Hamle

1.8K 117 9
                                        

20. Bölüm

Daha önce bir şeyler yapmak için başkası tarafindan zorlanmamıştım. Hiç kimse bana istemediğim şeyler yaptıramamıştı. Şimdiyse böyle bir durumun tam ortasındayım. Takvime bakarken sıkıntıyla nefes verdim. Haftalardır burada kapalı kalmıştık. Bizi aradıklarına dair hiçbir iz de yoktu.Hıh! Burada ne izi bekliyorsam bende. Dış dünya ile tek iletişim televizyondu. Onda da bize dair hiçbir haber yoktu.

"Kaç hafta olmuş?" dedi Grace arkamdan. Takvimden gözlerimi ayırıp arkama döndüm ve ona baktım. Yatağa oturmuş, elindeki kar küresiyle oynuyordu. Gidip yanına oturdum.

"Biz buraya getirildiğimizde ayın kaçıydı biliyor musun? Ben bilmiyorum ve burada zaman kavramını yitirdim." dedim kar küresine bakarak.

"Sınavlardan bir hafta önceydi." Elindeki küreyi bir ters çevirip bir düz yapıyordu. Bunu her yaptığında karlar yeniden ahenkle uçuşmaya başlıyordu.

"Eh..." dedim ve pencereden dışarı bakmaya başladım. Kar yağıyordu. "O zaman üç haftadır burdaymışız."

Tekrar ona baktım. Elindeki kar küresini yatağın yanındaki komidine bıraktı ve bu sefer o dışarıyı izlemeye başladı."Sence kurtulabilecek miyiz, Miley?"

"Kurtulacağız elbette. Sadece biraz zaman meselesi. Bizi bulacaklar ve kurtulacağız." Elimi omzuna atıp sıktım güç vermez istercesine. Bana bakıp gülümsedi. "Aslında daha önce kurtulabilirdik. Tabii Thompson bize uygun birkaç parça eşya getirip oğluna burada kalacağımız yalanını yutturmasaydı. Tom bir şeylerin ters gittiğini fark edip bizi bırakırdı."

"Ben bilse bile bırakacağından emin değilim."

Kaşlarım istemsizce çatıldı."Neden?" diye sordum merakla. Tom'un böyle bir şey yapacağına asla inanmıyorum. Peki ona bunu düşündüren neydi?

Derin bir nefes alıp verdi."İnsanlar... İnanmak istedikleri şeylere inanırlar, Miley."

"Ha?" dedim anlamayarak."Dediklerinden tek bir kelime bile anlamadım. Fazla felsefik konuştun da."

Neşesiz bir kıkırtı koyverdi." Yani diyorum ki bizim burada zorla tutulduğumuzu biliyor olabilir." Olabilir miydi gerçekten? Tom bana bunu yapar mı? Yok ya. Yapmaz. O kadar manyak değildir herhalde."Hadi ama Miley!"diye devam etti ben dediklerini düşünürken. "Aklı olan herkes kuşkulanır. Okul döneminde üç haftadır buradayız. Hele senin gibi biri. Hadi onu geçtim. Arkadaşını niye getirsin yanında? Şöyle bir düşününce insan tersliği anlar. Tabi aklı varsa."

"Yapar mı dersin?" dedim kuşkuyla. Dedikleri kafamı karıştırmıştı. Doğru söylüyordu aslında.

"Yapar mı yapar. Ben onda o kapasiteyi görüyorum. Düşünsene bir Miley. Dennis artık senin yanında kalacak deseler Dennis bunu istemediği halde tutar mıydın onu yanında?"

"Ne? Elbette hayır. Onu kendi mutluluğum için zorlayamam." diye karşı çıktım. Ona böyle bir kötülüğü asla yapmazdım. "Hem Dennis ne alaka başka birini bulamadın mı?" diye sinirle çıkıştım. Yine kıkırdadı. Ama bu sefer biraz neşeli gibiydi. Yada eğleniyor gibi...

"Ne? Ne gülüyorsun?" dedim. Ama ikimizde neden güldüğünü biliyorduk. Eğlence çıkmıştı ona da.

"Bilmiyor olamazsın, değil mi?" dedi. Bakışlarıyla ne demek istediğini anlatıyordu. Sesimi çıkarmadım. Bir nevi kabulleniş gibiydi. Gülümseyerek kafasını salladı."Biliyorsun." Şöyle bir baktım ona. Benden cevap bekliyordu. Söylesem ne olur sanki. Hem zaten anlamıştıda. Sadece benim ağzımdan duymak istiyor o kadar. "Hadi söyle işte. Sende kurtul bende kurtulayım."dedi beni kolumdan tutup sarsarak.

KOLEJDE BİR BURSLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin