Farketmeden Senin Olmuşum

12- Aşk mı Esas Olan Güven mi?

Multi caanım akyuzeceye ait, Bade 4 yaşında ama yani ona göre 🙊😂🎈

Elçin ve Barış Badeyi karşılarına almış otururken Bade de meraklı gözlerle ikisine bakıyordu. Barış mırıldanarak Elçine sordu,

"Elçin biz ne yapacağız bu çocukla? Sıkılmasın?"

"Ay ne bileyim. Çocuklarla çok anlaşamam ben. Sen iyi anlaşıyorsun ama düşünsene bir şeyler?"

"Siz aşık mısınız?" diye sordu birden Bade. Elçin ve Barış bu soruyla afallayarak birbirlerine baktılar. Elçin hemen aklından ihtimalleri geçirmeye başladı,

Evet dersek çocuktan al haberi misali annesine söyler bu bıdık şimdi. Sonra biz bunu Barışla daha bile açık açık konuşmadık garip de olmaz mı? Ayyy sonra Didem Hanım iş arkadaşlarına söyler, onlar çocuklarına söyler biri internete kesin bilgi diye yazar fanlar delirir Yunusa yürürler Yunus sinirlenir bana çatar sonra bir de Gupse cabası bu işin bunun arkadaşları yazarlar da yazarlar Elçin Sangu Barış Arduç'u çaldı mı diye sonra al başına...

Tabii Barış da aynı anda düşünüyordu,

EVET!

Barış tam ağzını açacaktı ki, Elçin'in arkadan belini mıncıklamasıyla gözleri büyüdü. Elçin hemen lafa girdi,

"Defne ve Ömeri izliyor musun? Onlar sana aşık geliyor mu tatlım?"

"Evet..."

"Hah, işte biz de Defne ve Ömeriz. Anladın mı? Diziye çalışıyorduk biz. Ama kimseye söylememen lazım sonra bize kızıyorlar sadece televizyonda izlemeniz lazım anladın mı?"

Bade kafasını salladığında Barış kaşlarını kaldırarak Elçine baktı. Elçin de ona baktığında Elçin ne der gibi kaşlarını kaldırdı.

"Eee ne yapmak istersin bakalım?" dedi Barış ellerini birleştirip. Kız koca gözlerini ona dikti ve hevesle konuştu,

"Bana masal anlatır mısın?"

"Tabii anlatırım." Dedi Barış doğrulup. Kızı kucağına aldığında Elçin de rahat bir nefes aldı. Çocuğu oyalayacak bir şeyler bulunmuştu. Barış koltuğa geçip Badeyi dizine oturttu.

"Ne masalı istersin?"

Bade ellerini çırptı,

"Prenses masalı!"

"Peekiii.." dedi Barış düşünmek için kaşlarını çatıp. Elçin onlara gülümseyerek baktı ve birden aklına bir şey geldi. Yandaki konsolun üstünde duran telefonu aldı ve kilit ekranını çevirip kamerayı açtı. Barış bir masal uydurmaya başlamışken karşılarına geçti ve yüzündeki muzip ifadeyle fotoğraflarını çekti. Barış onu fark ettiğinde aralarında başka kimsenin anlayamayacağı sözsüz bir iletişim akmıştı.

Ardından Barışın telefonuyla mutfağa ilerledi ve kaşlarını çatarak kilit ekranına baktı. Ne şifre olabilirdi acaba? Önce Barışın doğum tarihini girdi, olmayınca bir umut kendi doğum tarihini girdi. O da tutmayınca gözlerini devirdi. Aklına gelen şeyle birden yüzü aydınlandı ve işaret parmağını havaya doğru kaldırdı. Şifre kısmına 1907 yazdığında ve açıldığında kıkırdadı ve merakla telefonu kurcalamaya başladı. Rehberde çok fazla kişi vardı, o yüzden direk E harfine inip kendine baktı. Kendini bulamadığında T ye indi ve Turunç kartviziti altında kendi numarasını gördü. Mutlulukla gülümseyerek kartviziti değiştirdi ve yerine Turunç'um yazdı. Ardından galeriye girip bakınmaya başladı. Gupseli resimlerin hala durduğunu gördüğünde kalbi sıkışır gibi oldu. Vakit bulamamıştır, aklına gelmemiştir diye düşünüp aşağı inmeye devam etti. Setten bazı fotoğraflar vardı, manzara resimleri vardı, ailesinin resimleri vardı... Elçinin gözüne birden bir resim çarptığına gözlerine inanamaz gibi olmuştu. Resmi büyüttüğünde bir kahkaha koyuverdi.