Sabah telefonuma gelen mesajla uyandım. Telefonu elime aldığımda mesajın Savaş'tan geldiğini gördüm. Mesajda "Günaydın okuldan önce bir şeyler yapalım mı?"yazıyordu. Ben de karşılık olarak "Olur evin ordaki parkta buluşalım mı?"yazdım. Çok geçmeden mesaj geldi. "Olur yarım saat sonra buluşalım o zaman."yazıyordu. 'Ne yarım saat mi hemen hazırlanmam gerek.'diye geçirdim içimden. Hemen kalkıp hızlıca duş aldım. Dolabımın kapağını açıp ne giyeceğime baktım. Bugün hava sıcaktı. Bu yüzden kısa kollu bir t-shirt ve şort tercih ettim. Saçlarımı da dağınık şekilde topladım ve saç bandı taktım. Hafif bir şekilde makyajımı yaptım. Odamdan çıktığımda Eda hala uyanmamıştı. Annem akşam olanlardan sonra nöbete gitmişti. Eda'yı uyandırmadan evden çıktım. Parka doğru yürüdüm. Parkın girişindeki bankta Savaş'ı otururken gördüm. Yanına gidip gözlerini kapattım. Savaş "Bu eller sanıyorum ki Ada'nın elleri."dedi alaycı bir şekilde. Ellerimi gözlerinden çekip yanına oturdum. Bir an yüzünde bir şişkinlik gördüm. Sanki yumruk yemiş gibiydi. "Yüzüne noldu."dedim elimi şişkinliğin üzerine koyarak. "Önemli bir şey değil."dedi. "Nasıl önemli değil şişmiş bildiğin yine Çınarla kavga mı ettiniz?" "Evet akşam siz gittikten sonra birden yanımıza gelip kavga çıkardı. Ama önemli bir şey yok. Merak etme." "Tamam ama sen dikkatli ol Çınar'ın ne yapacağı belli olmaz." "Tamam sen düşünme bunları. Basketbol maçına az kaldı. Bugün çalışmalara gidiyoruz değil mi?" "Evet gidiyoruz zaten uzun zamandır gitmiyoruz bari bugün gidelim." "Tamam o zaman dersin başlamasına daha 1 saat var kahvaltı yapmaya gidelim mi? Bildiğim çok güzel bir yer var." "Olur gidelim."dedim ve banktan kalkıp yürümeye başladık. Yolda Savaş elimi tuttu ve öyle yürüdük. Hala inanamıyorum biz Savaşla sevgili mi olduk şimdi. Bu hiç uyanmak istemediğim bir rüya gibi. Ben ne zamandır Savaş'a karşı farklı duygular hissediyordum. Ben bu düşünceler içinde yürürken birden telefonum çaldı. Arayan Edaydı. Telefonu açıp kulağıma koydum. "Efendim Eda." "Nerdesin kızım sen? Sabah sabah nerelere kayboldun." "Savaşlayız noldu?" "Hee tamam o zaman okulda görüşürüz ben sizi bölmeyeyim."dedi ve telefonu kapattı. Savaş hiçbir şey demeden beni doğayla iç içe olan bir bahçeye soktu. Buralarda böyle güzel yerler var mıydı ya. Savaş en güzel köşeye geçip sandalyemi çekti. Ben oturduktan sonra karşımdaki sandalyeye oturdu. "Buraya daha önce hiç gelmemiştim gerçekten çok güzel bir yermiş." "Öyledir hele buranın kahvaltısını ye işte o zaman bir kez daha çok beğeneceksin." Bu sırada garson yanımıza gelip siparişleri aldı. Savaş siparişleri verdi ve garson gitti. "Ben bir lavaboya gidip gelicem."dedim ve masadan kalktım. Bir garsona lavaboyu sordum ve lavaboya doğru yürümeye başladım. İçeri girdiğimde gördüğüm kişi tepemi attırdı. Bu o kadındı. Babamı elimizden alan kadın. Muhtemelen babam da buralarda bir yerlerdeydi. Ama hiç moralimi bozmadan lavabodan çıktım. Bugün moralimi kimse bozamazdı. Bu sırada Savaş'ın yanına gidiyordum ki bir masada babam olacak adamı ve yanındaki bir bebeği gördüm. Bebekleri doğmuştu. Gayet mutlu görünüyordu. Başını bana doğru çevirdiğinde gözlerini kısıp bana baktı. Ben hiçbir şey yokmuş gibi yoluma devam ettim ve Savaş'ın yanına gittim. Masaya oturduğumda yüzümün yandığını hissettim. Savaş da bunu fark etmiş olacak ki "Bir sorun mu var?"diye sordu. Yok anlamında başımı salladım. Bu sırada kahvaltımız geldi. Başımı kapıya çevirdiğimde babamların çıktığını gördüm. Uzun zamandır karşılaşmıyorduk. Onlar çıktıktan sonra içeriye Mina ve Uras girdi. Sanki herkes haberleşmiş gibiydi. Bizi gördüklerinde masamıza doğru yürüdüler. "Günaydın gençler siz de mi burdaydınız."diye sordu Mina. Savaş da "Günaydın bize eşlik etmek istemez misiniz?"dedi. Off ya bu ne böyle geçen sefer yemeğe çıktığımızda Edalar oradaydı, şimdi de Minalar. Biz herhalde hiç yalnız kalmayacağız. Mina yanıma oturup kulağıma "Az önce kapıdan çıkanlar babamlar mıydı?"diye sordu ben de evet anlamında başımı salladım. Mina üzüldüğümü fark edince yüzü asıldı. Ardından hep birlikte kahvaltı etmeye başladık. Kahvaltımız bitince okula doğru yürümeye başladık. Yolda giderken Eda ve Sarp'ı gördük. Onlarda bize eşlik etti ve okula hep birlikte gittik. Yolda giderken Mina Eda'ya söylemiş olacak ki Eda yanıma gelip "Bugün babamla karşılaşmışsın."dediğinde sinirle "O bizim babamız değil."dedim. Ardından Eda'nın yanından uzaklaşıp Savaş'ın yanına gittim. Okul bahçesinin girişinde Çınar'ı gördüm. Göz göze gelince sinirle bize bakmaya başladı. Yanımıza gelip kolumdan tuttu ve "Biraz konuşucaz."dedi. Savaş da "Bırak kızın kolunu ne konuşacaksan burada konuş."diye bağırdı. Çınar sinirle "Konuşacaklarım seni ilgilendirmez."dedi ve bana dönerek "Sadece 5 dakika."dedi. Ben de Savaş'a dönüp "Bırak konuşsun da gitsin."dedim. Çınarla biraz ilerleyince "Seni buraya belki kimse bilmiyordur diye çağırdım. Babam aradı ve bugün yeni bir ev bakmaya başlayacaklarını söyledi ve bana da size söylemem için haber verdi. Babam eve bakmak için sizi de çağırdı. Dekorasyonu sizinle birlikte yapmanın daha iyi olacağını söyledi. Nasıl olsa artık hep birlikte yaşayacağız. Odanızı kendinizin oluşturmasını istiyor olabilirsiniz. Mesaj atsam belki gelmezsiniz diye atmadım. Böyle yüz yüze konuşunca daha çok ikna edebileceğimi düşündüm. Bugün okul çıkışı saat üçe doğru babam evin oraya gitmemiz gerektiğini söyledi. O yüzden okul çıkışı benim arabayla eve gideceğiz. Haberiniz olsun. Okul çıkışı hazırlanın."dedi. Arkamı döndüm ve "Eda'ya teklifini söyleyeceğim ama benim antremanım var ben gelemem."dedim ve yanından uzaklaştım. Savaş'ın yanına gittiğimde "Ne istiyormuş?"diye sordu. "Önemli bir şey değil."dedim. Savaş iyi ki çok üstelemedi ve birlikte sınıfa girdik. Eda'ya dönüp "Bu akşam annemler ev bakacaklarmış ve üvey babacığımız bizim de orada olmamızı istiyormuş ama ben Savaşla antremana gideceğim sen gider misin Çınarla? Biliyorum çok zor bir şey istiyorum ama ne yapıyım."dedim. Eda sinirle "Tek başına gitsin o ailesinin yanına ben onunla hiçbir yere gitmem gerekirse tek başıma giderim ama onunla gitmem."dedi ve Sarp'ın yanına gitti. Biz de Savaşla en arka sıraya gidip oturduk. Eda,Mina,Sarp ve Uras da geldi. Bütün ders Savaşla el eleydik. Ders bitince bahçedeki çimlere gidip oturduk. Savaşla ilk bu çimlerde konuşmuştuk. Bana gelip çarpan çocukla şimdi ben sevgili miydim. Her şey çok çabuk ve farklı ilerlemişti. Biz çimlerde otururken Sarp Savaş'a bir göz attı ve kapıyı gösterdi. Ben de gösterdiği yöne bakınca kapıda iki çocuk gördüm. Bu çocukları daha önce hiç görmemiştim. Savaş bana dönüp "Ben hemen geliyorum"dedi ve kapıdaki çocuklara doğru ilerledi. Çocuklarla bir şeyler konuşup geri döndü. Yanımıza geldiğinde Sarp'a kötü bir şey olmuş gibi baktı. Bana döndü ve "Benim bu akşam biraz işim var antremana gelmeyeceğim hocaya söyler misin?"dedi. Ben de "Bir sorun mu var?"dedim imalı bakışlarla. "Bir sorun yok." "Az önce gelenler kimdi?" "Arkadaşlarımız bu gece için bir şeyler planlamışlar onlarla olucam." "Peki tamam. O zaman ben de antremana gitmeyeceğim. Benim de biraz işim var." "Ne işiymiş bu." "Ben de kardeşlerimle olucam."dedim Eda'ya dönerek "Değil mi kardeşim bizim de işimiz var?" Eda hayır anlamında başını salladı sanırım bana çok sinirlendi ama beni satmamak için "Evet."dedi. Bu sefer Sarp ona dönüp "Ne işiymiş bu."dedi. "Çok önemli değil ailevi bir mesele."dedi. Öyle deyince kimse bir şey diyemedi. Mina da 'Neler dönüyor burada' anlamında bir bakış attı. Karşılık olarak 'Sonra anlatırım ' anlamında bir bakış attım. O da 'Tamam' anlamında başını salladı. Ders başlayınca sınıfa girdik ve yine kendi yerlerimize oturduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Aşk
Novela JuvenilAşkları o kadar gizli ki, hiç açık etmemeye çalışıyorlar. Aşkın gizli hali.