2. Bölüm ''Siyah''
Mutsuzluğumun ve korkumun bir kombinasyonunu oluşturmuş olan gözlerimle oturduğum yerden odayı incelemeye başladım. Ferah gözüküyordu ama aynı zamanda değil gibiydi. Duvarlar beyaz, kaliteli bir deriyle işlenmiş olduğu belli olan koltuklar siyahtı. Önünde oturmuş olduğum masa kahverengiydi ve Selim Bey'e ait olduğunu düşündüğüm eşyalarla doluydu. Gözüme takılan çerçevenin önünü göremediğim için bilmiyordum ama sıcak bir aile tablosu barındırmış olduğu tahminlerim arasındaydı. Duvarda asılan tablolar insanın içini ısıtıp zihnini olumsuzluklardan kurtarmak için oraya monte edilmişti ama nedense onlara baktığımda sadece ürperiyordum.
Dakikalardır kaçırmış olduğum gözlerim sonunda Selim Bey'in gövdesini bakış alanına yerleştirebildiğinde içim titremişti. Yüzüne bakmaktan çekiniyordum, onunla göz temasına girmekten korkuyordum.
''Evet, artık başlamamız gerektiğine inanıyorum.''
Sesini duymak istemediğimi biliyordum.
''Kayra'ydı değil mi?''
İsmimin dudaklarının arasından döküldüğü düşüncesinden tiksiniyordum.
''Sorunlarından birkaçını babanın ağzından dinledim.''
Burada olmak istemediğim halde benimle iletişime girmeye çalışmasından nefret ediyordum.
''Sana yardım etmek ve seni içinde bulunduğun huzursuzluktan kurtarmak için buradayım.''
Durdum ve sımsıkı kapatmış olduğum gözlerimi ilk defa onun gözlerine sabitledim. Sıcak bir tat gizliydi o mavi ve yorgun rengin altında ama samimiyetine güvenemiyordum. Dünyada bana yardım edebilecek birinin olma ihtimali gerçek gelmiyordu. Ben kurtulmak istemediğim sürece kim beni bu bataklıktan kurtarabilirdi ki? Ben çabalamadıkça kim benim yerime çabalardı?
Selim Bey'in önüme doğru uzatmış olduğu kalem ve kağıtlara tereddütle baktım. Kazağımın içine doğru saklamış olduğum elimi serbest bırakıp onlara doğru uzanırken sert bir şekilde yutkunmuştum.
''Yaklaşık 1 yıl önce atlatmış olduğun durumdan dolayı konuşmakla ilgili bir sorunun olduğunu biliyorum.'' Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp sıkabildiğim kadar sıktım. ''Bu yüzden benimle yazışarak iletişim halinde olmanı istiyorum. Benim amacım seni topluma ve sosyal hayatına geri kazandırmak ve senin de bunun için çabalaman gerek. Anlıyorsun değil mi, Kayra?''
Ufak bir hareketle kafamı sallayıp kalemi sol elime aldım. Evet, solaktım ve bu durum nedensiz bir şekilde beni mutlu ediyordu.
''Artık başlayalım. Sence... bir renk olsaydın bu hangisi olurdu? Bana bunun cevabını verebilir misin? Hım?''
Terlemiş olan ve hafif bir titremeye ev sahipliği yapan ellerimi kot pantolonuma doğru sildim ve önümde ki beyaz kağıda aklıma gelen ilk rengi yazdım.
SİYAH
Kağıdı Selim Bey'e doğru okuyabileceği bir şekilde tuttum ve çatmış olduğu kaşlarını görmezden gelmeye çalıştım. ''Neden siyah peki, Kayra?'' Çünkü kirliyim.
Ama o tür bir cevap vermek yerine sadece omuzlarımı silktim ve kafamı yere doğru eğip bir an önce dakikaların son bulmasını diledim. ''Başka bir şey deneyelim... Kendini düşündüğünde aklına kelen ilk kelime nedir peki?''
Kirlilik, yazmak istedim ama onun yerine parmaklarımdan kağıda dökülen şeyler BOŞLUK kelimesi olmuştu. Aynı zamanda boş hissediyordum o yüzden yanlış bir cevap olmamıştı ama tamamen dürüst davranmıyordum, davranamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK
Teen FictionKişinin kalbinde duyguya dair hiçbir şey kalmamışsa bedenin varlığı anlamsızdı. Önce kalbe dokunmadan direk tene değen eller gerçek bir insana değmiş sayılır mıydı? Ya da gördüğü manzara karşısında parıldamayan gözler bomboş bakışların kurbanı olduğ...