12.Bölüm-Canımızı yakanların, canı cehenneme!

113 7 1
                                    

İyi Okumalar!💎

Hastaneden çıktıktan sonra Gece ve Esra'nın yardımları ile yurda gelmiştik. Hepimiz o konuşmadan sonra sanki.. daha iyiydik, daha yakın. "Berra dikkat et." koluma giren Gece'nin sesiyle dikkatimi ona verirken merdivenlere geldiğimizi gördüm, kendimi kastığımdan dolayı ağrıyan bacaklarım ve kollarım bana ne kadar eziyet etse de zor bela, odanın önüne gelmeyi başarmıştık. Esra kapıyı açtıktan sonra içeriye girdik. "Ben banyoya giriyorum, çok yorgunum." dediğim şeylerle beraber dudak sarkıtırken, Esra elinde ki çantasını kenara bırakıp bana döndü. "Tamam gir sen, bende şu ev mevzusunu annem ile konuşacağım. Bir şeye ihtiyacın var mı?" başımı hayır anlamında sallayıp, "Yok, sağol." başımı Gece'ye çevirip, "Gece." dediğimde elindeki telefondan başını kaldırıp bana baktı. "Sen de annen ile konuşacak mısın? Ev konusunu?" Gece telefonu komodine bırakırken, "Evet, üstümü değiştirip arayacağım." onaylar anlamda kafamı sallayıp dolabıma ilerledikten sonra içinden giyeceklerimi alıp, "O zaman ben banyodayım." diyerek banyoya girdim. Hastane kokusu sinmiş kıyafetlerimi tek hamlede çıkartırken, hızla suyu açıp içine girdim. Sıcak suyun tenime değmesi ile hafif irkilirken rahatlamak adına kendimi suya teslim ettim. Bugün duyduğum, öğrendiğim şeyler çok.. ağırdı. Esra'nın yaşadığı o şey, hangi şerefsiz yaptı ise yaşına göre ona çok ağırdı. Kendimi gördüm onda.. yorulmuştu gözlerinden belli, yılmış ve tükenmiş.. Gökyüzünün mavisi sönmüş. Canımızı yakanların, canı cehenneme. Sıcak suyun tenime yaptığı tatlı işkenceden zor bela kurtularak ayağa kalkıp havlumu aldım.

Seçtiğim şeyleri üzerime geçirdikten sonra odadan çıktım içeriye girdiğimde kızların oda da olmayışı ile kaşlarım çatılırken, Esra'nın yatağımın üstüne koyduğu çantama ilerledim. Çantamdan telefonu çıkartacakken komodinin üstünde duran not ile oraya ilerledim. 'Biz aşağıda yemek yiyoruz. Çıkınca gel.' notla beraber telefonumu polarımın cebine koyup nemli olarak ördüğüm saçlarımın, örüğünü yan omuzuma attım. Anahtarımı da aldıktan sonra bacaklarımın ağrımasını aldırmadan yavaşça merdivenlerden indim, aşağıya geldiğimde kızlar bizim masamız da oturuyordu. Yemeğimi alıp yanlarına ilerdiğimde Gece yemeğiyle ilgilenirken Esra beni gördüğünde, "Nasılsın?" diye sordu. Yemeğimi masaya bırakıp oturdum. "Gayet iyiyim, sıcak su iyi geldi." gülümsememle o da gülümserken Gece'nin sesiyle başımızı oma çevirdik. "O zaman anlat." sorduğu soruyu anlamadığımdan kaşlarım çatılırken, "Neyi?" elindeki çatalı bırakıp hafif dikeldi. "O gerizekalının sana ne dediğini." ben ne dediğini anlarken, Esra'nın ne olduğundan haberi olmadığı için, "Gerizekalı kim? Ne oluyor?" Gece bende olan gözlerini Esra'ya çevirerek, "Bugün kriz geçirdiğinde Batu'ların içindeydik, Yağız çağırmıştı. Batu'nun kuzeni için yardıma ihtiyacı varmış, sonra ben mutfaktayken ne olduysa oldu anlamadım, Berra beni çağırdı sonra da işte, evden çıktığımız da merdivenlerde kriz geçirdi." Esra duyduklarında sonra başını hızla bana çevirirken gözleri hem sinirliydi hemde, kocaman olmuştu. "Sen o beyin yoksunu yüzünden mi kriz geçirdin!" sesini yükseltmesinden dolayı bir kaç kişi başını bize çevirirken Esra sesini çok yükselttiğini anlayıp bana yaklaştı. "Ne yaptı?" sessizce ama yüzündeki ifadeyle bunu söylemesi beni korkutasa da, "Sakin ol önce bir, anlatacağım. Ama önce yemeğimizi yiyelim, sonra yukarı çıkarız. Tamam?" dediklerimden sonra biraz sakinleşse yemeğini yeme hızından hala siniri belli oluyordu.

"Bitti. Hadi kalk." Gece ve Esra hızla yerlerinden kalkarken bende yan tarafıma koyduğum telefonu mu alıp onları takip ettim.
Esra ile o akşam konuştuğumuz balkona çıktığımızda Esra ve Gece hemen kendini yerdeki minderlerlere attı, ben ne diyeceğimi düşünürken ağır adımlarla yanlarına ilerledim. Yavaşça ikisinin de karşısına oturduğumda hala ne diyeceğimi kestiremiyordum. "Dinliyoruz." Gece'nin sesiyle işkence ettiğim bilekliğimi bırakıp başımı ona çevirdim. "Ben..." karışık düşüncelerimle hala onlara bakarken derin bir nefes aldım. "Bilmiyorum... Başından beri çok farklı gelişti olaylar. Hani onlarda kaldığımız gün varya.." başımı Esra'ya çevirdiğim de dikkatlice beni dinliyordu. "O gün önce Batu bana çok kötü şeyler dedi.. Sonra hani Esra şen aramıştın ya ben sahildeyken.. Sonra yanıma Batu geldi." aldığım nefesi seslice verirken, "Kavga ettik, ne var ne yok herşeyi söyledim.. Herşeyi. Çünkü içimde bir ses ona güven diyordu.." başımı aşağı indirerek parmaklarımla oynamaya başladım. "Sonra ise zaten bildiğiniz gibi onlara geldik.. O gün maça gittiğimiz gün hani biz Batu ile ortadan kaybolduk ya.." bir süre sessiz kaldığımda, "Evet, noldu?" Esra'nın sesi ile başımı ellerimden kaldırıp ona baktım, "O gün Batu da bana herşeyi anlattı.." , "Nasıl herşeyi?" Esra'nın sorusu ile gözlerimi ona çevirirken, "Birşeyler işte.. Sonra.. barda beni öpmeye çalıştı." , "Ne!" ikisinin de aynı anda yüksek sesle bağırması ile hafif irkilsem de duruşumu bozmadım. "Bağırmayın ya, izin vermedim. Yittim." dediğim şeyle beraber Gece az önce bağırırken sıçradığından dolayı mindere tekrar otururken, Esra rahatlamış bir ifade ile nefes verdi. "Bugün de orda.. O kız küçümseyici baktı sanki ben hevesle gidip Deniz'e bakmışım, Yağız çağırmamış gibi, işte devamını biliyorsunuz." , "Deniz kim?" Esra'nın sorusuna Gece cevap verirken ben aldığım nefesi hızla verdim. Anlatmak beni geriyordu. "Beyin yoksunu salak." Esra'nın Batu'yu söylediği şeyle kısık bir kahkaha atarken, "Birşey söyleyeyim.. Ben ona haddini bildireceğim. Lütfen siz karışmayın olur mu?" söylediğim şey ile Gece huysuz mırıltılar çıkarırken, "Bir daha aynı şey olursa onu testere ile doğrarım, Berra." Esra'nın fikiri ne kadar hoşuma gitse de başımı onaylamak ile yetindim. "Hadi kalkın artık, uyumak istiyorum yeter." dudağımı sarkıtarak söylediğim sözle Gece yanaklarımı sıkıp "Sana harika bir haberimiz var!" diye bağırdı. Bağırması ile birlikte şakadan kulaklarımı kapatırken yüzümü buruşturdum. Koluma vurarak, "Sesim o kadar kötü değil bir kere!" diyerek somurttu. Onun bu haline gülümseyerek, "Tamam, tamam şakaydı. Ne haberiniz?" , "Ailelerimiz izin verdi!" Esra'nın mutlu bir ses tonu ile bunu söylemesiyle minderden ayağa sıçramam bir oldu. "Ciddi misiniz?!" ikiside onaylar anlamda başını salladığında gülümsemem daha da genişledi. "Harika! O zaman ev bakalım hemen, Ece ve Ecrin gelmeden bitiririz. Ne dersiniz?" söylediğim sözle beraber ikisininde kafası birbirine dönerken, "Mükemmel olur!" ..

Koyu Gece'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin