Uçaktan indiğimde çok heyecanlıyım. Yeni bir ülke, yeni insanlar . Herşey yeniydi. Babaannemin yaşadığı yere daha önce hiç gitmemiştim. Türkiye'ye geldiğimizde genellikle Antalya ve Izmir taraflarını gezerdik ve gerçekten de çok güzel . Açıkçası çok merak ediyorum onun yaşadığı yeri, onların kültürünü. Mesela babaannem bize geldiğinde çok komik konuşuyor onu dinlediğimde neredeyse gülme krizine giriyorum. Türkçeye katliam yapıyor gibi hissediyorum. O nasıl bir konuşmadık tanrım.
Uçaktan indim inmesine ama yusuf yusuf ediyorum şuan. Güya beni kuzenim karşılayacak ama ben onu tanımıyorum. Ah baba ah bizi niye kimseyle tanıştırmadıysan ?
Adımlarımı ufaktan ufaktan atmaya başladım. Ya beni burda birisi kaçırırsa ? Bunu kimse düşünmüyor. En iyisi şuraya bir yere oturup beklemekti. Daha kolay olurdu beni bulması. Bekledim bekledim ve bekledim. Artık tam umudumu kaybetmiştim ki birisinin bana doğru yaklaştığını gördüm. Hadi o değilse nolacaktı ? Bir test yapmaktan zarar gelmezdi.
"Merhaba Asya . Ben Fikret. Halanın oğluyum. Nenem gönderdi beni. "
" Nene ne ya?" Babamda bu kelimeyi kullanmıştı.
" Babaannen yani benim anneannem gönderdi beni. Hadi gel seni yanına götüreyim. Seni çok özlemiş kadıncağız. "
Büyük ihtimal doğru kişiydi ama eşeği sağlam kazığa bağlamak lazım. Doğru değil mi?
" Peki adı ne?"
Ne diyor bu salak saçmalayıp duruyor bakışı attı ve " Fındık nenemin adı Fındık. "
Tamamdır doğru insan. Babaannemin bu garip ismini biliyorsa demek ki kuzenimdi bu.
Beraber dışarıya çıktık ve eski model arkasında Şahin yazan bir arabaya bindik.
Dünyanın en rahatsız arabası olmalıydı bu. Sürekli bir o yana bir bu yana sallanıp durduk. Babamın arabası bunu yanında uçak kadar konforluydu." Nereye gidiyoruz şimdi? " diye sordum.
Aldığım cevap ise " Köye gidiyoz oldu."
Gidiyoz ne ya Allahın malı. Gidiyoruz diyeceksin. Kibar ol biraz öküz .
Tabi bunları sadece içimden söyledim. Allah korusun sinirle beni arabadan dışarı fırlatır falan hiç gerek yok. Duygularımı içimden ifade etmek en iyisi ." Fiko sen kaç yaşındasın canım ? "
"25"
"Pardon abi ya . Biraz küçük görünüyordun bende o yüzden Fiko dedim. Kaynaşma anlamında . Kusuruma bakma . " Oha çüş yok devenin bale pabucu. Lan bu benden küçük duruyor. Nasıl 25 olur ya? Büyüsün de gelsin babam olsun bari. Yok daha neler? Ne saçmalıyorum ben ya. "
"Önemli değil. Sarı civciv. Sarı civciv diyince sen burda çok yanacaksın. Kıpkırmızı olursun artık. Yanına şu denizde sürdüğünüz şeylerden alaydın bari.
Almaz olur muyum ? Tatlı suya gireceğiz diye boşuna göbek atmadık.
"Ee Asya hanım okul bitti galiba. Karne nasıl ? "
"Şey ben karneyi almadan geldim. Zaten sınıf birincisiyim. Her sene aynı karneden sıkıldım artık. "
Yine yalanlara başlamıştım. Ne yalancı bir kızdım ben . Aman boşver oda öyle olsun. Bu güzelliğin yanında Allah birde ne güzel bir yetenek vermiş daha ne?
" Vay sen bizim kuzene bak be. Sınıf birincisinin demek . Gidince herkese anlatırım ben bunu. Aferin aferin. Oku birşeyler ol. Memur olsan bile yeter. Bizim gibi okulu bırakıp sürünme böyle. Kendi ayaklarının üzerinde durmasını bil. "
Memur ne ya? Yine ne saçmalıyor bu. Her kelimesini böyle soracak olursam çok isim var. En iyisi he tamam diyip geçmek .
"Hı evet doğru Fikret abi. "
Baya bir süre ikimizde konuşmadık. Ne bitmez yolmuş . Uçakla buraya daha hızlı geldim.
Sessizliği bozmak istedim. " Ne kadar kaldı ya. Nereye gidiyoruz biz? Şehrin dışı buralar. Kırsal alanlarda işimiz ne?"
" Gelmek üzereyiz . Gideceğimiz yer zaten köy ne bekliyorsun ki? Villa filan mı olmasını bekliyorsun? Onu bekliyorsan boşuna umutlanma burası sizin oraya benzemez küçük hanım. Burası Adana. "
"Ne Adana'ymış be sabahtan beri car car car bura Adana . Köye gideceğiz. Yok sarı civciv. Yok küçük hanım. Yeter ama . Sıktın artık. Durdur şu arabayı ineceğim ben . Geri eve döneceğim. "
Nasıl döneceğimi bilmesem sinirle ağzıma gelen şeyi söylemiştim. Hadi in dese ne halt edecektim ben.
Korktuğum başıma geliyordu sanırım. Çok ilkel bir yerde arabayı durdurdu. Al napacağım ben. Tam ben şaka yaptım diyecektim ki arabadan hışımla indi. Nereye gidiyordu bu. Peşinden gitmek için kapıyı açmama iğrenç bir kokuyla yüz yüze gelmem bir oldu. Allahım bu ne ? Burnumu tuttum ve onun peşinden koşmaya başladım.
"Fiko dur bekle ya şaka yapmıştım. Beni niye ciddiye alıyorsun. Ergenin tekiyim işte. "
Şunun havasına bak arkasını bile dönmeye tenezzül etmiyor. Erkek değil misiniz hepiniz aynısınız. Arkasından koştum ve babaanne diye bağırmaya başladım.
O da neydi öyle . Karşımda ki kapıdan bana benzer bir kız çıkmıştı. Koşarak yanıma geldi.
" Asya merhaba tatlım. Ben Ayşenur. Amcanın kızı oluyorum. Mustafa amcanın kızıyım. "
Bende sıkıca sarıldım. "Ah merhaba sonunda beni anlayan birisini bulabildim. Allah gönderdi seni bana. Babaannem nerede? Beni ona götürür müsün? "
"Gel bakalım. Çok mu özledin tontişi? "
Bu kızı sevmiştim . Beni anlayan tek kişiydi galiba.
" Hem de nasıl özledim. Bu kış o kadar bekledim gelecek diye ama hiç gelmedi. Bu arada sen niye hiç gelmedin ya? Bari yazın gelseydin denize. ""Hadi geç geç bunları sonra konuşuruz daha bol vaktimiz var. Önce nenemin elini öp . Sarıl bir. Ondan sonra bol bol laflanırız. "
İçeriye girdim ve karşımda oturan babaannemi görünce hayranı olduğu ünlüyü gören bir ergen kadar sevindim.
" Babaanneee."
diyerek kadının üzerine atladım. Zayıfım zaten birşey olmazdı atlamayla." Kızım bu eteğin gerisi nerde?"
diye sordu babaannem.
Gözlerini büyüttü ve " Kızım burda bu giyilir mi ? Çok ayıp eller ne der. Çabuk değiştir şunu. Ayşenur şu kıza senin şalvarlardan ver bir tane giysin. "Şalvar mı ? Ben daha ne isterim. Şalvarın ne olduğunu şimdi öğrenecektim . O büyük meraklı bekleyiş sona ermek üzereydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVRUPALI ASYA
MizahAngela Asya Cömert ; namı diğer Avrupalı Asya. O biraz egoist , biraz komik, biraz deli, biraz da Türk. Tamam tamam biraz değil baya baya Türk.O içinizden birisi.O komedi dolu hayatıyla size bazen kahkahalar attıracak bazen de üzülmenize neden olac...