17. "The Other Side Of The Door"

2.3K 128 27
                                    

17.BÖLÜM

“Bu koca bir saçmalık!” diye bağırdı Harry ellerini saçlarının arasından geçirirken. Hemen yanımda ki sandalyede oturan Stella’ya sert bir bakış attım. “Bence de! Bunun burada olmaması gerekiyordu!” dedim sinirle. Stella yüzünü buruşturup yavaşça ayağa kalktı. “Şimdi aklıma takılan bir soru var.” Derken sinsice gülümsedi. Ben cümlesinin devamını merakla beklerken o Harry’e bakıyordu. İşte onu öldürmem için bir sebep daha.

“Ben bütün geceyi Harry Styles’la bir odada mı geçireceğim?” diye sordu heyecanlı bir sesle. Eğer şu önümüzde ki birkaç saat hayatta kalmayı başarabilirse geri kalan hayatı sorunsuz ilerlerdi. Çünkü şuan kelimenin tam anlamıyla sabrımı sınıyordu. Harry’nin küçümseyici bakışları yetmezmiş gibi bir de bu sürtüğün ukalalığını çekmek zorundaydım. Ayrıca Harry benim sevgilimdi. En azından birkaç hafta öncesine kadar öyleydi. Ona asılamazdı.

Derin bir nefes alıp kollarımı bağladım. “Biz bütün geceyi Harry Styles’la bir odada geçireceğiz. Hem o yasaklı bölge. Senin için bile.” Dedim iğneleyici bir tınıyla. Stella gözlerini devirdi. “Onu elinden kaçırmasaydın. Tanrı aşkına! Harry Styles sana aşkını ilan ediyor sende onu reddediyorsun. Aklın nerde senin?” diye sordu. Sakin olmalıydım. Harry’nin karşısında onunla kavga edersem hiçte hoş bir görüntü oluşturmazdık değil mi? Stella’nın burada olup olmaması umurumda değildi. Yarın sabah buradan çıktığımda Harry’le barışmış olacaktım. Harika. Şimdi bunu nasıl yapacağımı bulmam gerekiyordu.

“Kes sesini.” Diye söylendiğim sırada Harry’nin telefonuyla bir şeyler yaptığını gördüm. “Boşuna uğraşma Styles. Çocuklardan hiç biri sana cevap vermeyecek.” Masum bir ifadeyle omuz silktim. Gergin bir suratla bana döndü. “Louis Tomlinson’u öldüreceğim!” diye tısladı dişlerinin arasından. O sırada Stella onun yanına yaklaştı. Ölüme bir adım daha. Aferin sana sürtük.

“Ah, ben gerçekten senin büyük hayranınım.” Dedi cilveli bir gülümsemeyle. Gidip köşedeki masanın üzerine oturdum ve bacaklarımı sallamaya başladım. Louis Harry’nin kadınlardan nefret ettiğini söylediğinden bahsetmişti. Üstelik burada ben varken –Hala beni seviyorken- başka biriyle kaynaşacak hali yoktu. Hem de Stella’yla… En azından o yönden içim rahattı.

Harry göz ucuyla bana bakınca başımı hızlıca başka yöne çevirdim. O sırada Stella yeniden konuşmaya başladı. “Bir keresinde Julia’yla birlikte senin evini bulmaya çalışmıştık. Gittiğimizde bir adamla karşılaştık ama sen olmadığına emindim. Yani belki senin 40 yıl sonra ki halin falan.” Çok komik bir espri yapmış gibi kahkaha atarken omzuna düşen saçları geriye ittirdi. O saçları teker teker yolmak için neler vermezdim ki!

Nefes almaya çalıştım ama bu beni pekte sakinleştirmedi. O yüzden yumruklarımı sıkıp gözlerimi yumdum. Nasıl burada ben varken Harry’e asılabiliyordu bu kız? Tanrım bu nasıl bir yüzsüzlüktü? Sonuçta onunla aramda olanları biliyordu. En azından başka bir yerde şu işi yapsaydı. Her neyse. Harry birazdan düzgün bir yolla ona sessiz olmasını söyleyecekti ve konu kapanacaktı. Sonra da ben gidip Harry’le konuşacaktım. Aramızda her şey yoluna girecek ve sonsuza kadar mutlu yaşayacaktık. Şimdi bunu sürekli tekrarlamalıydım.

“Sen biraz önce provada sahneye çıkıp şarkı söylemeye çalışan kızsın değil mi?” diye soran Harry’i duyunca bir anda doğruldum. “Ne yaptın?” diye çıkıştım kendimi tutamadan. Ah, bu kızın bir sınırı yok muydu? Stella bana sert bir bakış atıp yeniden Harry’e odaklandı. “Sesimin güzel olduğunu söylemişlerdi. Belki bir gün beni dinlemek istersin.”

Daha fazla bu saçmalığa dayanamayacağımı fark edip yerimden fırladım ve ikisi karşı karşıya dikilirken bende Stella’nın tam çaprazına geçtim. “Seni dinleyemez. Üzgünüm.” Dedikten sonra omzundan tutup onu yavaşça kenara ittirdim ama o sırada Harry’nin sesini duydum. “Aslında çok isterim.” Sırtını duvara yaslayıp ukala bir tebessümle Stella’yı süzdü. Hayır. Dur. Ben bu bakışı biliyordum. Tanıştığımızda da yüzünde aynı böyle bir ifade vardı. Şuurumu kaybetmek üzereydim. Resmen benim önümde başka bir kıza asılıyordu. Kız. Evet. Tabi.

The Cheeky Prince (Harry Styles Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin