15.Bölüm - Kadın Umut Ettikçe Güzeldir.

89 3 2
                                    

# TOYGAR IŞIKLI - SEN YANIMDAYKEN#

İyi Okumalar💕💫

Komodinin üstüne seçtiğim küçük lambayı koyduktan sonra geri dönerken, ayağımın acısı ile arkamda duran Batu'nun üstüne düşmüştüm, ve.. bulunduğumuz durum hiç hoş değildi.

"Yerin rahat galiba?" Batu'nun imayla dediği şeyle beraber, bulunduğumuz durum aklıma şimşek gibi çaktı, hızlı hareketlerle üstünden kalkarken geriye kayan bandanamı düzelttim. "Sen ne arıyorsun burda ya! Gidip diğerlerine yardım etsene." Düştüğü yerden hızlıca kalkarken, "Senin böyle sakarlıklar yapacağını bildiğim için geldim, ve yine yapacağını yaptın Berra Emir." diyerek kapının önüne koyduğu koliyi açmaya başladı. Sinirle onun yanına ilerlerken, "Benim yaptığım sakarlıktan sanane be! Git başkasına yardım et." , "Bence çok konuşmak yerine bunları yerleştirebilirsin." diyerek odanın güzel gözükmesi için aldığım süs eşyalarını gösterdi, daha sonra göz kırparak odadan çıktı. Ayağımı sinirle yere vurduktan sonra ellerimi saçlarımdan geçirerek derin bir nefes aldım. Bu. Çocuk. Beni. Deli. Ediyor!

Kolide ki süs eşyalarını duvardaki raflara yerleştirdikten sonra koliyi dışarı atmak için merdivenlere yöneldim. "Bunlar hangi odaya?" Yağız'ın sorusu ile yere çevirdiğim bakışlarımı ona döndürdüm, Ecrin'in odası için aldığım duvar boyalarını gösteriyordu. "Koridorun sonundaki çocuk odasına gidecek onlar." başını onaylar anlamda sallayıp oraya ilerlerken bende aşağı kata indim.

Salonda ki koltuklar yerleşmiş, mutfak için aldığımız masa ve diğer araç gereçler yerleşmişti. Tek eksik kalan yer Ece ve Ecrin'in odasıydı. Onları yarın yapma kararı alarak kendimizi hızlıca koltuklara attığımızda ne kadar yorulduğumu anladım. Bacaklarım vucüdumdan bağımsız kopacak kadar ağrıyordu. Ağrının geçmesini umut ederek bacaklarımı kendime doğru çektim, diğerlerine baktığımda hepsi benim durumumdaydı, Batu, Arda ve Yağız çaprazımda ki üçlü koltukta gözlerini kapatarak yatarken, Gece ve Esra karşımda ki ikili koltukta oturuyordu. Arda'nın sesi ile ona dönerken kendime çektiğim bacaklarımı aşağı bıraktım. "Biz yarın yine yardıma geliriz, gidelim zaten geç oldu." diyerek Batu ve Yağız'a işaret verdi. Onlarda Arda ile beraber kalkarken, hızlı bir şekilde ayağa kalktım, "Bu gece kalın, yani yoruldunuz zaten yarında geleceksiniz gitmeyin yemek yeriz, otururuz sonra yatarız.. yani ayrı ayrı yatarız.." Ben saçmalamaya devam ederken Batu'nun kısıkca gülmesiyle aldığım nefesi sıkıntı ile geri bırakıp koltuğa oturdum. "Yani Berra arkadaşımız dedi ki, yani demeye çalıştı ki, bu gece kalın zaten acıkmışsınızdır. Yemek yeriz, otururuz ne dersiniz?" Gece hem benimle dalga geçip, hem beni tercüman ederken gözlerimi devirdim, yorgunluktan olmuş olamaz mı? Yağız, Arda ve Batu'ya baktı, Batu kendini koltuğa bırakırken, "Valla olur, adım atacak halim yok." diyerek gözlerini kapattı. Odun.
Esra "Tamam o zaman, yemek yiyelim. Ama ne yiyeceğiz? Evde hiçbir şey yok." diyerek dudak büzdü. Arda hala ayakta dikilirken, "Açık market falan vardır ya, biz birşeyler alıp gelelim, hadi Yağız." , "Tamam, bizde tabak falan çıkartalım." Diyerek az önce gömüldüğüm koltuktan kalktım. "Tabaklara dikkat et, evin ilk günü hepsini kırıp çöpe atmak istemezsiniz." boynu arka tarafta gözleri kapalı bir şekilde benimle dalga geçen Batu'ya dönüp dizine tekme attığımda hızlı bir şekilde gözlerini açtı. "Sen böyle konuştuğuna göre! Kendini öldürtmek istiyorsun!" diye cırladığımda vurduğum yeri tutarak, "Kızım oha ya! Ölüyorum ağrıdan zaten." diyerek inledi. Mutfağa doğru ilerlerken, "Geber!" diyerek gülümsedim.

İşimizi bitirip salona gittiğimiz de Arda ve Yağız hala gelmemişti, "Kızlar hadi biz üstümüzü değiştirelim." Esra üst kata çıkarken bize seslendiğinde salonda yatan Batu'ya bakarak yukarı çıktım. Dolaba hala yerleşmemiş olan bavullardan rastgele bir spor şort ve tişört aldıktan sonra üstümdekilerden hızlıca kurtulup onları giydim. Saçımdaki topuzu düzeltip odadan çıktığım da aşağıdan Arda ve Yağız'ın sesi geliyordu. Esra'nın odasına girip, çocukların geldiğini haber verdikten sonra aşağı indim. Salonda kimse yoktu, mutfaktaki seslerle oraya ilerlediğimde çocuklar aldıkları şeyleri çıkartıyordu. Kahvaltı tarzı şeyleri almışlardı. Batu domatesleri doğarken, Arda bardaklara meyve suyu koyuyordu. Ben ne yapayım? Sesimle beraber hepsi bana dönerken Batu'nun gözleri uzunca üstümde gezdi. Tezgaha yaklaştığımda Yağız önüme peynir ve zeytini koyup, "Bunları tabağa koyar mısın?" başımı onaylar anlamda sallayıp, zeytinleri tabağa boşaltmaya başladım. Berra ve Gece mutfağa geldiğin de ikiside benim gibi şort ve tişört giymişti. Herşey hazır olduğunda masaya oturduk, Yağız meyve suyunu yudumlarken, "O yukarda ki koridorun sonunda olan çocuk odası ve onun karşındaki oda kimler için?" Çatalımda ki peyniri ağzıma atarken, "Kuzenlerim gelecek birisi iki yaşında biri de bizim yaşımızda, onlar için." diyerek Yağız'ın sorusunu cevapladım. "Bizim yaşımızda olan bizim bölümde mi? Yani Mimarlık?" Arda'nın sorusuna Esra ters bir şekilde, "Ne yapacaksın?" derken kaşlarını çatmıştı. "Sordum." diyerek tabağında ki zeytini ağzına atan Arda'ya bakarak, "Hayır, onun bölümü Hukuk." Arda başını sallarken, Esra'ya ters bir bakış attı. Onların bu hareketlerine anlam veremeyecek yemeğime döndüm.

Koyu Gece'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin