Tüm yolu düşünmek amacıyla yürüyerek gittikten sonra gelen yorgunlukla iç çektim ve ellerimi ısıtmak amacıyla birbirlerine sürtüp ,tekini beni kaşındıran, ama annem aldığı ve onun kalbini kırmak istemediğim için giymek zorunda kaldığım kalın montun cebine attım. Cebimde durmasına rağmen soğuk olan metali hissettiğimde onu kavradım ve Louis' nin bana hediye ettiği anahtarlığı görünce hafifçe güldüm.
Aslında bunu bana birkaç gün önce hediye etmişti. Onun yatağında oturup öylece sohbet ediyorduk ve - Şu klasik Twilight vs. Harry Potter kavgası .İtiraf etmeliyim ki Twilight 'ın daha güzel olduğunu sadece Louis' yi konuşurken ve sinirli gözükmeye çalışırken görmek için söylemiştim. Twilight serisine bir klavyenin üstüne oturarak ve onu yayımlayarak yeni bir kitap daha ekleyebilirim ,cidden. - o da ertesi gün bana " Edward 'ı sevdiğini söylemiştin. " diyerek üzerinde Tinker Bell 'in resmi olan bir anahtarlık vermişti. Louis 'nin bu tarafını daha önce görmemiştim, ama kesinlikle tekrar görmeyi çok isterdim.
Anahtarı yuvasına yerleştirdim ve kapıyı açtım. Tanrıya şükür ki ev sıcacıktı .Montumu kapının yanında duran ufak puf-koltuk görünümlü şeye bıraktım ve kapıyı arkamdan çektim. Etrafıma baktım, hiçbir odanın ışığı açık değildi. Yalnızdım. Bu iyiydi çünkü şu Robin konusunda düşünmeye ihtiyacım vardı.
Odama çıkıp boxerıma kadar soyundum ve düz turuncu yorganımın altına girdim. Uzun süredir yatılmadığı için soğuktu, bu yüzden hafifçe titredim. Kendimi zamanla alışacağıma ikna ettim ve elime kumandamı alıp televizyonu açtım. Haber, haber, reality şovu ,haber ,kocaman bir topun üzerindeki Miley Cyrus , birkaç Jersey' li koca popolu kızın aynı eve konulduğu bir reality şovu daha ve ikinci kez Miley Cyrus. İç çekme ve inilti arası bir ses çıkararak televizyonu kapattım. Kafamı kaldırıp hızlıca yastığıma gömdüm ve uyumaya çalıştım.
~*~
Kendimi bembeyaz bir odada buldum. Etrafıma bakındım. Beyazdan başka hiçbir şey yoktu.Ne eşya, ne duvar ne bir köşe ne de tavan. Kaşlarımı çattım. "Kimse var mı?" diye bağırdım ve sesim yaklaşık üç kere yankılandı.
Gözlerimi açıp kapamamla kendimi bir evde buldum.Evin girişindeydim, sanırım.Kahverengi tahta kapının yanında ikisi pembe, biri mor, biri şeffaf ,biri gri ,biri siyah ve biri kırmızı olmak üzere 7 şemsiye duruyordu. Vay canına, 7 pek de küçük bir sayı değildi. Eve biraz bakındım. Tek katlıydı ve bana kalırsa yedi kişinin yaşaması için oldukça küçük bir evdi. Tabii şemsiyelere bir takıntısı olan yaşlı bir adamın evi de olabilirdi, muhtemelen hayır.
İsa aşkına, neredeydim ben, ne halt dönüyordu? Ben tam bunları düşünürken kapının açılma sesini duydum ve arkamı döndüm. Telaşla kapıyı açan ufak, kısa boylu, burnunun ucuna kadar inmiş gözlüklerini düzeltmeye çalışan, mavi gözlü bir çocuktu, Louis. Oldukça genç ve tatlı görünüyordu. Sırtındaki kıpkırmızı Nike marka çantayı yere bıraktı ve etrafına bakındı. Beni görmediği belliydi.
" Kimse var mı? " Diye sordu nefes nefese. Boğazını temizleyip sesini yükseltti , " Anne, kızlar ? "
Üzerindeki ince, gri hırkayı da çıkarırken Robin 'in sesi duyuldu. " Yapma dostum, beni cidden unutmuş olamazsın. Kırılıyorum. " Ses tonundan masumu mu oynamaya çalışıyor ,yoksa sarkastik mi oluyor anlaşılmıyordu.
Louis' ye döndüm .Yutkundu. "M-Merhaba R-Robin. "
" Evet, her neyse. Bak çocuk, ikimiz de olanları biliyoruz. Bana bir iyilik yap ve olanları annene anlatma. Kadın bana resmen saldırdı ! "
Bir saniye. Robin ,Louis, kadın ,saldırmak , anneden saklamak...Aman Tanrım. Acilen her ne cehennemdeysem buradan çıkmam gerekiyordu çünkü ne olacağını biliyordum.
Louis gözlerini kıstı. "Hayır, Robin. Hayır. İlk seferinde matematik öğretmenimdi, şimdi de o kadın. Yoksa bize göstermediğin çekici bir yönün mü var ? "
Robin iç çekti. " Şey, bunu bu şekilde oynamak istemiyordum..." Göbeğinden düşen pantalonunu tutmakta pek iyi iş beceremeyen deri kemerini yukarı çekti. " Annene gay olduğunu söylememi tercih mi edersin yoksa ? "
Nefes alış verişlerim hızlandı, birazdan olacakları biliyordum .
Louis ağzını bir şey söylemek için açıp sonra kapadı.
" N-Ne saçmalıyorsun R-Robin ?" dedi kendinden emin görünmeye çalışıp bunu başaramayarak .
Robin sahte bir kahkaha attı . " Ah, hadi ama. Annene seni bir çocukla öpüşürken gördüğümü söylersem eminim ki inanacaktır ."
Louis hızlıca nefesini verdi. "Pekala. " dedi korkarak.
Robin tek kaşını kaldırdı. " Anlaştığımıza sevindim. Şimdi - "
" Anneme gay olduğumu söyleyebilirsin. " Buradan hemen çıkmalıydım yoksa-
Robin derin bir nefes alıp yaklaştı ve elini Louis 'nin omzuna yerleştirdi. Ona engel olmak için yanına gitmeye çalıştım fakat haraket edemiyordum. Bildiğiniz haraket edemiyordum. Olduğum yerde kalmıştım.
" Bak, evlat. Bunu yapmak istemezsin ." Dedi Robin biraz fazla sakince .
" Aslında isterim. Annem-Annem doğruyu b-bilmeli. " Yutkundu.
" Bundan emin misin peki ? "
" Fazlasıyla ."
Yaklaşık on saniye süren sessizlikten sonra Robin Louis 'yi sertçe itti. Louis hafifçe bağırdı ve kafasını ovalayıp yerden kalkmaya çalıştığı sırada Robin üzerine çıktı.
Ayaklarımı oynatmaya çalıştım fakat yapamadım. Bağırmak istedim ,ciğerlerim parçalanana dek bağırmak istedim fakat hiç sesim çıkmadı. Duyulan tek ses Louis 'nin çaresiz çığlıkları ve kıyafetlerin çıkarılma sesiydi. Gözlerimi onlardan ayırmaya çalıştım fakat bundan bile acizdim.
Robin kendi kemerini çıkarırken yerde ona korkuyla bakan, ufacık ve çıplak olan Louis 'ye " Bu sana dersini verecektir, seni embesil. " diye homurdandı.
Acımasızca Louis' ye saldırdı ve Louis 'nin çığlıkları duyuldu. Hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve çığlık atıyordu. Robin 'e yapmaması için yalvarıyordu. Tüm vücudu titrer ve sallanırken birden o küçücük vücudu hissiz kalıp yere yığıldı.
Haraketsiz ve sessiz.
___________________________________________________________________________
Bunu yazdığım için kendimi kötü hissediyorum, cidden. Of. Yani ben sizin yerinizde olsam beni parçalardım jdhdkdh
Her neyse, tecavüz gerçekten iğrenç ve mide bulandırıcı olduğu için olabildiğince detaya girmeden, çeşitli imalar yaparak yazmaya çalıştım bunu.
Bu arada bu hikaye için bir kapak tasarlayabilecek varsa yapsın lütfen dfhaufauk
Bir dahaki bölümde sizce neler olacak veya ne olmasını istiyorsunuz ?
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. ^.^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Voices Told Me To {Larry Stylinson}
FanfictionHarry'nin ablası Gemma, ailesinin ısrarıyla rehabilitasyona gider. Harry 2 ay sonra ilk defa Gemma'yı ziyarete gidip oda arkadaşı Louis'den pek hoşlanmayınca ve onunla tanışmak isteyince olaylar pek Harry'nin planlamadığı şekilde gelişir.