1. https://www.facebook.com/pages/Melike-%C4%B0man/1445888349068644?fref=nf Öncelikle bu benim facebook sayfam. Sormak istediğiniz, takip etmek istediğiniz benimle ilgili herhangi bir şey varsa buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca admin arıyorum buradan da duyurayım :)
2. Çok kişi son söz yazmamı söylemişti bende dayanamadım ve böyle bir işe giriştim. Umarım beğenirsiniz. Her türlü yoruma açığım lütfen yorumlarınızı esirgemeyin :)
4. Enrique İglesias- Hero buda bölüm şarkısı olsun sözleri çok hoşuma gitti :)
KEYİFLİ OKUMALAR :)SON SÖZ
"Kız kardeşimin evlendiğine inanamıyorum hala." Dedim başımı Harry'nin göğsüne yaslarken. Ayaklarımı toplamış, koltuğun üzerinde iki büklüm oturuyordum. Abiyemi çıkarmaya üşendiğim için eve geldiğimizde kendimi salondaki koltuğa atıvermiştim. Babamın bu gece geç geleceğini düşünerek de Harry'i yanımda getirmiştim. 2 yıldır birlikte olabilirdik ama bu babamın ilişkimizi kelimenin tam anlamıyla hazmetmeyi başardığı anlamına gelmezdi. Hala ondan hoşlanmıyordu. Sanırım Harry Styles mesleğini bırakıp gözlerden uzak bir sahil kasabasına yerleşmeye karar verene kadar da bu böyle sürüp gidecekti.
"Sıranın sana gelmiş olmasından mı korkuyorsun Watson?" diye sordu Harry yarım yamalak bir gülümsemeyle başını eğip yüzüme baktığında. Hızlıca doğruldum. "Ne? Saçmalama. Önümüzde ki 5 yıllık planım içerisinde evlilik yok." Dedim bir an için ciddi olup olmadığını kestiremeyerek. Yoksa benimle evlenmek mi istiyordu? Teklif falan etmeyecekti değil mi? Tanrım! Teklif ederse ne diyecektim? Ah! Sanırım nefes alamıyordum!
"Yoksa..." Harry yüzüne yapmacık bir alınganlık ifadesi yerleştirdi. "Benimle gönül mü eğlendiriyorsun?" boşta olan elini kalbinin üzerine koyup kafasını geriye attı. Kesinlikle benimle alay ediyordu. Yersiz endişemi bir kenara bıraktım. Ara sıra beyin hücrelerimin yanmaya başladığını düşünüyordum. Harry Styles'ın benimle evlenmek isteyebileceğini de nereden çıkarmıştım?
Bir dakika.
O halde o mu benimle gönül eğlendiriyordu? Peki, bugün benim üzerimde ki anlamsız duygu yoğunluğunun sebebi neydi? Of. Sanırım ikiz kardeşimin düğününü izlemek psikolojimi pekte olumlu etkilememişti. Kim 20 yaşında evlenirdi ayrıca? Julia'nın gideceği yer balayı değil tımarhane olmalıydı. Bunu babama yıllardır söylüyordum ama beni hiç dinlemiyordu.
"Kes şunu." Dedim Harry'nin omzuna vurarak. Kıkırdayarak beni yeniden kendine çekti ve dudaklarıma küçük ama içimi eritmeye yeten bir öpücük kondurdu. "Ne zamandır baş başa kalmıyoruz biz? Yıllar olmuş gibi geliyor." Diye mırıldandı ve hemen ardından bu defa da burnumu öptü. Kaşlarımı kaldırdım. "2 gün önce senin evinde kaldım Styles." Bakışları üstünlük taslar bir hal aldı. "Uzun zaman geçtiğini biliyordum." Ve elleri yavaşça belimden kalçalarıma doğru inmeye başladı. Güldüm. "Babamın her akşam oturup televizyon izlediği koltukta beni baştan çıkarmak istediğinden emin misin?" diye sorarken bir yandan da kollarımı boynuna dolamış, parmaklarımı da saçlarının arasından geçirmiştim. Harry yüzünü benimkine tek nefeslik bir mesafe kalacak kadar yakınlaştırdı. "Bunu söylemiş olman çok acımasızca." Dedi iç çekerek. Ben omuz silktikten sonra devam etti. "Bu yüzden kendine ait bir odan var."
Ayağa kalkıp aramızda sinir bozucu bir boşluk yarattı ama birkaç saniye içinde tek hamleyle beni kucağına alınca bunu telafi etmiş oldu. Bu hareketi beklemediğim için ufak bir çığlık attım. "Tanrı aşkına Harry. Ne yapıyorsun? Aklın nerede senin?" diye sordum.
Kulağıma doğru eğildi. "Sende." Dudaklarını kulak mememe sürterken fısıltı gibi bir sesle devam etti. "Gözlerinde..." derin bir nefes aldı. "Dudaklarında..." kalbim bana her dokunduğunda olduğu gibi dörtnala koşarken, bedenim alev alev yanıyordu. "Tenin..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Cheeky Prince (Harry Styles Fanfiction)
FanfictionTanıştığımız andan itibaren emin olduğum bir şey vardı. Harry Styles karşıkoyulmaz bir erkekti. Benim gibi tek ve gerçek aşkını bekleyen bir kız için bile.. Kitap tamamlanmıştır.