Merhabalar... Yaklaşık bir sayfalık alıntıyla geri döndüm. :') 17. bölümün oyları 16. bölüme göre düşmüş üzüldüm o yüzden biraz...
Lütfen bu alıntı bölümünü 100 oy yapın. :'( 100 oy olursa erken ekleyebilirim şayet.
Ayrıca kesitler hakkında da yorum yapın lütfen. Başka hikayelere bakıyorum deli gibi yorum alıyor, Kiralık Katil'in de bir şekilde yorum hak ettiğini düşünüyorum. Eksiklerimi, hikayenin olumsuz gördüğünüz yönlerini anlaşılır bir şekilde de dile getirebilirsiniz. Yorumdan kastım sadece övgü içerikli yazın demek değil tabii ki.
Her neyse, sizleri seviyorum. <3
1- ALINTI
''Kayra, keşke sana yardım edebilseydim.''
Başımı olumsuzca iki yana sallayıp, Mustafa hocaya hüzünle baktım. Bana yardım edebilecek kimse yoktu. Tek bir insan dışında, içimde kavrulan ateşi söndürebilecek kimseyi tanımıyordum. O yüzden artık pes etmiştim. Önüme konulan ne ise kabul edecek, hayatıma devam etmek için çabalayacaktım.
Okuldan atılmak mı? Üstesinden gelebilirdim. Açık öğretimden mezun olup, dışarıdan üniversiteye iyi bir şekilde hazırlanırdım.
Ailem tarafından cezalandırılmak konusunda bu kadar emin olamıyordum ama bunun da üstesinden gelecektim. Üstesinden gelemediğim her kötü olayı da en acınası ihtimalle kucaklayacaktım. Başıma gelen her olayın sorumlusu bendim, bu yüzden yakınacaksam dahi sadece kendi içimde yakınacaktım. Bunu yapabilecek kadar güçlü olmak zorundaydım.
Uzun zamandır her fırtınaya karşı güçlü davranmıştım, şimdi de davranabilirdim değil mi? Hayatımın her geçen gün bir bataklığın içine daha çok gömüldüğünü izlemek yabancı bir olay değildi benim için. Zaten çoktan batmıştım, şimdi en dibi görecektim.
2- ALINTI
''Kayra?''
Sesini duyduğumda hıçkırmamak için dudaklarımı birbirine kenetlemiş akabinde başarısız olmuştum. Kontrol edemediğim bir şekilde ağlamaya başladığımda biri beni duyuyor mu diye etrafıma bakındım. Yolda tek başıma değildim ama kimse bana dikkat çekmemişti de, bu yüzden biraz da olsa rahatlamıştım.
''Ne olduğunu söylemen için iki saniyen var.'' Aren'in ikazlarının başladığını fark ettiğimde sakinleşmek için derin bir nefes almıştım. Sonrasında bir yerden başlangıç yapmam gerektiğini düşünerek, ''Aren,'' diye hıçkırdım. ''Kötü bir şey oldu. Hem de çok kötü.''
3- ALINTI
Söylediği tek şey, ''İn arabadan, Kayra,'' olduğunda sinirle yüzüne baktım. Yanlış bir şey söylemek istemiyordum ama bundan sadece birkaç adım uzaktım.
''Beni insan yerine koyar mısın bir kez?'' diye sordum sinirle. ''Senden beklediğim cevaplar var. Haklı olarak! Senin işinle alakalı hiçbir şeyi sormamı istemiyorsun, ben de sormuyorum. Ama bu artık sadece senin işin değil. Ben çoktan senin dünyana bulaştım, Aren. Fark et şunu!''
''Bulaşmaman lazımdı işte!'' Ani patlamasıyla birlikte hafifçe sıçramıştım. Israrla bana bakmıyor, bir yandan da kendini kontrol edebilmek için çabalıyordu. Bana fiziksel olarak zarar vermeyeceğini biliyordum ama zihinsel olarak çökmüştüm. Toparlanmanın bir yolunu bulamayacağımı fark ettiğim her gün daha da kötüye gidiyordum. ''Bulaşmaman lazımdı.'' Bu sefer sakince fısıldadığında çıkardığım tüm tırnakların yuvalarına geri dönmesine izin verdim.
Birçok şeyle uğraştığını biliyordum. İtiraf etmese de içinde bulunduğu durumdan artık kurtulmak istediğinin de farkındaydım. Elimden hiçbir şey gelmiyor oluşu ise bu durumu benim için çok daha kötü kılıyordu.
Ona değer veriyordum.
Bir yanım inkar etmek konusunda çok ısrarcı davransa da bir yanım tek çaresinin o olduğunu biliyordu.
''Kayra.''
Dakikalar sonra fısıldadığında burnuma yerleşen sızının neyin habercisi olduğunu çok iyi biliyordum. Yaşlar tek tek gözümde yer edip yanaklarıma doğru süzülmeye başladıklarında kendimi tutamayacağımı yeni fark etmiştim. İçimde ona ait çok güçsüz bir düğme vardı ve o tek bir kelimesiyle o düğmeye defalarca basıyor, hatta kontrolünü bozuyordu.
Karşısında bu kadar kontrolsüz olmak istemiyordum. Sadece tek bir bakışıyla tüm duvarlarımın parçalanıp yıkılmasına anlam veremiyordum, vermek istemiyordum.
''Kayra.''
İsmimi tekrar etmesiyle cevap vermem gerektiğini anlamıştım. Sessiz ama bir o kadar da sarsıntılı bir şekilde, ''Efendim,'' derken hıçkırıklarıma engel olamıyordum. Birazdan hoşlanmayacağım şeyler söyleyeceğinden o kadar emindim ki, ilk defa dudaklarına bir kilit vurabilmeyi dilemiştim.
''Yapabilecek bir şeyim yok, gerçekten.''
---
Aren'in yapabilecek bir şeyi yok? Hm... Düşüncelerinizi merak ediyorum şahsen. :D
Yorum ve oy durumuna göre birkaç gün erkenden yayımlayabilirim yeni bölümü. Ufak bir kısmı kaldı bölümün ama bu iki gün dinlenmeyi planlıyorum o yüzden erken gelirse de Çarşamba falan gelir. :D
Tekrar seviliyorsunuz. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK
Teen FictionKişinin kalbinde duyguya dair hiçbir şey kalmamışsa bedenin varlığı anlamsızdı. Önce kalbe dokunmadan direk tene değen eller gerçek bir insana değmiş sayılır mıydı? Ya da gördüğü manzara karşısında parıldamayan gözler bomboş bakışların kurbanı olduğ...