Canlarım , medyadaki şarkımız Bulut'tan Doğa'sına gitsin... Hepinizi çok seviyorum. Benim için mutlu kalmaya çalışın olur mu.
Bulut Teksoy.....
Bugün içimde ne olduğunu bilmediğim bir sıkıntı var ki aslında olmamalı çünkü yarın Doğa'yı göreceğim. Tufan'ın Amerika'da olmasına sevineceğim hiç aklıma gelmezdi , ama o yok dolayısıyla yarın babamın yanında Beyaz Ínci'ye ben gideceğim.
Günlerdir Doğa'mı uzaktan uzağa izliyorum ve yakınında olup o bahar kokusunu içime çekmeye bir çiçeğin suya ihtiyacı olduğu kadar ihtiyacım var. Umarım benim gelme ihtimâlime karşı toplantıya katılmamazlık falan yapmaz ki işte o zaman sinirden kudururum herhâlde.
O kadar acımasız değilsin değil mi güzellik? Yapmazsın değil mi bana bunu , hayır yapmazsın. Tek istediğim yüzünü yakından görebilmek , inan ki bu bile mutlu olmam için yeterli bir sebep.
Ben bu düşüncelerime dalmış aheste aheste yüzerken zihnimi telefondan gelen mesaj sesi meşkul etti ve istem dışı elim telefonuma kaydı.
Mesajı açtım ve baktım , baktım , baktım... Bu da ne demek? Mesaj Arzu'dan geliyor ve BU DA NE DEMEK!!!!!!
"Sen orada köşende otura dur koca aslan , atı alan üsküdarı geçmiş ve Tufan Doğa'ya evlenme teklif etmiş..."
Ne! Hayır! Hayır! Hayır! Ellerimin titremesini durduramıyorum. Yok! Yok , bu olamaz. Kabul etti mi ki? Ulan Tufan , ulan Tufan , lanet olsun sana Tufan...
Masanın üzerindeki her şeyi elimin tersiyle yere indirip ve lanet olsun diye bağırmam ile birlikte sekreterim bir telaş odama girdi. Sinirden odağını bulamayan gözlerle ona baktım ve ,
"Defooooool , sana kim gel dedi ," diye bağırmamla neredeyse koşarak dışarı çıktı.
Allah'ım nefes alamıyorum , ben...nefes alamıyorum , ne yapacağım , kahretsin Doğa'm yapma , ne olur yapma... Ayaklarım beni taşıyamaz hâle gelince dizlerimin üzerine yere çöküverdim.Başaramadım Doğa'm , seni benim yapmayı başaramadım. Yapma , ne olur yapma. Onun sevgilisi olduğun gerçeğini kabullenemedim ki daha , karısı , karısı mı olacaksın , nasıl , olmaz , olmaz izin vermem , olamazsın , hayır...
Ínkâr etmem hiç birşeyi değiştirmez değil mi Doğa'm? Kaybettim seni değil mi Doğa'm? Onun mu olacaksın yani Doğa'm? Bedenin , ruhun , kalbin , aşkın onun mu olacak Doğa'm?
Dört duvar üstüme üstüme gelmeye başlayınca iyiden iyiye boğuluyormuşum gibi hissettim ve elimde sıkmaktan parçalanmasına ramak kalan telefonumu cebime atıp araba anahtarlarımı da alarak kendimi ofisten dışarıya attım.
Arabaya binip direksiyonu tuttum ki bir boşlukta savruluyormuş gibi hissetmem bayılacakmışım hissiyatı oluşturup paniklememe sebep oluyordu. Bedenim sanki iflas etti. Ellerimin titremesinden anahtarı bir türlü odaklanıp kontağa takamadım.
Sakin ol Bulut , sakin ol diye kendi kendime telkinler ederek nihayet anahtarla kontağı buluşturabildiğim de , direksiyonu sıkmaktan eklem yerleri bem beyaz olmuş parmaklarımı gevşettim.
Bir süre amaçsızca hız yaptım , kaza yapıp ölsem kim üzülür ki. Az biraz sakinleştiğimi hissettiğimde arabayı sahile sürdüm. Canım sıkıldığında ya da yanlız kalmak istediğimde geldiğim uçurum kenarına park ettim.
Ne kadar bir süre amaçsızca denizi izledim bilmiyorum fakat telefonum çalmaya başladığında , düşüncelerimde kaybolmuş benliğim , bu dünyaya geri döndü. Çalan telefona baktığımda Sinan'ın aradığını gördüm ve bir sen eksiktin , yine neyin peşine düştün Şule diye hayıflana hayıflana cevap verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Turkuaz
RomanceBir kadın kaç kere çıkmaza girer... "Kendini hiçbir şey için mecbur hissetme ve hiçbir şeyi kendini zorlayarak yapma. Zorlayarak yaptığın dağlar yerine kendi arzun ile yaptığın bir avuç kumu tercih ederim." .......Tufan Teksoy "Yani benim gibi seni...