Batu'ya doğru koştum, arkadan omuzuna dokunduğumda yere eğik olan kafasını kaldırarak bana baktı. Gülümseyerek, "Öncelikle geçmiş olsun, şimdi şu iddaa mevzusuna gelelim. Ben karar vericem değilmi?" Dedikten sonra boy farkından dolayı kafamı kaldırarak gözlerine iyice baktım. Bana uzun süre baktıktan sonra, "Ne istiyorsun?" Yüzünden hiçbir duygu geçmeden boş gözlerle bunu söylemesi suratımda ki gülümsemeyi ne kadar yok etse de yavaşca omzundaki elimi çekerek biraz daha ciddileştim. "Arabada söylesem olur mu?" Başını hafif sallayarak yan taraftaki Aras'a baktı. "Aras sen diğerleri ile gel bizim ufak bir işimiz var." Aras başını onaylar anlamda salladıktan sonra bende adımlarımı Batu'nun arabasına çevirdim. Arabaya sakin bir biçimde bindikten sonra Batu'yu beklemeye başladım. Batu Aras'a birşeyler dedikten sonra hızlıca arabaya gelip yan koltuğa oturdu. Bana yan bir bakış attıktan sonra, "Kemerini tak." Sözüyle kemerimi taktıktan sonra kafamı ona çevirdim. Sanki sabah ki Batu gitmiş yerine onun benliğine ait olmayan biri gelmişti soğuktu ilk tanıştığımız gibi gözlerinde hiçbir ifade yoktu. Arabanın ani duruşu ile düşüncelerimden sıyrılıp kendime gelirken etrafıma baktım, sahil kenarına park etmişti arabayı, yerinden hafif bana dönerek, "Evet ne isteyeceksin?" Gözlerine baktığım da yine hiçbir ifade yoktu bunun beni üzmesini engelleyerek, "Ben sana hikayemin çoğunu anlattım değil mi? Neden böyle olduğumu..." onu taklit ederek hafif yanıma döndüm. "Ama sen bana hiçbirşey anlatmadın.." hala bana bakarken, "Ne gibi?" Sorduğu soruya karşın derin bir nefes aldıktan sonra, "Bana demiştin ya hani kapalı kutu gibisin gözlerinden hiçbirşey anlamıyorum diye..." gerildiğim için avcuma batan tırnaklar ve dudağıma işkence eden dişlerimle beraber derin bir nefes alarak o hala gözlerime bakarken devam ettim. "Sende öylesin, buz gibi birşey anlayamıyorum. Bir öyle bir böylesin şimdi olduğu gibi.." kaşları çatılırken, "Şimdi olduğu gibi?" Heh! Cevap ver şimdi Berra. "Sabah farklıydın şimdi farklı.." kaşları çatık halini geride bırakıp havalanırken, "Evet sonuca gel?" Derin bir nefes aldıktan sonra, "Senin de bana anlatmanı istiyorum." Dediğim sözle beraber elleri bacaklarında ritmik bir şekilde oynarken tek kaşını kaldırarak, "Neden yapayım bunu?" Bende ona meydan okurcasına kaşımı kaldırırken, "Çünkü! İddayı kazandım istediğim birşeyi yapmak zorundasın." Dediğim şeyle beraber arabanın kapısını sertçe açarak dışarı çıktı. Sahile doğru yürürken seri hareketler arabadan inip bağırmaya başladım. "Bana dediğini yapıyorsun, kaçıyorsun! Kaçtıkça çevrendekilerden uzaklaşacaksın Batu Arslan! Bana diyorsun acı çekiyorsun diye ama asıl acı çeken sensin canın yanıyor. Bana dediğin herşeyi sen yapıyorsun!" Dediğim sözlerle beraber bir süre olduğu yerde dururken yavaşca bana döndü. Bakışlarıyla bir an korkup kaçma isteği geldi. Çok sertti, fazla sert. O bakışlarla hızlıca bana gelirken ona meydan okurcasına bakıyordum. "Kes şu sesini." Bağırarak söylediği bu sözler bir iki adım geri gitmemi sağlasa da duruşumu bozmayarak "Noldu? Dediklerim doğru olunca ağır mı geldi?" Söylediklerimle beraber hala bana sertçe bakarken, "Anlat ARSLAN. Sen demiştin anlatmadıkça daha kötü olacak... Anlat ki rahatla." Biraz daha sakinleşmiş görünürken, yavaş adımlarla arabanın önüne gelip yaslandı. "Vazgeçmeyeceksin değil mi?" Sorduğu soruyla beraber tepkisini ölçmek istercesine suratına baktım. Az önce ki gerilen kasları biraz olsun gevşemiş ve sakinleşmiş görünüyordu. Onaylar anlamda kafamı sallayıp, "Vazgeçmeyeceğim, senin gibi." Kafasını gecenin koyuluğu ile bürünmüş denizden çekip bana çevirirken gözlerinde daha önce görmediğim birşeyler gördüm.. Neydi bu? Savunmasızlık.. Falan mı? Kafasını gözlerimden çekip tekrar koyu geceye çevirirken, "5 yaşındaydım ben... Birgün parktan eve dönerken.." devam etmeden önce sertçe yutkundu. "Evin önünde bir araba durdu içinden babam yaşında bir adam çıkıp bizim eve girdi..." başını hafif aşağı eğdikten sonra gözlerini kapadı. "10 dakika sonra falan bende eve gittiğimde kapıyı çaldım... Çaldım ama annem açmadı." gözlerini yerden kaldırdıktan sonra derin bir nefes aldı gözleri hala kapalıydı. "Evin arka bahçesinden dolaştım eve girdiğim de annem yoktu... Seslendim, seslendim yoktu." Ellerinde oluşan yumrukları daha fazla sıkarken, yutkundu. "Üst kata çıktım.. Odaya girdiğimde annem kanlar içinde yerde yatıyordu... Küçüktüm. Çok küçüktüm. Uyuyor sandım, yanına gittim. Seslendim.. Ama açmadı gözlerini... Bekledim saatlerce bekledim ama açmadı.." sıktığı yumruğu arabanın önüne geçirirken, "ALLAH KAHRETSİN KORUYAMADIM ONU." Yanağından aşağı süzülen yaş ile daha fazla dayanamayıp kollarımı boynuna sardım. Biraz bekledikten sonra bir elini belime koyduktan sonra bir elinide de sıkıca enseme koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koyu Gece'
Ficção Adolescente'İki büklüm oldum acıdan, ama ben yine gülümsedim sen şimdi gelmiş bana seni üzüceğim diyorsun, ben zaten bitmişim adam ne üzülmesi?'