2- Adsız Bir Şeyler.

9.6K 389 48
                                    

Barış merdivenlerden hızla çıkıp gözden kaybolduğunda herkes gözlerini Elçine çevirmişti. Elçin bakışlardan dolayı kendini rahatsız hissettiğinde gözlerini tezgaha dikti ve su doldurdu. Suyu içerken hala ona bakıldığının farkındaydı. Birden çıkışmaktan kendini alamamıştı,

"Ne? Neden bakıyorsunuz?"

Bardağı hırsla tezgaha bıraktı ve kalabalığı terk etmek için üst kata yöneldi. Merdivenlerden çıkarken peşinden kimsenin gelmemesi için dua ediyordu. Çünkü birilerini azarlayıp kalp kırabileceğini düşündü. İkinci kattaki kitaplığın önüne oturmak için geldiğinde Barışın koltukta uzandığını gördü. Elleri yüzüne kapanmıştı. Elçinin bacakları geri dönüp dönmemek arasında kalmıştı. Bu adama ne olmuştu ki böyle?

Barış elleriyle yüzünü ovuşturup saçlarına çıkardığında odadaki ikinci nefesin farkına vardı. Hafifçe başını çevirip Elçini gördüğünde hemen uzandığı yerde doğruldu,

"Elçin?"

"İyi misin? Kafan bir şeye takık sanırım."

Barış başını hafifçe iki yana salladı.

"Değildi. Yani öyle sanıyordum."

Elçin sustu, bazı cümlelerin üstüne söz söylememek gerekirdi. Sessizlik en büyük destek olabiliyordu, bunu öğrenmişti az çok. Barış başının arkasını kaşıdı ve yanaklarını şişirdi,

"Sen beni düşünme ya. Valla bak, halledeceğim."

Elçin ani bir kararla koltuğa birkaç büyük adım attı ve yanına oturup ellerini eline aldı. Barış nefesini tuttu ve şaşkın bir şekilde gözlerine baktı. Elçin dudaklarını ıslattı ve konuştu,

"Bana anlatabilirsin her şeyini. Eğer ilişkinle ilgili falans.."

Barış ellerini aniden geri çekip ayağa fırlamıştı,

"Ne alakası var? İyiyim ben, iyiyiz. Sen in aşağı geliyorum."

Elçin elleri boş kaldığında gözlerini boşluktan kurtarmakta zorlandı. Neden birden kalbinin sıkıştığını düşünmek istemedi.

"İyi, sevindim." dedi kendini toparlayıp. Eliyle gözünün önüne düşen saçı kulağının arkasına sıkıştırdı. Başka bir şey söylemeden merdivenlere yöneldiğinde Barış başını öne eğdi. Kızgınlıkla kendine yüzünü buruşturarak içinden küfretti. Neden çıkışmıştı kıza? Dediği şey çok normaldi Elçinin, ama Barış hislerinin kapağı yeni açılan bir yanardağ gibi patladığını hissediyordu. Ne yapacağı hakkında bir fikri yoktu, bundan sonra nasıl olacaktı ki her şey? Damarlarında akan kan nabız gibi tüm vücudunda atarken nasıl hissettirmeden oynayacaktı? Elçin fark etmeyecek miydi hızlanan nefesini? Kulaklarında uğuldayan kalbinin atışını? Terleyen ellerini?

***

Barış anahtarla eve girdiğinde sanki bütün günü omuzlarında gezdirmiş gibi yorgundu. Yanakları sabahki o felaket ilk çekimden beri alev alev yanıyordu sanki. Anahtarı vestiyere atıp ceketini asmak için ilerlediğinde salonda koltuğa oturmuş kucağında kedisiyle film izleyen Gupseyi gördü. Gupse başını çevirip gülümsedi,

"Hoş geldin, aç mısın Hint yemeği söylemiştim."

Barış başını iki yana sallayıp gözlerini kaçırdı. Tamamen kendisiyle yalnız kalmaya ihtiyacı vardı.

"Gelsene film yeni başladı izleyelim."

"Yorgunum." dedi Barış banyoya doğru ilerlerken.

"İyi misin sen?" dedi Gupse. Ayağa kalktığında kucağındaki Betü aşağı zıpladı. Gupse karşısına geçip yanağına dokunduğunda Barış kendini geri çekti.

Farketmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin