Bölümü @Mesummer isimli kullanıcıya ithaf etmek istiyorum.
Ayrıca; @yarensltk , @uniconstears ve diğer yorum yapan herkese, yorumları dolayısıyla büyük büyük teşekkürler...
KİRALIK KATİL'in Facebook grubunu, Gizem OSLU isimli sayfayı beğenirseniz çok mutlu olurum. Ayrıca, whatsapp grubu açmak istiyorum Kiralık Katil adına. Talep olur mu bilemedim sadece, belirtirseniz sevinirim.
Bana twitter'da @gizemoslu , ask.fm'de @gzm613 ismiyle ulaşabilirsiniz isterseniz. Hepinize iyi okumalar! :)
Önemli bir not; Arya'nın ismini Veda olarak değiştirdim arkadaşlar. :)
10. BÖLÜM ''Vur''
Hayır.
Beynimde, ruhuna yaşam üflenmiş olan ilk kelime olmuştu. Bir şekilde, bu korku dolu halimde dahi zihnimin dört duvarına sıçrarken nefes alıyor olmam dışında hiçbir yaşamsal faaliyet göstermiyordum. Tamamen olduğum yere sabitlenmiş, Aren'in kan çanağına dönmüş olan gözlerine bakıyordum lakin içimdeki korkuyu kontrol edecek gücü bulmaya çalışmak daha zahmetli geliyordu.
Fakat bana o kadar keskin bakıyordu ki, şuan kafama dayanmış olan silahtan çok o gözlerin gazabından korkuyordum.
Silah beynimi delip beni dağıtabilirdi, ama bakışlarının beni kanatıyor olması iz bırakıcıydı.
Ona söylemek istediğim birçok şeyin olduğunu yeni fark ediyordum. Satırlarca, belki paragraflarca ve hatta sayfalarca... Yine de hepsi her seferinde ya kalemimin mürekkebinde, ya zihnimdeki kelime hazinesinde ya da tam olarak dilimin ucunda eriyip gidiyordu. O beni o kadar sıkı kilitliyordu ki, benim içimde biriktirdiğim her şey kutunun içinde havasızlıktan ölüyordu. O yüzden onu tanımış olduğum yaklaşık 3 haftada susmak ve her şeyi depolamak çok daha kesin bir çözüm gibi gelmişti. Sonuçta hayatımdan sorunsuz bir şekilde çıkacaktı, değil mi? Neden kendimi hedef haline getirecektim?
Ama şimdi, tam durduğum yerden yüzünü incelerken boylu boyunca bıçağın en keskin tarafında olduğumu yeni anlıyordum. Bir şekilde onun için tehdit oluşturmadığımın farkındaydım, oluşturacak kadar güçlü değildim karşısında. Ve asla da olmayacaktım.
Bakışları? Beni bir dakika içinde milyonlarca kez kesmişti, oysa ben ona sadece çaresizlikle bakıyordum. Çaresiz olan bir insanın silahı korkudan başka ne olabilirdi ki? Bana nazaran o alnımdaki silahın sahibi, hissettiğim korkunun da nedeniydi. Her türlü benden çok daha fazlasıydı. O, kudretliydi.
Aren beklemediğim bir şekilde geriye doğru bir adım atınca burnumdan içeriye dolan kan kokusunu göz ardı etmeye çalıştım. Hocalarımdan biri yerde, cansız bir bedenle, ruhunu -kelimenin tam anlamıyla- şerefsizin birine teslim ederken elimden hiçbir şeyin gelmiyor oluşu kandan daha yoğun bir acizlik kokuyordu aslında. Onu kurtarmak istiyordum ama bunun yerine ağlamamı engellemeye çalışmakla meşguldüm.
''Neden geri döndün?''
Buz gibi bir ses. Gözümden yuvarlanmaya başlayan damlaları tetikleyen şey bu olmuştu galiba.
Neden geri dönmüştüm?
Benim için değerli olan bir bilekliği geri kazanmak için. Beni yaklaşık bir yıldır hiç aramayan arkadaşımın hatırasını korumaya çalışıyordum aklımca. Aslında, Işıl'a beni aramamasını ben söylemiştim. Onunla konuştukça aynı sahneler, aynı çığlıklar, aynı ten... Hepsi bir anda tüm vücuduma hücum ediyordu ve bu hayatta belki de katlanamadığımı bildiğim en iğrenç anımdı, kabusumdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK
Novela JuvenilKişinin kalbinde duyguya dair hiçbir şey kalmamışsa bedenin varlığı anlamsızdı. Önce kalbe dokunmadan direk tene değen eller gerçek bir insana değmiş sayılır mıydı? Ya da gördüğü manzara karşısında parıldamayan gözler bomboş bakışların kurbanı olduğ...