AS/20

142 22 2
                                    


"Muhteşem . Tek kelime ile muazzam. " derken elini olumlu anlamda sallıyordu yakışıklı.

Biraz çapkın bakıyordu ama bakışları çok derindi. Bana neler olduğuna anlam veremiyordum. Nerde yakışıklı bir çocuk görsem hemen kuzu görmüş kurt gibi ağzımın sularını akıtıyordum. Aslında bunu istemsizce yapıyordum. Nedenini ise adım gibi biliyordum. "İlgisizlik." . İlgi istiyordum. Bana aptal aptal bakışlarla fiziğim için bakan insanlar değil , beni ben olduğum için isteyen sadece bir insan istiyordum. Yaşım çok büyük değildi farkındayım fakat adı üzerinde ergenlikti bu. Tarif edemiyorum içimdeki boşluğu. Tamamen bir boşluk içerisindeyim ve bu boşluğu doldurmak için önüme geleni sevmeye çalışıyorum . Fakat kendim kadar kimseyi sevemiyorum. Evet çok bencilim. Fakat duygusuz degilim. Tam tersine bencilliğimi atlatmak için beni duygularımla etkileyecek birisine ihtiyacım var hepsi bu. Ne yapmalıyım peki ? Böyle salak saçma davranıp kendimi rezil etmeye devam mı etmeliyim ? Ben basit bir kız olmadım ve olmayacağım. Kes artık şu davranışları Asya. Her gördüğün erkek senin değil . Olmayacakta! Bu sadece hormonlarımın bana oynadığı bir oyundan ibaret. Nefsimi kontrol etmeliyim. Bu köyden arkamda kimseyi bırakmadan gitmeliyim. Ne Görkem ne de bu çocuk. Sadece kendim gitmeliyim .

Elimle elbiseyi çekiştirdim. Çok kısa değildi üstelik. Diz altımda bitiyordu. Gögüs kısmından üç parça ayrı ayrı boynumda birleşiyordu. Tüm elbiseye siyah tonu hakimdi. Mavi gözlerim şuan olduğundan daha fazla etkileyici duruyordu. Babaannem agzı açık bir halde bana bakıyordu. Yakışıklı ise yosun yeşili gözleriyle beni tararken sakalını karıştırıyordu. Çok olgundu. Görkem bunun yanında biraz ergen kalıyordu. Yanında ki Kazım denen çocuk ise benden gözlerini kaçırıyordu. Aferin çocuğa . Eğer benim yaşımda olsaydı bunu alırdım.

" Ee artık birşey söyleyin. Böyle akşama kadar dikilecek miyim ?" diyerek çıkıştım. Ses tonum sinirli değildi. Daha çok sabırsız bir havam vardı.

" Maşallah benim güzel torunuma. Mankenlerden ne eksiği var. Şu boya şu endama bak . Tam benim gençliğim gibi. Aynı bana çekmiş. " derken bir yandan da parmaklarını birleştirip öptükten sonra sallıyarak beğenisini dile getirmişti.

" Peki sen ne beğendin babaanne . Birşeyler buldun mu?" derken bir yandan aynada kendime bakmaya başlamıştım.

" Sağolsun Kazım oğlum halletti. Pek bir zevkliymiş. Güzel şeyler aldım. " dedi. Yüzünde koca bir tebessüm hakimdi. Çok sevinmişti belli ki.

"Alıyor musunuz yani ? " diyen karizmatik ses beni narsistçe aynaya bakmaktan ayırmıştı. Narsistlikte dünya rekoru kırabilirdim.

" Evet hesaplar mısınız ücreti ? " dedim ve tekrar kabine yöneldim . Eve böyle dönecek değildim. Kapıdan böyle çıkarsam her an birisi kaçırabilirdi. Hızlı hareketkerle işimi hallettikten sonra ücret konusunda babaanmle bir tartışmaya girdim. Tabi ki ben kazandım ve parayı ödedim. Babam boşuna o kadar para kazanmıyordu.

Evin yoluna attık kendimizi . Hava biraz serinlemişti. Serin derken geldiğimizde 40° ise şuan 38° filan olmuştu o kadar.

"Babaanne sanada makyaj filan yapmamı ister misin ? Maşa da yaparız. Çok yakışır. Tabii ben eşarptan vazgeçmem dersen ona da güzel şekiller yaparız." Bu düşünce beni güldürmüştü. Babaannemi makyajlı ve saçı lüle düşünürken kahkaha atmaya başlamıştım .

Babaannem elinin işaret parmağıyla şşşt yaparken bir yandan da " Kız az haykır . Ezan okunuyor. Ayıptır ayıp. Edebini bil azıcık. Günah günah. Elalem ne der? Fındık karı bir torun getirdi ezan bile dinlemiyor anca gülüyor bip gibi derler. "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 16, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AVRUPALI ASYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin