''Robin mi?'' diye sorabildim ancak. Robin dediğini biliyordum ama...bunun Robin'le ne alakası vardı? Robin'den ona daha önce hiç bahsetmemiştim, sadece üvey bir babam olduğunu söylemiştim o kadar. Üzerinde bile durmamıştık bunun. Louis Robin'i tanıyor muydu, yoksa başka bir Robin'le mi karıştırmıştı? Robin'i nereden tanıyor olabilirdi?
Burnunu çekip kafasını salladı. Geri çekildim ve ellerimle yanaklarını kavradım. ''Lou, ne oldu?'' dedim gözlerine bakarak, fakat gözlerini yere sabitlemişti. ''Lou? Gözlerime bakar mısın lütfen?'' kızarmış ve yaşlanmış gözleri en sonunda benimkilerle buluştu.
''B-Benden nefret edeceksin H-Harry. İ-İğreneceksin.'' Kaşlarımı çattım ve kafasını göğsüme yasladım.
''Louis,senden ne olursa olsun nefret edemem, ya da iğrenemem.Bunu istesem bile yapamazdım.'' Göğsüme dayalı olan kafasını salladı. ''Şimdi ne olduğunu bana anlatır mısın? Lütfen. Yani istiyorsan. İstediğin zaman anlatabilirsin, yani, dediğim gibi...İstiyorsan. Seni hiçbir şeye zorlamıyorum.'' Aradan birkaç saniye geçince ''Hem ailen buraya gelince eminim her şey düzelir, seni çok özlemişlerdir, Louis.'' deyiverdim. Keşke demeseydim, çünkü bununla birlikte Louis hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Biraz ağlayıp içini boşaltmasına izin verdim.
''Ai-Ailem gelmeyecek Harry.'' İyice kafam karışmıştı. Sanırım bu yüzümden de anlaşılıyordu ki Louis elimi tuttu ,iç çekip gözlerini kapadı ve anlatmaya başladı.
''Ben daha sadece 13 yaşındayken, annem ve babam boşandı. Buna gerçekten çok üzülmüştüm çünkü benim yüzümden olduğunu biliyordum. Annem ve babam eskiden sürekli hastalığımdan bahsederlerdi. Gözümün önünde değil tabii ki, hepimizin uyuduğunu düşündükleri anlarda. Ama ben uyumuyordum. Babam benim nasıl bir kaçık olduğumdan bahsederken annem onu sadece bir hayali arkadaşım olduğunu ve bunun zamanla geçeceğine inandırmaya çalıştı hep.'' İç çekti. ''Ama babam...o...benden bıktı ve sadece...gitti. Yok oldu. 6 ay boyunca annem bana ve kız kardeşlerime babamın bir iş seyahatine çıktığını söyleyip durdu, ama ben biliyordum. Benim yüzümden gitmişti. Ben bir kaçıktım, bir kaçığım ve bu gerçekten aşağılayıcı bir şey.'' Kafasını iki yana sallayıp yutkundu. ''Kız kardeşlerim hep babamın ne zaman döneceğini sorup durdular, annemse sadece 'geri gelecek' demekle yetiniyordu o kadar. Bir süre sonra artık kimse babamı sormamaya başladı.''
Kafamı salladım ve onu cesaretlendirmek ve yanında olduğumu hatırlatmak için elini gevşekçe sıktım.
''14 yaşına bastığımda annem başka biriyle evlenmişti bile.'' Vücudundan bir ürperti geçtiğini fark ettim. ''Robin.''
Ah? ''Bizimle yaşadığı 3,5 yıl boyunca pek konuşmadık. Sadece aynı sofrada yemek yer, aynı çatı altında yaşardık. Bir gün okuldan dönerken onu gördüm. Yanına gidip beni eve bırakmasını isteyecekken yalnız olmadığını fark ettim. Yanında biri vardı. Annen, Harry...Öpüşüyorlardı. Ben sadece...ne yapacağımı bilemedim ve oracıkta kaldım. Sanırım şimdiye kadar yaptığım en büyük hataydı, çünkü beni fark etmişti. Beni görmüştü, ben de haliyle hemen eve koştum. Eve gittiğimde...'' Tekrar iç çekti, sesi çatlıyordu. ''Evde kimse yoktu. Hiç kimse... neredeyse hiç kimse. Karşımda dikilmiş, bana dik dik bakan Robin dışında kimse...Eğer anneme onu aldattığını söylersem, benim de ona gay olduğumu söyleyeceğinden bahsetti. Er ya da geç annem gay olduğumu öğrenecekti, ben de onunla tartıştım ve o...'' Birkaç saniye durdu ve devam etti. ''Bana tecavüz etti, Harry. Bana saldırdı. V-Ve bana bunun hoşuma gittiğini söyledi. Ama g-gitmedi H-Harry. Hem de hiç...'' Hıçkırmaya başlamak üzereyken kendini durdurdu. Hikayenin içinde kaybolmuştum. ''Ondan s-sonraki 4 gün b-boyunca y-yürüyemedim ya da o-oturama-dı-dım. Ann-Annem ne olduğunu sorduğunda yere düştüğümü s-söyledim...'' Daha fazla dayanamayıp ona sıkıca sarıldım. ''O zamandan beri sesler daha da yükseldi, daha sık konuşm-maya baş-başladılar. V-ve git-gitmiyorlar H-Harry. N-Ne yap-yaparsam yapay-yım gitmi-gitmiyorlar.''
Gözlerim dolmuştu. Bu gerçekten...çok fazla gelmişti. En kötüsü ise annem bu adamla evliydi ve onunla aynı evde yaşıyorduk. Louis korkmakta çok haklıydı, Robin onu görmemeliydi.
Alnını öptüm ve onu elinden tutup, her ne kadar çekinse de yavaşça dolaptan çıkardım. İkimiz de gay olduğumuz için biraz ironikti gerçi.
Dolaptan dışarı çıktığımızda boy farkım sağ olsun, Louis'yi kucağıma aldım. İlk başta biraz şaşırmıştı ama onu kucağıma aldığım anda kollarını boynuma dolayıp yüzünü göğsüme gömmüştü. Tanrıya şükür odası pek uzakta değildi.
Onu yatağın üzerine yatırdım ve bilmem kaç gün önce getirdiğim ama izlemeye fırsat bulamadığımız filmlerden birini Louis'nin küçük komidin çekmecesinden çıkarıp internet bağlantısı olmadığı için bulundurulmasına izin verilen dizüstü bilgisayara taktım. Louis'ye döndüm ve beni öylece şaşkınlıkla, soru sormadan, sesini çıkarmadan izlemekte olduğunu fark edince hafifçe gülümsedim. Ne yaptığım hakkında tek fikri yoktu, veya niye yaptığım.
Gemma gibi hastaların yataklarında yemek yiyebilmeleri için hazırlanmış yüksek, sivri köşelere sahip, c şeklindeki sehpayı yatağın yanına çekip dizüstü bilgisayarı da üzerine yerleştirdim. Film yüklenirken Louis'nin en sevdiği olduğunu bildiğim Yorkshire çayını hazırladım ve en sonunda Louis'nin yanına yerleştim. Örtüyü ikimizin de üzerine çektim ve alnına tekrar bir öpücük kondurdum.
''Bu gece bizim resmi film gecemiz. Herkes dışarıdayken biz seninle sarılıp çay içerek film izleyebiliriz.''
Çayını ona uzattım ve ellerine aldığında rahatladım. Bu fikrime uyacağı anlamına geliyordu. Filmi izleyip Louis'ye sarılır ve ara sıra ona onu rahatlatacak şeyler fısıldarken aklımda hep şu Robin meselesi vardı.
Annemi uyarmalıydım.
______________________________________________________________
İşte Robin olayı buydu :D Evet şimdi buraya gelip 'tecavüze taktın sen de' gibi yorumlar yapmak serbest wjgdgısgdısgı.Çünkü itiraf ediyorum,tecavüzden daha iyi bir drama olamaz.Ama daha önce karakterlerden birini-hatta pardon,ikisini de öldürdüğümü düşünürsek,dramayı sevdiğim zaten bariz.
Hikayenin okunma sayısı inanılmaz gerçekten.Ben bu kadar ilgi beklemiyordum cidden.Muhteşemsiniz.Ben aynı zamanda hayatımın en iyi aynı hem de en kötü haftasını yaşadığım için yükleyemedim uzun zamandır.Özür dilerim,umarım bir daha olmaz.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum ^.^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Voices Told Me To {Larry Stylinson}
FanficHarry'nin ablası Gemma, ailesinin ısrarıyla rehabilitasyona gider. Harry 2 ay sonra ilk defa Gemma'yı ziyarete gidip oda arkadaşı Louis'den pek hoşlanmayınca ve onunla tanışmak isteyince olaylar pek Harry'nin planlamadığı şekilde gelişir.