Okul bitince Eda bana hala Çınar'ın teklifini kabul ettiğim için çok sinirliydi. Ama zaten o gitmek zorundaydı yoksa annem bu sefer gerçekten çok üzülürdü. Ama ben de onunla gittiğim için bana şükretmesi gerekiyordu aslında. Savaşların yanından ayrıldıktan sonra Çınar aradı telefonu açtım ve "Okulun kapısının önünde bekle."dedim. Ardından telefonu kapattım. Okulun kapısının önüne geldiğimizde Çınar bizi arabasının içinde bekliyordu. Bizi görünce arabadan indi ve kapıyı açtı. Eda arka koltuğa oturunca kapıyı kapattı ve ön kapıyı açıp oraya oturmam için işaret etti. Ben de koltuğa oturdum ardından Çınar kapıyı kapattı ve sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. 10 dakika kadar bir sürede annemlerin yanına vardık. Araban indiğimizde annem ve Murat abi bizi büyük lüks bir evin önünde bekliyorlardı. Ev dışından çok hoş görünüyordu. Aslında annem ve babam boşanmadan önce oturduğumuz evin biraz büyüğüne benziyordu. İçi kim bilir ne kadar güzeldir diye geçirdim içimden. Murat abi evin kapısını göstererek içeri girmemizi söyledi. İçeri girdiğimizde büyük bir salonla karşılaştık. Ev baya büyüğe benziyordu. Ayrıca üç katlıydı. Anneme baktığımda çok mutlu görünüyordu. Bu mutluluğu umarım bugün sinirlenip bozmam. Salondan sonra büyük bir mutfağa girdik. Mutfak güzel görünüyordu ama biraz daha düzene ihtiyacı vardı. Murat abi bize dönüp "Mutfak burası ama eğer isterseniz dolapları tekrardan yaptırabiliriz. Hatta eğer isterseniz en baştan mutfağı dağıtıp tekrardan yapabiliriz."dedi. Ben de Murat abiye gülümsemekle yetindim. Murat abi mutfaktan çıktıktan sonra bizi büyük bir odaya götürdü. Sanırım burası bir misafir odasıydı. Burası da ev gibi çok büyüktü. 1 kat tamamen salon, mutfak ve misafir odasından oluşuyordu. İkinci kata çıktığımızda bir odaya girdim ve oda çok büyüktü. Murat abi yanıma gelip "Bu oda eğer istersen senin odan olabilir. Beğeneceğini düşündüm. Eğer istersen başka odada seçebilirsin. Hatta evi beğenmediysen başka bir evde bakabiliriz."dedi. Murat abide çok başka bir hava vardı. Sanki biz hiçbir şey beğenmiyoruz ya da istemiyoruz gibi davranıyordu. Ya da annemle evlenmesine izin vermeyecekmişiz gibi düşünüyor olabilirdi. Aslında son olanlardan sonra biraz haklıydı. "Önemli değil bu oda çok güzelmiş eğer kardeşim de beğenirse başka bir ev bakmaya gerek yok. Teşekkürler."dedim ve odadan çıkıp Eda'nın yanına gittim. O da odasını çok beğenmişe benziyordu. Oradan çıkıp bahçeye indim. Bu sırada Çınar yanıma geldi. "Evi beğendin galiba. Bundan sonra hep birlikte yaşayacağımıza göre iyi geçinmemiz gerekecek."dediğinde orayı terk ettim. Hala Çınarla aynı evde yaşama fikri çok kötü geliyordu. Annemin yanına gidip "Ben gidiyorum bu ev güzel gibi eğer diğerleri de beğendiyse bence bu evi alabiliriz. Benim biraz işim var. Gitmem gerek." "Tamam kızım eğer istersen Çınar'a söyleyelim seni bıraksın." "Yok gerek yok ben bir taksiye atlar giderim. Görüşürüz."dedim ve annemin yanağından öpüp evden çıktım. Bir taksiye binip okulun oraya gittim. Taksiden inip biraz dolaştım. Bu sırada bir kafeye girdim. Ama o an başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Çünkü kafede Savaş hiç tanımadığım bir kızla el ele oturuyordu. Yanına gidip bağırmaya başladım. Göz göze gelince üzgün ve kızgın arası bir bakış atıp kafeden çıktım. Arkamdan geliyordu ki yolun karşı tarafına geçtim. O da arabalar yüzünden gelemedi. Sahile gidip biraz hava almak istedim. Çok sinirliydim. Savaş bunu bana nasıl yapabilirdi.
Savaş'tan
Adalarla otururken Ateş ve Demir geldi. Yanlarından ayrılıp oraya gittim. Ateş "Selin geri dönmüş."dediğinde neredeyse dengemi kaybediyordum. Yıllar sonra kardeşimin geri dönmesi çok garipti. Zaten yılda bir ya da iki kere konuşuyorduk. En son 3 yıl önce görüşmüştük. Ateşler gittikten sonra Adaların yanına geri döndüm. Ada'ya "Benim bu gece işim var. Antrenmana gelmeyeceğim hocaya söyler misin?"diye sordum. Ama bana "Bir sorun mu var? " diye sordu. Ben "Bir sorun yok." "Az önce gelenler kimdi? " "Arkadaşlarımız. Bu gece için bir şeyler planlamışlar onlarla olacağım."dedim. O da "Peki tamam. O zaman ben de antrenmana gitmeyeceğim. Benim de biraz işim var. " dedi. "Ne işiymiş bu."dedim. " Ben de kardeşlerimle olacağım. " dedi. Eda'da bunu onayladı. Derse girince Ada farklı bir havadaydı. Sanki bir şey yapmışım gibi... Ders bitince Adaların yanından ayrılıp okuldan çıktım. Ateş beni okulun önünde bekliyordu. Beni kafeye Selin'in yanına getirdi. Selin'i gördüğümde çok değişmiş olduğunu gördüm. Selin benden bir yaş küçüktü ama aynı anda okula başlamıştık. Ancak lisede dayımların yanına İngiltere'ye okumaya gitmişti. En son 3 yıl önce görüşmüştük. Selin beni görünce boynuna sarıldı ve "Seni çok özledim kardeşim." dedi. "Ben de seni çok özledim."dedim sarılarak. Kafede bir masaya oturup eski günleri yad ettik. Biz otururken Ada'nın geldiğini gördüm. O sırada Selinle el eleydik. Yanlış anlayacağını düşündüğümde Ada çoktan kafeden çıkmıştı. Arkasından seslendim. Karşı tarafa geçince ben de geçiyordum ki arabanın biri önüme geçti. Yetişemedim. Ardından Selin'in yanına geri döndüm. Aklım hala Adadaydı. Ama Selin'i de yalnız bırakmak istemediğim için gidemedim. Bu sırada Demir yanımıza geldi. Demir Selin'i çok seviyordu. Tabi ki kardeş olarak. Selin de aynı şekilde. Sarp, Uras, Ateş, Demir, Selin, Bora ve ben çocukluk arkadaşıydık. Çocukken hep birlikte takılırdık. Yalnız büyüyünce de hiçbir şey değişmedi. Hala hep birlikteydik. Zaten artık Selin de geri dönmüştü. Eski grup toplandı artık. Tabi ki gruba yeni kişiler ekleniyordu mesela en başta Ada sonra Eda sonra Mina. Biz bu takım olarak çok iyi anlaşacaktık. İnşallah Ada Selinle iyi anlaşırdı yoksa onlarla işimiz vardı. Demir'e dönüp "Benim gitmem gerek Selin sana emanet."dedim ve Ada'yı bulmak umuduyla sahile indim. Tam tahmin ettiğim gibi Ada oradaydı. Bir kayaya oturmuş ağlıyordu. Yanına gittim ve "Ada gelebilir miyim?"dedim. Ada bir an kalkmak için ayaklandı. Ama kolundan tutup geri oturttum ve sarıldım. "Sanırım bir açıklama yapmam gerekiyor. Merak etme o kız sevgilim değil?"dedim gülümseyerek. "O benim kardeşim."dediğimde bir an yüz ifadesi değişti. Şoka girmiş gibiydi. "Nasıl yani?"dedi. Ben de her şeyi açıkladım. Ada "Ben çok özür dilerim. Dinlemem gerekirdi ama sizi öyle görünce. Gerçekten çok özür dilerim."dediğinde onu kollarımın arasına alıp sarıldım. Bir süre denizi izledik ardından kalkıp biraz dolaştık. Ada'ya dönüp "Seni kardeşimle tanıştırmamın bir mahzuru olmaz değil mi?" "Saçmalama aksine mutlu olurum. Hem bugün olanları telafi ederim." dedi en sevecen haliyle. "Eeee sen bugün neler yaptın? İşim var demiştim." "Hiç şey aslında biz annemlerle ev bakmaya gittik. Çınar da oradaydı." "Heee kardeşlerimle demiştin Çınar kardeş olarak belirlemişsin öyleyse. Bir şey diyemem sonuçta artık aynı evde yaşamaya başlayacaksınız. Ama senden tek bir isteğim var onunla yakınlaşma. Hiç tekin biri değil." "Sizin gibi mi?" "Biz sevdiğimiz insanlara sahip çıkan ama kötü olanlara da hak ettikleri muameleyi yapan insanlardanız. Yani hiçbir benzer yönümüz yok onlarla." dedim kızgın bir ifadeyle. "Tamam ya kızma neyse o zaman bu konuyu kapatalım. Biz önümüze bakalım." "Tamam o zaman ben seni kardeşimle tanıştırmak istiyorum. Zaten artık bizim okulda okuyacak. Yarın okulda sizi tanıştırayım." "Tamam çok sevinirim." dedi. Ardından sahilde biraz yürüdükten sonra Ada'yı eve bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Aşk
TeenfikceAşkları o kadar gizli ki, hiç açık etmemeye çalışıyorlar. Aşkın gizli hali.