13.Bölüm- Can yakıcı bir durum.

128 5 4
                                    

İyi okumalar!!🙋

"Birincisi sen bana bağıramazsın! İkincisi onu git yanındaki Gerizekalıya sor.. Ya anlamıyorum derdiniz ne benimle! Ben sizden uzak duruyorum. Bulaşmıyorum. İnatla yanıma gelip sinirlerimi bozuyorsunuz! Amacınız-" dudağıma baskı yapan şey ile sözüm yarıda kesilirken, donakalıyorum.

Batu'nun dudakları hala dudaklarımın üstünde hareketsiz dururken bedenim kaskatı kesiliyor, yanağımda duran baş parmağı hafif kıpırdadığında bulunduğumuz durum aklıma şimşek misali düşüyor. İki yanımda duran ellerimi omuzlarına çıkartıp sertçe yittim, "Ne yapıyorsun sen?" üzerimde ki sersemlik ağzımdan çıkan kelimeler, fırtına öncesi sessizliği anımsatıyor. Batu ellerini saçlarından geçirip derin bir nefes verdikten sonra, "Seni, susturdum." alaycı ses tonu ile bunu söylemesiyle içime düşen şimşek daha fazla parlarken, gözlerimde ki parlayan ateş ile sertçe ona bakıyorum. Beynimde kurmaya çalıştığım cümleyi toparlamak istesemde, düşünce yumağına dönen zihnim çalışmıyor yumruk olan ellerimle beraber ayağımı sertçe yere vuruyorum. Sertçe dudağımı ısırıp hala şaşkın bir şekilde, "Senden nefret ediyorum." ağır hareketlerle arkamı dönüp kafenin önüne ilerlerken, ses çıkarmamasından dolayı tepki vermediğini anlıyorum.

Kızların yanına geldiğim de Merve'nin gittiğini gördüm, hala az önceki olayın şokunu atlatamamışken kızların önünde duruyorum. "Noldu sana?" Gece'nin sorusu ile kendime gelmek adına başımı iki yana salladım. "Bi-birşey olmadı." kekelememden dolayı kendime yığınlarca küfür savururken, "Birşey yapmadı demi o salak sana!" Esra'nın sesini yükseltmesiyle başımı Gece'den hızla ona çevirdim, gözlerine baktığımda Batu'nun az önce yaptığı şeyi söylersem onu öldürme potansiyeli olduğunu gördüğümde, kuruyan dudaklarımı sökmek istercesine sertçe yaladım. "Hayır, sakin ol. Birşey yapmadı." Esra derin bir nefes verdikten sonra, "Neden suratın böyle kireç gibi?" Gece benim sözümü keserek, "Az önceki turuncu kafa sinirini bozdu ya ondandır, Esra üstüne gitme." İçimden Gece'ye binlerce teşekkür ederken başımı ona çevirdim 'görüşeceğiz' bakışı atıyordu. Biz onunla bakışırken Esra'nın sesi ile ona döndük. "Hadi o zaman yemeğimizi yiyelim, ev bakmaya gideceğiz daha." son kez Gece'ye baktıktan sonra kafeye doğru yürüdük.

Yemeğimizi yerken ailelerimiz hakkında sohbet açıldığında ne kadar istemeden de birşeyler söylemek zorunda kaldım. Esra'nın annesi ve babasının şirketi varmış, Gece'nin ise babası vefat etmiş, bunu söylerken gözlerinin dolmasından, ne kadar çok sevdiğini anlamıştım. Acaba.. Ölseler üzülür müyüm ki bu kadar şeyden sonra.. Anne, baba dünyada ki en özel, güzel kişiler derler, ben.. Neden öyle düşünmüyorum ki? Hissettirmedikleri için mi? veya.. yaptıkları için mi? Bir aile neden kızına inanmaz ki bu, o olaydan sonra hep düşündüğüm ama asla cevabını bulamadığım bir soru..

Ellerimi önümde birleştirmiş, yere bakarak yürürken Gece'nin sesi ile ona döndüm, "Bakın emlakçı şurada." elini kaldırıp gösterdiği yere baktığımda her tarafı ilanlarla kaplanmış küçük bir yer gördüm. Adımlarımızı oraya yönlendirirken, "Ece ve Ecrin gelmeden vizelerde başlamadan evin içini tamamlasak süper olur." Esra kafasını sallarken Gece, beni onaylayan mırıltılar çıkardı.
"Eşya işini ne yapacağız?" saçlarımı geriye doğru atarken,
"Bir fikrim yok." deyip düşüncemi dile getirdim.
"Aslında benim bir fikrim var.." Gece'nin sesi ile ikimizde ona dönerken sanki birşey söyleyecekmiş de, söyleyemiyor gibiydi.
"Yağızlar.. Onlar burada yaşıyor, biliyordur. Onlardan yardım istesek?" söylediği şey ile beraber Esra ile aynı anda "Olmaz!" diye bağırdığımız da Gece kaşlarını çattı.
"Hadi Berra neyse, Esra sana ne oluyor?" ikimizinde başı Esra'ya dönerken az yerinde kıpırdanarak, "Ben.. Berra için demiştim.." gözlerim kısık ona bakarken, "Hadi girin, geldik." bizi geçiştirerek içeriye girdi. Bu hareketlerinin nedenini sonradan sormak adına beynime not ederken, içeriye girdim.

Koyu Gece'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin