4.Bölüm- Bu Tarz Tam Benlikti.!

216 16 0
                                    

Bacağımın acısıyla ayağı kalkacakken bana uzatılan el ile olduğum yerde kaldım. Kafamı kaldırdığımda çarptığım çocuğu gördüm hala gözlerime bakarken, "Pardon." Dedi soğuk bir sesle, uzattığı ele bakarak, "Gerek yok,önemsiz." Diyerek kalktım. Kalktığım zaman bacağıma giren sızı ile yüzümü buruşturdum. O çocuk, hala duruyordu sabit bir şekilde Gece'nin,"Gel hadi içeriye gidelim." Demesiyle ona döndüm başımı onaylar şekilde salladım. O sırada adını bilmediğim çocuğun, "Birşey varsa eczaneye gidelim." Dedi buz gibi bakışlarla bacağımı gösterirken. Başımı hayır anlamında sallayarak,"Gerek yok." Diyerek Gece'nin koluna girdim ve cafeye doğru ilerledik o çocukda yanındaki 3 çocukla peşimizden geliyordu büyük ihtimal cafeye gideceklerdi, cafeye girdiğimiz zaman köşede dışarıya bakan mor renkli döşenmiş koltuklara oturduk, bacağım hala sızlıyordu.. Ama yapacak birşey yok yurda gittiğimde halledecektim. O sırada çaprazımızdaki masaya o çocuk oturdu. Siyah dar bir pantolon,siyah tşört giymişti altında airmax vardı siyah,beyaz. Ahh olmaz! Bu tarz tam benlikti.. Yeni çıkmış sakallarıyla saçlarının bütünü harika duruyordu değişik bir havası var gözleri kahverengi olmasına rağmen çok farklı bakıyordu,sanki gözleriyle seviyordu... Heyy! Ne saçmalıyorsun Berra kendine gel, düşüncelerimden kurtulmak adına başımı iki yana salladım. Tekrar ona doğru baktığımda göz göze geldik, ne yani bana niye bakıyordu? Rahatsızca yerimde kıpırdandım ama inatla gözlerimi çekmedim, hadi amaaa! O utançlar kızları bu konuda hiç anlamam hepsi Salak! Biz hala garip bir şekilde bakışırken Gecenin sesiyle gözlerimi çekmek zorunda kaldım. "Berra ne yiyeceksin?" Ona baktığımda önündeki uzun menüye bakıyordu. "Sen ne istiyorsan söyle benim için fark etmez." Dedim. O sırada çalan telefonumla dikkatimi oraya verdim.
Babam Arıyor...
Vay canına! Babam'ın (!) İki ay sonra aklına gelebildim demek ki, ilginç! Babam ve annem 2 yıl önce şiddetli geçimsizlikten(!) Ayrıldı. O günden beri babam 3 ayda bazen 5 ayda ara sıra arar naber,iyimisin diye sorar ve kapatırdı. Şimdi de öyle olacaktı büyük ihtimal.. Bacağımın sızısını aldırmadan yavaşca ayağa kalktım Gece'ye dönüp, "Hemen geliyorum." Dedim telefonu göstererek başını onaylar şekilde sallayınca yavaşca küçük cafeden çıkıp girişten biraz ilerdeki banka oturdum. Cevapla tuşuna basarak cevapladım. "Alo kızım.?" Kızımmış(!). "Efendim?", "Nasıl gidiyor?" Bu adam gerçekten komik. " Çok mu merak ediyorsun baba?" Dedim tuttuğum nefesi dışarı verirken, sıkılmıştım. "Kızım üniversiteye gidiyorsun, görüşürüz bile demiyorsun ayıp değilmi?" Bunları bana sayıyla mı veriyorlar ya?! "Evet ya haklısın! Annemle ayrıldıktan sonra 3 bilemedin 5 ayda bir arayan babama ben nasıl haber vermem çok büyük hata!" Diyorum hafif alaylı ve yüksek bir sesle. Dediklerime şaşırmış olmalı ki bir süre sessiz kaldı. "İşlerim olduğunu biliyorsun kızım." HAH! İşmiş! "İşlerine devam et baba!" Diyerek cevap beklemeden kapatıyorum telefonu sinirle yerimden kalkıp, arkamı döndüğümde bana bakan bir çift kahverengi göz görüyorum kafenin girişinde dikilmiş beni izliyordu. Dediklerimi duymuş mudur ki? Duysa nolacaksa! Hızı adımlarla ona bakmadan cafeye girip Gece'nin yanına gidiyorum, siparişleriniz gelmiş ve Gece başlamıştı bende yavaşca yemeğimi yemeye başladım. "1 saat sonra ders başlayacak, fakültenin ikinci katında sınıfımız çıkıştada Esra ile buluşacağız." Demesiyle Gece'ye dönüyorum, "Okey." Diyorum düz bir sesle.. Gece uzun bir süre gözlerini kısarak bakıyor, "Tuhafsın." Diyor hala bana bakarken gözlerimi gözlerine çıkarıyorum sert bir şekilde bakıyorum bunu o da farketmiş olacak ki çatılan kaşları gevşiyor, "Ne demek istiyorsun?" Diyorum hala ona bakarken, "Düz cevaplar veriyorsun,gözlerin çok donuk,duygularını hissedemiyorum." Diyor başını iki yana sallarken, sesimi en katı hale alarak,"Ben böyleyim alışsan iyi olur." Diyorum. Parmaklarıyla masada ritim tutmaya başlıyor, "Kalbin kırılmış, her ne bilmiyorum ama birşeyler yaşamışsın, yaşıyorsun anlatmak istermisin?" demesiyle ufak bir kahkaha atıyorum. Attığım kahkaha ile kaşları çatılmış bir şekilde bana bakıyor. Eski halime dönüp, "Ben insanlara birşeyler anlatmayalı çok oldu." Diyorum. Gözlerini kaçırıp karşıdaki saate bakıyor, "Derse az kaldı hadi kalkalım." Diyor çantasını alırken. Hesabı ödeyip dışarıya çıkıyoruz.

Kısa bir yürüyüşten sonra fakültenin önüne geliyoruz, yavaş adımlarla içeri girdikten sonra üst kata doğru yol alıyoruz. Dersin başlamasına henüz 5 dakika gibi süre olduğu için Gece'yle hiç konuşmadan sıraya oturuyoruz. 5 Dakika sonra hoca geliyor henüz ilk senemizin ilk günleri olduğu için fazla sıkmıyor işleyiş hakkında bilgi veriyor sadece ders başladıktan 10 dakika sonra kapı tıklanıyor, Profösörün "Gir." Deyişiyle içeri 2 çocuk giriyor. Oha! Yok artık! Bugün çarptığım çocuk bu yanında ki de bugün yanındaki 3 kişiden biri, olmaz aynı sınıftayımız biz?!?! Girdiği anda göz göz geliyoruz.. Gözleri çok... değişik bakıyor, güzel.. Berra! At bu salak düşünceleri kafandan.! Yavaş adımlarla gözlerime bakarak, bizim sıraya gelip yanımıza oturuyor... N E! Oturmasın! Hayır! Berra Allah aşkına ne diyorsun, tabii oturacak yani of. Düşüncelerim den kurtulmak için kafamı iki yana sallıyorum.

Ders normal bir şekilde ilerken hocanın 'bugünlük bu kadar' demesiyle çantamı toparlamaya başlıyorum. Telefonumu çantama koyarken duyduğum sesle kafamı kaldırıyorum... "Tanışmadık, Ben Batu.."

Eveeet! 4.Bölüm ile karşınızdayım bu bölümü de yazdıktan sonra bir süre bekliyeceğim.. Tepkilere göre devam edeceğim.. Vote ve yorumları unutmayın! SİZİ SEVİYORUM!

Koyu Gece'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin