İçimdeki çığlık olmayı başardın.
Gözlerimdeki gülümseme olmayı başardın.
Parmak uçlarıma dökülen yıldız olmayı başardın.
Kalbime dökülen bir nehir olmayı başardın.
Geceleri aydınlığım olmayı başardın.
Arzularıma nota olmayı başardın.
Beni yıkmayı başardın.
Bitiyorum.
Geliyorum.
Gidiyorum.
Bulamıyorum.
Seviyorum.
Sadece sevebiliyorum.
Kaşlarımı çatarak yazdığım şeylere baktım. Bir şeyler eksikti. Bir şeylerin iyi olmadığını hissediyordum. Odanın içinde yankılanan şarkı eşliğinde iyi bir cevap arıyordum.
Olmuyordu. Kelimelerim bütünlüşmüyordu. Daha iyisini yapabileceğime emindim. Fakat olmuyordu. O ilham birden gelmiyordu. Sanırım yine Valerie'ye ihtiyacım vardı.
Kesin kahküllerini düzeltirken, yazdığım kağıda bakmaya çalışırdı. Bana gerçekten iyi bir 80'ler müziği açar ve duyguların hala değişmediğibi gösterirdi. Beni hissetmeye zorladı.
Belki de en çok yapmayı unuttuğum şey bu oluyordu. Hissetmeyi unutuyordum. Korkmam, sevmem, ütpermem gereken her yerde sadece bakıyordum. Sanki çok acı yaşamışım gibi.
İnsan olmayı gün geçtikçe sıradanlaştırıyordum. Her gün, bir önceki günün aynısı oluyordu. Ağlıyordum. Gülüyordum ve yine ağlıyordum.
Birden telefonum çaldı. Yatağımda duran tabakları bir kenara ittim. Bir haftanın sonuna geliyorduk ve ben odadan dışarı çıkmıyordum. Perdelerim kapalı ve odama tek giren ışık, televizyonun zararlı ışınları idi.
"Calum?"
"Mike, şarjım bitecek. Seni başka bir numaradan arayacağım."
Kaşlarımı çattım. "Neden?"
"Akşam, otel partisi varmış. Ateş falan yakılıyormuş."
Derğn bir nefes aldım. "Yani?"
"Gel Mike."
"Hayır, Calum."
"Mik-"
Ve telefon kapandı. Ayrıca beni neden çocuklardan aramıyordu? Yoksa bu piç kurusu bir kız mı düşürmüştü? Kaşlarımı çattım. Calum, yeni tanıştığı kızın yanında tek rahat olamıyordu. Evet o lanet olasıca konser veren bir Hood idi ama hala çocuksu ve utangaç CalPal'dan öteye gidemeyecekti.
Farklı bir numara aradığında, Calum'un anlatacaklarını dinlemeyi istedim. Heyecanla telefonu açtım.
"Bir kız ile tanıştın değil mi?"
"Sormak istediğin, 'Homoseksüel misin?' ise; hayır değilim."
O an hayali dostum bana bir silah doğrulttu. Beynim gürültülü bir şekilde parçalanırken, bedenim mütevazi bir şekilde yere düştü. Onun sesi işte böyle hissettiriyordu. Bir tümör olabilirdi. Bir hastalık olabilirdi. Bir bağımlılığım olabilirdi. Almak zorunda olduğum bir ilaç olabilirdi. Beynimin köşesinde hep duruyordu.