3- Düğümler.

7.6K 360 111
                                    

Elçin bu sefer heyecandan uyuyamadığı gecenin sonunda, seti 10 da başlamasına rağmen 8 de setteydi. Barışın sahneleri çekiliyordu. Onu orada gören herkes şaşırıyordu. Elçin konuşmak için sabırsızlanıyordu. Ama nasıl başlayacağını bile bilmediğini fark ettiğinde kalbini bir endişe sardı. Barışın tepkisinden korkmaya başlamıştı. Ama Barış inkar edemezdi, bir şeyler olduğu bu kadar açıkken inkar ederse ona söyleyeceklerini çok iyi biliyordu. Nish in önüne çıkıp banka oturdu. Set asistanı yanına yaklaşırken eliyle gitmesini işaret etti. Ardından vazgeçip geri çağırdı,

"1 kutu Parlement alabilir misin?"

Aslında uzun süredir içmemişti, ama stres üstüne çökmüştü bir kere. Telefonunu çıkarıp rehberde Barışı buldu. Parmağı dokunmak ve dokunmak ve dokunmamak arasında gidip gelirken asistan geldi. Telefonu kenara bıraktı, paketten bir tane alırken asistan çakmakla sigarayı yaktı,

"Teşekkür ederim." dediğinde adam yanından uzaklaştı. Parmaklarının arasındaki dumandan bir kere çekti ve telefonu alıp isimle bakışmaya devam etti. Bunu yapmak zorundaydı, ikisininde iyiliği için, hayatlarına devam edebilmeleri için. Bir nefes daha çekti ve isme dokunup mesaj kısmını açtı.

Aranda aşağı iner misin? Seninle bir şey konuşmamız gerekiyor.

Mesajı gönderdikten sonra telefonu kenara koydu ve öne doğru eğilip ağırlığını dizlerinin üstüne verdi. İzin verilen alanın dışında ona bakan birkaç kızı gördüğünde duruşunu düzeltti, onlara el salladığı sırada titreyen telefonuyla yerinden sıçrar gibi oldu. Telefonu bir eline alırken diğeriyle bir nefes daha çekti.

Geliyorum

Elçin ayağa kalktı ve elleri heyecandan titrerken sigarasından derin derin nefesler almaya başladı. Uzun süredir içmediğinden olsa gerek, öksürmeye başladığında birisi elini omzuna koydu. Elinin tersini ağzına doğru tutmuşken arkasına döndüğünde Barışı görmüştü işte. Barış elindeki yarım şişeyi ona doğru uzattığında tereddüt etmeden içti.

"Ne konuşmak istiyorsun?" dedi Barış. Bu ani mesaj onu aynı anda mutlu ve tedirgin etmişti. Elçin suyu içip geri Barışa uzattı.

"İçeri geçelim mi?"

Sigarasından bir nefes daha alıp çöpün üstündeki küllüğe bastırdı. Barış başını sallarken soran gözlerle ona bakıyordu. Nishdeki lobiya geçip koltuğa oturdular. Elçin etrafına bakınırken Barış sordu,

"Sigara içmiyordun bir süredir."

"İhtiyaç duydum. Cesaret için."

Barış kaşlarını çatarak baktı, kalbi çoktan koşu yarışına çıkmıştı sanki. Tam ağzını açacağı sırada Elçin elini kaldırıp onu susturdu.

"Dediklerimi sonuna kadar dinle. Son zamanlarda bir şeyler oldu. Bu şeyler beni biraz.. her zamanki rutinimden saptırdı. Ben de düşünüyordum, nasıl işleri yoluna sokabilirim.. Sen de fark ettin, biliyorum. Değil mi?" dedi başını eğip umutla onay beklerken. Barış yutkundu, gerçekten oluyor muydu bu? Başını sallayıp ağzını açtığında Elçin elini onun dizine koydu. Barış dizindeki ele baktı, dokunuşu düğmesine basılmış gibi alarma geçiriyordu sanki.

"Ne olduğunu ben buldum." dedi Elçin gururla gülümseyip. "Ve nasıl geçeceğini de.. Ama tabii önce onayın lazım."

Güldüğünde Barış neyden bahsettiğini anlayamadı. Anladığını sandığı şey sıfırlandığında gözlerini kıstı.

"Elçin ben anlamadım." dedi alt dudağını ısırıp. Elçin elini çekip iki avcunu birleştirdi. Tekrar konuşmaya başladığında ona biraz daha yaklaşmış, duyulmamak için sesini kısmıştı.

Farketmeden Senin OlmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin