Eight face

3.1K 257 106
                                    

Telefonumu tuttum ve bundan önceki yedi dakika gibi tek yaptığım telefon sesini açıp, yeniden kapamaktı. Şapkamı öne doğru daha fazla çektim ve bavulumu çekiştirerek, otele girmek için cebelleştim.

Bizim çocuklar, odalarını hazırlarken tek yaptığım grubun dışında beklemekti. O an sanki hatırlamış gibi hızlıca konuştu.

"Senin odanı mükemmel bir yere aldık."

Calum, gülümseyerek söylendiğinde tepkisiz kaldım. Oda kartımı parmaklarının arasından aldım ve boş koridorda, yüzümü gizleyerek yürüdün. Arkamdan seslendiler ama dönmedim. Onların da tatilini bozmak istemiyordum.

Odama girdiğim anda bavulumu arkamda bıraktım. Yatağa oturdum.

Kendimi soğuk suya atlayamayacak kadar korkak hissettim. Şapkamı kafamdan çıkarttıktan sonra kaçmadığım tek yer yine benim yanımdı. Gücüm yoktu.

Herkes bunun önemsiz olduğunu, böyle mükemmel olduğumu söylüyorlardı ama karşıma benimde benim gibi biri koysalar, ben de aynı şeyleri söylerdim. Hiçbir şey iyi değildi. Ben kusurlarla dolu olan biri haline dönüşmüştüm.

Kendime katlanamıyordum. Aynaya baktığım anda kendimden yine nefret ediyordum. İnsanların bana olan bakışları beynimden silinmiyordu. Valerie, bunu nasıl yapıyordu bilmiyorum ama onun yanında kendimi kusursuz hissediyordum.

Bana sanki bunu göstermişti. Yüzünün o halde olması benim için sorun değil. Vücudunun iyi olması benim için sorun değil. Bunu hissettirmişti. Calum'da yanımda aynı şekildeydi ama o daha kasıntı davranıyordu. Kelimelerini seçtiğini hissedebiliyordum. Beni kırıcı bir şey söylememek için çabalıyordu.

Valerie bana normal davranıyordu. İlk başta numarasını vermemesinin nedenini çirkinliğime bağlayabilirdim ama bunu onun için düşünmedim bile. Çünkü, o böyle düşündürtmüyordu. Gözlerimin içine bakıp kahkaha atıyordu.

Bana bakarak yemek yapıyordu.

Kendimi yatağa bıraktığım anda aklıma tek gelen onun gözleriydi. Gözlüğünü itişi idi. Nasıl bacaklarını oynatarak yemek yaptığı idi. Beni ilk gördüğündeki o yüz ifadesini hatırlıyorum. Sadece baktı. Ben insanları dış görünüşüne göre yargılayan biri olmadım. Bana gerçekten ne hissettiriyorsa, onu seviyordum.

Bazen Calum'u bu yüzden kıskanıyordum çünkü birini sevmek onun için öylesine bir şey değil. Her zaman doğru olanı sevdi. Hep uzun bir ilişkiye sahip oldu. Ve biraz da korkuyorum.

Calum, sadece birini çok sevdi. Tahminen iki yıl önceydi. Bana dönüp, 'unutulmuyor, herkes de onu arıyorum.' demişti.

Ashton çok saf aşık olduğundan dolayı ondan tavsiye almam. Ya da Luke'dan. Doğru kızı bulmakta her zaman kötü olan Luke'du.

Birden yataktan kalktım. Valerie'yi etkilemek istiyordum. İyi giyinmem ona hiçbir şey kazandırmayacaktı. Şiir yazdam hoşuna giderdi ama ne sikim ki, hiçbir şey bilmiyorum.

Mektup mu yazsam? Hayır, 90'lafa dönmek için iyi bir zaman değil.

O an heyecandan kudurdum. Benim iyi olduğum tek şey vardı: Müzik. Kesinlikle ona bir CD hazırlamalıydım. En mükemmel CD'yi hazırlamalıydım. Bavuluma koştum ve bilgisayarımı çıkarttım. Kağıtlarımı çıkarttım. Aklımda olan tüm sevdiğim şarkıların isimlerini yazmaya başladım.

face to faceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin