Güzel bir hava . Masmavi gökyüzü ve o eşsiz ve büyüleyici ışığı ile güneş . Uçsuz bucaksız gökyüzü beni sanki kollarına çağırıyordu . "Gel . Gel ve bir daha hiç gitme ." Kafamı kaldırdım ve o bitmek bilmeyen uçsuz bucaksız gökyüzüne baktım . Güneş narin gözlerimi kamaştırıyor küçülmelerine neden oluyordu. Böyle bir havayı İngiltere'de bulmak mümkün bile değildi . Sıcağı tüm vücudumla hissedebiliyordum. Beyaz tenimi kırmızıya yakın bir renk esir almıştı .
Güneşin altında 40 derece sıcakta amcamgile gidiyorduk ben ve babaannem .
Ayşenur bugün gelmemişti . Ben geldim diye göndermemiş miydi acaba ?Biraz ilerledikten sonra 3 katlı bir evin önünde durduk. Alt hayvanlar içindi . Peki diğer bir kat kimin eviydi?
Babaannem yanımıza gelen köpekten beni koruyarak bizi ikinci kata ulaştırdı.
Kapıyı çaldığımızda açan Ayşenur'du."Canım niye gelmedin bugün? " diye sorarak sarıldım .
Kapıyı kapadı ve " Babam göndermedi . Sen varsın sonuçta diye . " dedi ve koluma girerek beraber salona gittik. Babaannem, amcam olduğunu tahmin ettiğim adamın yanına oturdu. Babamı biraz anımsatıyordu. Fakat babamdan 10 yaş kadar büyüktü .
"Merhaba amca . " dedim uzaktan . Amca kelimesi ve karşımda duran adam çok tuhaf geliyordu . Annem zaten tek çocuktu . Babam desen ailesinden uzaktı . Hiç amcam veya teyzem olmamıştı . Herkesin birlikte takıldığı bir kuzeni olurken benim bir kuzenim bile yoktu . Fakat şuan sayısını bile bilmiyorum . Gerçekten bilmiyorum çünkü kaç tane amcam veya halam olduğundan habersizdim.
Bende Ayşenur ile yan yana oturdum.
"Vay be demek sen Bülent Bey'in kızısın . Şu bizim şehirli Bülent ' in . Kocaman olmuşsun . Kocaman kelimesi bile az kalır . Bildiğin evlenecek gelinlik kız olmuşsun . Maşallah. Göz rengini anne tarafından aldın galiba . Bizim çocuklar hep kara kara . Sen farklı duruyorsun aralarında . " diyip " Aynı baban gibi . " diye ekledi.
"Evet amca ben anneme benziyorum . Birde İngiltere pek güneş görmediği için ten rengimde pek koyu değil. Burada daha şimdiden kızardım ." diyerek halıya odaklandım . Çok yabancı hissediyordum kendimi . Konuşmak dahi istemiyordum .
"Ben Ahmet amcan . Tabii sen bilmezsin adımı . Baban olacak adam anlatmamıştır. Utanmıştır filan bizden. "
Doğrusunu söylemek gerekirse anlatmamıştı. Kaç kardeş olduklarını bile saklardı. Tek tanıdığım akrabam babaannemdi. Onuda kendi ayağına getirirdi zaten. Bir defa bile olsun telefonla bayramda , tatilde, doğum gününde , özel bir günde bile aramamıştı babam . Onlarda babamı aramamıştı.
Sustum . Konuşmaya devam etmek istemiyordum. Bir an önce Görkem'in yanına gitmek istiyordum . Rahat ettiğim tek yer onun aynıydı .
"Bu arada benim iki çocuğum var . Birisi Ayşenur. Zaten onu biliyorsun . Biriside seni havaalanından alan oğlan . Oda Ayşe'nin abisi. Yengen de içeride bulaşık yıkıyor. Birazdan gelince görürsün . " dedi elindeki kumandayla hala açık olan televizyonun kanalını değiştirerek .
Üzerime bavulumdaki en kapalı kıyafetleri geçirmiştim. Görkem kızdıysa bu adam daha felaket kızar diye düşünmüştüm .
Kapıdan babamla aynı yaşlarda bir kadın elinde çay bardakları dolu bir tepsiyle girdi. Gelen yengemdi. Yani Ayşenur 'un annesi.
Elindeki çayları tek tek hepimize dağıttı .
"Merhaba kızım . Ben Rukiye . " diyerek gülümsedi . Sesi çok tatlı çıkmıştı .
"Merhaba . " dedim gülümseyerek . "Bende Asya . "
"Hadi siz sıkılmışsınızdır. Ayşenur 'un odasına gidip kız kıza oturun . Dedikodu yaparsınız . " diyerek çayından bir yudum aldı .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVRUPALI ASYA
HumorAngela Asya Cömert ; namı diğer Avrupalı Asya. O biraz egoist , biraz komik, biraz deli, biraz da Türk. Tamam tamam biraz değil baya baya Türk.O içinizden birisi.O komedi dolu hayatıyla size bazen kahkahalar attıracak bazen de üzülmenize neden olac...