Niye öpmüştü ki beni? Benimle oyun mu oynuyordu? Tanrım ben onun gibi güzel bir kıza yeter miydim? Sanırım bunu sesli söyleseydim Valerie ağzıma bir tane vururdu. Arabayı çalıştırdığım anda Valerie aşağıya indi.
"Michael,"
Ön camdan ona baktım. Valerie bir şey söylemeye çalışır gibiydi. Normalde, filmlerde veya kitaplarda bu sahneler anlatılmaz. Yani sahiden karakter nasıl oradan gidebildi? Ben bir centilmenim, annem bana her zaman bir kadını bırakıp gitmemem gerektiğini ona her şeyden çok nazik davranmam gerektiğini söylerdi. Eski sürtük sevgilim hariç.
"Özür dilerim."
Kendime kızgındım. Ellerimi direksiyondan çektim. Ondan kaçmam ne değiştirecekti? Ya da kaçmalı mıydım? Başım sıkışmıştı. Bununla yüzleşmek istemiyordum. Gitmek ve düşünmek istiyordum. Bazı düşüncelerin beni kıracağını bilmeme rağmen düşünmek istiyordum. Fakat sadece durdum ve kapıyı yavşça açtım.
Sağ bacağımı arabadan indirip diğerini de yanıma çektim. Çimlerin üzerine bastım.
"İnanmak istediğim birçok şey var. Kendimi kandırarak ve en çok sakladığım pembe gözlüğümü takıp hayata olumlu bakmayı bekliyorum."
Valerie kafasını çevirirken derin bir nefes aldı. Onu çözemiyordum. Karşımdaki karmakarışık, ben karmakarışığım. İkimiz aynı tablo içerisindeyiz ama hiçbir bütünlüğümüz yok.
"Michael, sadece nasıl bir his olduğunu bilmek istedim."
Kafamı salladım. Ona doğru yürüdüm. Valerie ilk defa gözlerini benden kaçırdı. Elini tuttum ve tam kalbimin üzerine koydum. Deli gibi atan kalbim, göğüs kafesine dar geliyordu. Valerie parmaklarının göğüsümün üzerinde hareket ettirdi ve silik pembe renkli dudakları aralandı. Kahkülleri çehresini kapatırken tek gördüğüm, güzel saçları idi.
"Böyle bir his Valerie."
O an anladım ki, benim oradan tek gitmemin nedeni gerçeğe daha fazla yakın olmamaktı.
Valerie'nin benim gibi hissetmediğini biliyordum.
"Michael," kafasını kaldırdı ve elini elimin altından çekerek bir adım geriye gitti. "..bende, bana beslediğin duygunun güçlü olduğuna inanmıyorum."
Valerie omuzlarını silkeledi. "Senin için, sadece çok güzel bir kızda olabilirim. Belki sana gösterdiğim ilgi hoşuna gitti."
Çok değişik bir duygu beni çekingenliğe itti. Bu kadar açık sözlü olamazdım. "O zaman beni neden öptün?"
"Gerçekten sana bir şey hissedip hissetmediğimi görmek için."
"Niye böyle bir ikileme girdin?"
Valerie mavi gözlerini benden hiç ayırmadı. "Senin kadar iyi birine rastlamadım. Mükemmelsin Michael. Kalbinden zerre kötülük yok ve ben buna şaşıyorum."
Gülümsedim. "Ben de aynı şeyleri senin için söyleyebilirdim."
Valerie'nin gözleri doldu. "Bazen beynim o kadar meşgul oluyor ki, odaklanacağım tek bir şey bile olmuyor."
Ne demek istediğini anlamamıştım. "Anlamadım."
Valerie'nin gözünden bir damla yaş aktı. "Acılarımı oyalıyorsun ve bu bana mutlu olmak için zaman kazandırıyor."