"Tamam Louis, sadece yarım saatimiz var anlaştık mı? Ve marketten dışarı çıkmak yok." Diye hatırlattım Louis'ye bir kez daha. Gözlerini devirdi ve başını salladı.
"Anlaştık dedim ya Harold." Diye mızmızlandı. "Hey! Adım Harry, Harold deme bana. Ben sadece 18 yaşındayım, 70 değil." Gülümsedi ve tam elini bana doğru uzatacakken geri çekip iç çekti, yere baktı.
"Biliyorum,haklısın." Diye kendi kendine fısıldadıktan sonra bana bakıp sanki az önceki gibi neşeliymiş gibi gülümsedi. Bunun sahte bir gülümseme olduğunu biliyordum. Ama bir şey söylememeye karar verdim, Louis'yi endişeye sokmak veya daha da üzmek gibi bir niyetim yoktu.
"İçeri girelim mi o zaman?" Dedim elimle otomatik kapıyı işaret ederken. Elim kapıların açılmasına sebep olunca Louis kıkırdadı ve içeri adım attı, ben de onu takip ettim.
Neden tüm marketlerde klima otomatik kapının hemen üzerindeydi? Hiçbir zaman bir markete girer girmez donmaya alışamamıştım ve alışamayacaktım.Louis meyvelerin bulunduğu yere doğru ilerlerken kalçalarını izlemeden edemedim -bunda anormal bir şey yok, Louis'nin muhteşem bir poposu ve kalçaları olduğunu inkâr edemezdiniz. Bir de gözleri. Ayrıca gülümsediğinde gözünün yanında oluşan kırışıklıklar- sadece içtenlikle gülümsediğinde oluşanlar. Ya da yumuşak ve parlak saçları. Uzun kirpiklerini unutmayalım. O küçük burnunu saymamam haksızlık olur. Ah bir de- ne diyorum ben? Kafamı düşüncelerimden kurtulmak için iki yana salladım ve tekrar Louis'yi takip ettim.
Çeşitli meyvelerin,küçük plastik kaplar içinde bulunduğu buzdolabının önünde dikilmiş, işaret parmağı ağzının tam kenarında, masum ve tatlı bir şekilde meyvelere bakıp düşünüyordu. Bir aptal gibi gülümsemeden edemedim. Uzun zamandır onu resmen gözetlediğimi fark ettiğimde onu izlemek yerine- şikâyet ettiğimden değil, bunu tüm gün yapabilirdim. Sadece...onun ve benim açısından biraz garipti ve o fark etmeden dursam iyi olacaktı- ona yardım etmeye karar verdim. Çilekler iyi bir seçim gibi görünüyordu. Tatlı, küçük ve ucuzdular. Yavaşça Louis'nin kulağına eğildim.
"Bana soracak olursan çilekler iyi bir seçim." İlk başta ürktüğünü hissetsem de kafasını salladı ve çilek kabını eline alıp bana döndü.
"Hm. İki paket alayım, sen de yersin." Arkasını dönüp bir paket daha aldıktan sonra bana baktı. Ama bugün insan hastalıkları dersim vardı, bu yüzden daha fazla burada kalmamalıydım. Son iki dersi kaçırmıştım zaten. Bunu da kaçırmak iyi olmazdı.
"Aslına bakarsan ben pek-" Kaşlarını kaldırdı ve kendimi susturdum. Hayır, kesinlikle gitmek istemiyordum.
"Pek...ne?" diye sordu Louis biraz endişeli bir sesle. Kafamı salladım.
"Hiç. Hiçbir şey yok. Haydi gidip şunları ödeyelim ve hastaneye geri dönelim, ne dersin?" Diye sordum gülümseyerek. Kafasını sallayıp gülümsedi ve arabaya binene kadar gülümsemeye -neden olduğu hakkında hiçbir fikrim yok- devam ettim.
Tam arabayı çalıştıracakken Louis parmağıyla gamzelerimden birini dürtüp kıkırdadı. Ben de kıkırdamadan edemedim. Çok güzel, şimdi gülümsemem daha da genişlemişti. Bir akıl hastası gibi görünüyordum herhâlde...-Ah.
____________________________________________________________________________________
Merhabaaaaaa.Normalde cuma günü bu bölümü ekleyecektim ama...çok içimden geldi ^.^ Evet,şimdi her şey çok tatlı falan gidiyor herhâlde ama ben dramaya bayıldığım için bu değişebilir?Belki?Bilmiyorum.Ama bu hikâye hep mutlu mutlu gitmeyecek,hiçbir hikâyenin gitmediği gibi.Bu arada bundan sonra bölümler arasındaki zaman farkı düzensiz gidebilir. Umarım hikâyeyi seviyorsunuzdur.Yorumlar beni o kadar mutlu ediyor ki anlatamam size.Sonuçta böyle kısacık bir şey yazarken bile gerçekten emek harcıyorum ve mobilde olduğum için daha da zorlanıyorum.Yorumlarınızı okuyup emeğimin karşılığını almak da çok mutlu ediyor beni yani.Hepinizi çok seviyorum xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx (çarpı yüz gdgdus)
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum ^.^

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Voices Told Me To {Larry Stylinson}
FanficHarry'nin ablası Gemma, ailesinin ısrarıyla rehabilitasyona gider. Harry 2 ay sonra ilk defa Gemma'yı ziyarete gidip oda arkadaşı Louis'den pek hoşlanmayınca ve onunla tanışmak isteyince olaylar pek Harry'nin planlamadığı şekilde gelişir.