onu kendisine bastırmaya başlayınca Bulut onay almış olmanın mutluluğu ile öpüşmelerini bir anda derinleştirmeye başladı. Bu yakınlaşmanın ardından dillerini de işin içine sokmaya başladıklarında Doğa daha fazla dayanamayarak bacaklarını Bulut'un beline sardı. Bulut onu kucağına alarak bir yandan duvarla kendi arasında sıkıştırırken bir yandan da alt dudağını emip kendine doğru çekip bıraktı. Doğa zevle Bulut'un ağzının içine doğru boğuk bir sesle inledi..

          Aman Allah'ım bu da neydi? Kan ter içinde uyandığımda saat sabahın yedisiydi ve bunların hepsi bir rüya mıydı şimdi? O kadar gerçekti ki sanki bir an onun kendine has kokusunu duyar gibi olduğuma yemin edebilirim. Bana yazdığı mektuptan sonra onu düşünmemek için elimden gelen herşeyi yapmama rağmen bu gördüğüm rüya tüm çabamın boşuna olduğunu ve alt beynimin bana zihin oyunları oynamaya devam edeceğinin kanıtı gibiydi.

          Tekrar uyuyamayacağımı anladığım için duş alıp bu ruh halinden kurtulmaya karar verdim. Bir kaç saat sonra Tufan'la bir randevum var ve benim gördüğüm rüyaya bak , kahretsin! Bu arada bu kadar serin bir havada nasıl bir piknik yapacağımızı da cidden merak ediyorum. Of! Bulut , çok gerçekçiydi.. Hadi Doğa unut artık sedece basit bir rüyaydı işte hepsi bu.

          Duş aldıktan sonra saçlarımı iyice kuruttum ki yarın büyük gün hastalanıp bu sunumu yapamazsam kahrımdan ölürüm. Üzerime hem kalın hem de rahat kıyafetler giyinip hazırlandıktan sonra saati kontrol etmek için telefonu elime aldığımda Bulut'tan yine bir mesaj geldiğini gördüm. Bu aralar sanırım yeni yöntemi beynimi sürekli kendisiyle meşkul etmek ve bunu başardığını da rüyam ispat etmiş oldu.

          "Çok zor , yürek yanarken nasip deyip susmak.." Ben karşılık vermeyip sessizliğimi korusam da bu mesajları okurken bile kalbimin pır pır etmesi sinirlerimi bozuyor. Hayır! Doğa bunları düşünüp kendini dağıtmanı sana yasaklıyorum ve derhâl Tufan'a konsantre olmanı sana emrediyorum!

          Saatin dokuz olduğunu fark edince artık gitmem gerektiğini düşünerek odamdan çıktım. Anneme dün gece dışarı çıkacağımı söylediğim için onları hiç rahatsız etmeden sessizce evden ayrıldım. Arabama binerek buluşacağımız adrese doğru yol alırken sürekli Tufan'a konsantre ol diye kendimi telkin edip düşüncelerimin Bulut'a kaymasını engellemeye çalıştım.

          Restorantın önünde arabamı park ederek dışarı çıktığımda Tufan'ın benden önce geldiğini gördüm. Tufan dışarı çıkıp arabasının etrafından dolaşarak benim oturacağım koltuğun kapısını açtı ve gülümseyerek ,

          "Günaydın Doğa ," dedi. Bende gülümsemesine karşılık vererek ,

          "Sana da günaydın Tufan ," deyip açtığı kapıdan içeri girerek oturdum. O da arabadaki yerini aldığında ,

           "Emniyet kemerini bağla güzel bayan , seni sağ sağlim gezdirmeliyim ," diyerek arabayı çalıştırdı. Denileni yerine getirdikten sonra bakışlarımı ona çevirerek ,

TurkuazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin