7.Bölüm-İki Büklüm Oldum Acıdan..

146 8 0
                                    

Multi de ki şarkıyı bölümle beraber söylediğim yerde dinleyebilirsiniz..
İyi Okumalar. 🙏

Bu gecede inceyiz, kırgınız...

Nereye gittiğimi bilmeden tam 3 saattir yürüyorum. Hava karardı. Düşüncelerimle aklımı kaybetmek üzereyim gözyaşım kalmadı, güven duygum hiç yok, belki.. diye beslediğim umudum kurduğum 'yeni şehir' hayallerim hepsi yok oldu. Ne yani bu kadar mı? Bir gece belki de güvenmek için denediğim bir insana herşeyi anlatıyorum.. ve bu gerçekten iyi geliyor, sabah suratımda çarpık bir gülümsemeyle güne başlayıp o 'Eski Berra Emir'i' yok etmeye çalışıyorum belki uzun zamandır yapmadığım birşeyi yapıp iletişim kurmaya çalışıyorum. Sonuç? Yine güçsüzlük ve dökülen göz yaşları.
Evet benim psikolojik sorunlarım var ve hareketlerim buna bağlı, bu hareketler gerçekten saçma salak mı gözüküyor dışarıdan? Bu mu yani? Bir insan başka bir insan ile iletişim kuramıyorsa -daha doğrusu korkuyorsa- bu onun sevgilisi olduğu anlamına mı geliyor? Beynim de binlerce soru ile az çok insan olan sahilde yürürken ilerde gördüğüm kayalıklar ile adımlarımı oraya yönelttim. Kayalıklara ufak bir adımla çıktıktan sonra yavaşca oturdum cebimde sabahtan beri hiç bıkmadan titreyen telefona aldırış etmeden gözlerimi karanlığın koyuluğu ile koyulaşmış denize çevirdim.
'Keşke... Keşke böyle olmasaydı.' Demeyeceğim bir gün geçireceğim sanmıştım. Yine mi? Yine mi bu lanet anılar,düşünceler bıktım. Ölmek istiyorum. Hah! Zaten yaşarken de ölüyorum ne saçmalıyorsam. Vazgeçtim. Herşeyden.. Nefes almaktan,güvenmekten, sevmekten, sevilmekten. Sinirlendiğim de veya bıktığım zamanlarda gözyaşlarımın akmasından nefret ediyorum! Bu hep böyleydi. Aslında her zaman gözyaşlarımı içine akıtanlardan oldum,sessizce ağlayanlardan ben böyle alıştım. Herşeye alıştığım gibi bunlara da alıştım. Telefonum hala ısrarla çalarken en sonunda bıkıp cebimden çıkardım ekrana baktığımda Esra'dan 78, Gece'den 34 arama birde kayıtlı olmayan bir  numaradan 23 tane cevapsız arama vardı.  Ben hala ekrana bakarken Esra'dan yeni bir arama geldi, yavaşca cevaplarken kulağıma götürdüm telefonu kulağıma götürür götürmez, "Nerdesin?" Diye bir soru geldi, "Sahildeyim." Diye kısa bir cevap verdim. Nefesini dışarı verirken, "Çok korktum." Dedi, "Başka birşey yoksa kapatıyorum." Derken arkadan Batu'nun sesini duydum. Gerizekalı! "Nerdeymiş?" Cehennemde!  Benim sesimi çıkarmama karşın Esra "Sahilde." Diye kısa bir cevap verip tekrar bana dönüyor, "Yanına geliyorum." Duyduğum söz ile hemen karşı cevap verdim, şuan kimseyle konuşacak halim yok. "Hayır." Dedim sert bir sesle, "Kimseyi istemiyorum yanımda ben biraz durup geleceğim gelirsen kalbini kırarım sakın Esra!" Ani tepkim onu sessiz bırakınca, "Görüşürüz." Diyerek  cevap beklemeden telefonu kapatıp cebime koydum. Gözlerimi tekrar denize çevirdim, çok... çok fazla yoruldum.

Sessizce hiçbirşey düşünmeden hala kayalıklarda otururken omzuma değen el ile sıçrayıp arkamı döndüm bana bakan bir çift kahverengi ile sert bir şekilde omzumu elinden çekip ayağa kalktım. "Senin burda ne işin var?!" Kelimelerin üstüne basa basa söylerken ağlamaktan yeterince kısılan sesim buna hiç yardımcı olmadı. "Gidiyoruz."
(Şarkıyı burda açabilirsiniz.)
Dümdüz buz gibi bir sesle söylediği bu sesler kahkaha atmama neden oluyor. "Nereye gidiyoruz? Aaa ama dur ya sen beni götürme sonra ben senin yanında saçma salak hareketler yaparım sevgilim bunu görüp beni terkeder kusura bakma." Diye sesli bir şekilde bağırdım. Sahilde az çok olan insanın da gözleri bize dönünce Batu sert bir şekilde kolumu tuttu. "Bana bir daha sakın bağırma Berra Emir.! Ben kimseye benzemem bak seni üzerim." Bu sözüyle başımı aşağı yukarı sallayıp, "Seni üzerim." Diye fısıldıyorum. "Lan ben iki büklüm oldum acıdan, ama yine gülümsedim sen şimdi gelmiş bana seni üzüceğim diyorsun, ben zaten bitmişim adam ne üzülmesi?" Diye bağırmamla gözümden akan yaş canımın ne kadar yandığını simgeliyor. "Lan bilmiyordum, Allah kahretsin ne yaşadığını bilmiyordum hala bilmiyorum! Kapalı kutu gibisin hiç bir bok söylediğin yok gözlerinden bir bok anlayamıyorum zaten. Sabahtan beri o insanlar seni ne kadar merak etti haberin var mı!? Söylediğim iki söz nasıl bu kadar etkilemiş olabilir lan anlat bileyim!" Kolumu bırakıp sertçe bağırdığı bu sözler beynimde yankılanmaya başladı.. 'Kapalı kutu gibisin..gözlerinden birşey anlayamıyorum.. söylediğim iki söz.' Beynimde hala bu sözler yankılanırken gözlerimi gözlerine kenetleyip parmağımı göğsüne bastırdım. "O zaman adını bilip, hikayesini bilmediğin insanlara.. Onları yakıp kül edecek sözler söyleme Batu ARSLAN.!" Dememle gözleri önce göğsündeki elime daha sonra benim gözlerime döndü. "Genellikle adını bildiklerimin hikayesini de bilirim Berra Emir!" Demesiyle sakinleşmek adına gözlerimi kapatıp 1-2 saniye bekliyorum çünkü sakinleşmezsem yine bir sinir krizi ortayaca çıkacak ve bunun Batu'nun yanında olmasını isteyeceğim son şey..
Gözlerimi yavaşca açıp ona bir iki adım daha kayalıklardan dolayı ne kadar yaklaşabiliyorsam yaklaştım ve gözlerimi onun gözlerine çevirip sert bir şekilde baktım, "Demek ki Batu ARSLAN! Ben senin o genellikle diye adlandırdığın gruba girmiyorum. Girmeyeceğim de çünkü büyük ihtimal, hatta kesinlikle o genellikle dediğin kısımda hergünü normal geçen kullanıp attığın kızlardan başka kimse yok, ben masumum demiyorum hatta en kirlileri benim belki de ama ne biliyor musun? Senin o kullanıp attığın kızlar iki güne seni unutur yine şen şakrak güler. Ama ben kalbim kırıldığı zaman gülmeyi unuturum. Şimdi bir daha sakın! Beni o olmayan beyninde ki 'genellikle' kısmına koyma!" Dediğim sözlerle beraber sert bir şekilde bana bakarken, "Zorun ne senin, anladım canın yanıyor birşeyler var, anlatmayı dene." Dediğine büyük bir kahkaha patlatırken, "Ne anlatması dalga mı geçiyorsun sen?" Cevabımla beraber biraz düşündükden sonra yan bir sırıtış takındı bu çocuk deli falan mı? Az önce bağırıyordu. "Yürü, gidiyoruz." Bu dediğiyle iyice kafayı sıyırdığını düşünürken, "Batu sen gerizekalı mısın?" Diye bir soru çıktı ağızımdan. "Yürüyor musun zorla mı yürüteyim Berra?" Parmağımı göğsüne ritmik bir şekilde dokundururken, "Seninle hiçbir yere gel-mi-yo-rum Batu Arslan.!" Kafasını arkaya atıp derin bir nefes alırdıktan sonra gözlerini tekrar bana çevirdi. "Peki o halde." Der demez beni omuzuna alması bir oldu. "Batu beni hemen aşağı indirmezsen seni doğduğuna pişman ederim duydun mu beni gebertirim seni gerizekalı hayvan.!" ben hala bağırıken o çoktan arabanın önüne getirmişti bile beni bu dün gördüğüm Arda'nın arabasıydı. Kapısını açıp beni içeri fırlattıktan sonra evet fırlattı, kapıyı sert biçimde kapattı hızlı adımlarla kendi tarafına geçti daha sonra seri hareketlerle arabaya binip çalıştırdı. "Nereye gidiyoruz?" Sakin bir şekilde sorduğum soruya cevap vermemesi beni daha çıldırtırken "Sana nereye gidiyoruz dedim." Diye bağırdım, "Birincisi bana bir daha bağırırsan senin için hiç iyi olmayacak. İkincisi rahatlayacağın bir yer şimdi sesini kes adam akıllı bekle." Söylediği her kelime sinirlerimi bozarken bağırarak, "Haklısın sana bağırmamam gerekti demi beni üzerdin aa pardon unutmuşum." Daha yüksek sesle bağırmamla arabanın birden ani bir frenle durmasıyla kemerimi takmadığım için öne doğru hafif sendeledim. Dengemi kaybetmenin etkisiyle gözlerimi dışarı çevirdiğim de aşağısı deniz yüksek bir uçuruma geldiğimizi gördüm. Ne yani böyle yerleri sevdiğimi nerden biliyordu ki? Sesiyle irkilerek ona döndüm sakinleşmişe benziyordu. "İn hadi." Bu sefer onu dinleyerek arabadan yavaşca indim ve uçurumun dibine yürüdüm ona baktığımda, arabanın önüne yaslanmış dikkatlice beni izliyordu. "Neden geldik buraya?" Sorumla gözlerime dikkatlice bakıp, "Anlat bana değil, uçurumun ucuna git bağır rahatla çevrende ki insanlardan uzak durmak yerine bir kere kendine zarar ver ve bağır ağla sesin kısılana kadar, çünkü eğer şimdi yapmazsan herkesi aynı sanacaksın, herkes seni kırmayı bırakmışken sen herkesi kırmaya başlayacaksın ve gitgide çevrende şuan olan insanları Esra'yı,Gece'yi,Simay'ı,Arda'yı ve... Beni kaybedeceksin ve eskisinden daha yanlız hissedeceksin, sevilmeyeceksin ve en önemlisi güvenilmeyeceksin.. Hadi yap şunu." ne diye bilirdim ki haklıydı hala onun o zifiri koyulukta olan gözlerine bakıyordum aslında yapardım ama onun yanında olmazdı yapamazdım. Ben hala onun gözlerine bakarken yavaş adımlarla yanıma gelip kulağıma eğildi tenime çarpan nefesine söverken bunu neden yaptığını çözmeye çalışıyordum. "Anlıyorum.. Bana güvenemiyorsun ve haklısın da.." derin bir nefesi tekrar tenime bıraktıktan sonra, "Ama yapacaksan bu tek olduğun şehirde benim yanımda yap." Hah? Neden onun yanında yapmamı istiyor ki? Kulağımdan çekilmiş gözlerime bakarken bende anlamaz bir biçimde ona baktım. Tek bir nefeste soludu, "Hadi bekliyorum." arkasını dönüp yavaş adımlarla arabaya doğru ilerledi ve az önce ki gibi önüne kendini yasladı. Başını yatırarak bana baktı, bu onun hadi deme şekliydi büyük ihtimalle, ani gelen bir kararla söze başladım. "Bugün orda beni ne kadar kırdığının farkında bile değilsin, olmayacaksında sonuçta çünkü tanımıyorsun." Fısıldayarak söylediğim bu sözlerden sonra bağırmaya başladım çatallı sesimle yutkunurken, "Paramparçayım ben bugün sabah size bir şans vermek üzere kalkmıştım. Sen ne yaptın zaten bir boka benzemeyen geçmişimi bir kaç sözünle tekrar hatırlattın hemde hiç acımadan gözlerime bakarak." Derin bir nefes verirken devam ettim. "Senin o saçma sapan diye adlandırdığın ve sevgilim olduğunu belirterek yaptığımı düşündüğün hareketler güvensizlik ve sen bugün benim onları neden yaptığımı bir kez daha hatırlattın teşekkür ederim Batu Arslan." Ben hala ona bakarken bakarken, "Bilmiyordum." Ne yani bu mu bilmiyormuş! "O zaman hiçbir şey bilmediğin insanlar hakkında ona birşeyler söyleyip kalbini kırma bilmiyordum demekle geçmiyor." Diye bağırıp yere oturdum gözümden birkaç damla yaş yere düşerken gözlerimi kapattım çok yorulmuştum. Belime ve bacaklarımın altına dolanan kollarla beraber gözlerimi açtığımda Batu olduğunu anladım hiç itiraz etmeden kollarımı boynuna doladığımda şaşırmış olacak ki bir an duraksadıktan sonra arabaya doğru yürüdü. Beni ön koltuğa bırakırken geri çekildi, "Yurda almazlar bizim eve götürmemi ister misin?Kızları da çağırırız?" Fısıltıyla sorduğu bu soruya itiraz edicek halim kalmadığından onaylar mana da kafamı sallayıp oturduğum koltuğa iyice gömülüp gözlerimi kapattım.

Biraz kısa bir bölüm oldu. Ama bu gece yeni bölüm tekrar gelecek..
Yeni bölümde bir okuyucunun isteğini gerçekleştiriceğim..
Sizi seviyorum..
Görüşmek Üzere! 🙏

Koyu Gece'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin