1. BÖLÜM ''Sessizliğe İlk Adım''
Ufak bir not; Sadece ilk iki bölümün ufak bir kısmı 3. tekil olarak geçiyor. Sonrası 1. tekile dönüyor.
Ölümün gölgesinin düşmüş olduğu yüzündeki ifade sertti. Kesinlikle sıcak değildi ve can yakıcıydı. Tek bir bakışıyla bile insanları ürpertebileceğine bundan önce birçok kez şahitlik etmişti. Onun elleri kan kokuyordu, başka bir koku hücrelerinde tanımlanmamıştı.
Kurbanının gözlerinin içine baktı. O bir çift gözde yatan acizlik onu amaçsızca yüceltiyor, belki de tatmin ediyordu. Hedeflediği şey belliydi; bir alnın ortası. Başka bir bölge onu doyurmayacaktı; kurbanını da kurtarmayacağı aşikardı.
Beline sakladığı silahını çıkartıp kendisine göre hizaladı. Elinin tetikte duruyor olmasına karşılık zihni de tetikteydi. Bu adamı kaçıramazdı, kaçırmayacaktı.
''Son duanı etmek istersin belki,'' diye tısladı. ''Bir dakikan var.''
''Bu ne demek oluyor lan?!'' Karşısındaki adam hışımla çöktüğü yerden doğrulduğunda Aren'de bir adım ilerlemişti. Kendisine oranla fazlasıyla yaşlıydı, en az ellisinde gösteriyordu. ''Daha dünkü bok beni mi tehdit ediyor? Sıçarım böyle işe!''
Aren, umursamadı. Bir saniye için bile kırpmadığı gözleri uykusuzluktan kan çanağına dönmüştü, bu yüzden tek dileği biran önce bu bodrum katından kurtulmaktı. ''Son 30 saniyen,'' diye hırladı adama. ''Belki birkaç günahın affedilir de, öteki tarafta cezan hafifler. İyi düşün.''
''Ulan piç...''
''20.''
Adam birkaç adım geriye doğru sendeledi. ''Kim gönderdi seni?'' diye sordu gözleriyle bulunduğu yeri tararken. Kaçmak için bir delik arıyordu fakat yoktu. Sonunun habercisi, Aren'in dudakları, azraili ise kemikli parmağı olacaktı.
''10,'' diye devam etti, Aren.
''Dur, yapma!''
Aren keyiften uzak bir şekilde güldü. ''Yalvarma evresine geçtik sonunda, he? Ama bende işlemez. Son 5 saniyen.''
''Sana Hakan'ın nerede olduğunu söyleyerim. Bilgi sağlam yerden.'' Adam yalvarmaya devam ediyordu lakin bu çocuğun karşısında kimsenin şansı yoktu.
''Senden sonra ziyaret edeceğim durağı aylar öncesinde belirlemiştim zaten,'' dedi Aren, tükürürcesine. ''Şimdi veda zamanı.''
Ve sonrasını takip eden kulakların duyma yetisini bir saniye için bloke eden bir ses olmuştu. Adam, gözleri açık bir şekilde yere yığılırken, Aren kapıya doğru döndü ve gitmeden son bir kez ardına baktı.
Birini öldürdükten sonra her zaman aklına bu söz takılırdı, rahmetli dedesi söylemişti.
''Ölünün ardından bakılmaz, oğlum. Ruhlarını rahatsız etmiş olursun...''
Ve Aren biliyordu ki, kendisine bir söz vermişti.
'Kurbanlarının zihinlerinin algıladığı son kişi, ruhlarınınsa tanıdığı ilk kişi olmak...'
-
KAYRA ERÇETİN
''Bu böyle olmayacak!''
Yattığım yerden doğrulurken başımın ağrıdığını yeni fark ediyordum. Yarın matematik sınavım vardı ve ben hiçbir şey anlamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK
Teen FictionKişinin kalbinde duyguya dair hiçbir şey kalmamışsa bedenin varlığı anlamsızdı. Önce kalbe dokunmadan direk tene değen eller gerçek bir insana değmiş sayılır mıydı? Ya da gördüğü manzara karşısında parıldamayan gözler bomboş bakışların kurbanı olduğ...