Farketmeden Senin Olmuşum

56- İki Kalp.

Elçin evden çıktığında Barış birkaç dakika koltukta öylece oturup dişlerini sıkarak sakinleşmeye çalışmıştı. Ardından ayağa kalktı ve mutfağa yöneldi, dolaptan soğuk bir bira alıp geri oturmuştu. Evde yalnız oturur gibi davranmaya çalışıyordu, ama çaprazında oturan kişiden gelen hayali tuzlu su kokusunu göz ardı edemiyordu.

"Git bence sen." Dedi birden sert bir sesle. Odadaki her saniye tüyleri havaya kalkıyordu.

"Çok işine gelir değil mi gitmem? Elçin bir daha benimle görüşmez."

"Bu fırsat bir daha geçmez ele haklısın, git o yüzden. Biraz üstüne gittim vazgeçti derim Elçin'e ben."

"Gerekirse akşama kadar otururum burada, çok istiyorsan sen vazgeç."

Barış çenesini sıktı, Elçin'in vereceği cezayı tahmin edebiliyordu. Muhtemelen bir süre yatak odası kapısından sokmayacaktı.

1 hafta derse dayanırım ne olacak? Vaz mı geçsem? Ya 1 ay derse? Dese de dayanamaz be oğlum tatilde olacaksınız...

Keyifle güldü, Elçin'i ikna edebileceğini düşünürken orta sehpanın üzerindeki telefonu titremişti. Eline alıp Elçin'den gelen mesajı açtı,

3 ay. Tatile güvenme, iki ayrı oda tutmak zor değil. İnadımı çıkartma benim. Öptüm sevgilim.

"Çüş a*ına koyayım!" diye sesli bir tepki vermesiyle Yunus başını kaldırıp kınar gözlerle Barış'a baktı,

"Elçin'in bu cinsiyetçi küfürlerden haberi var mı?"

"Kapa lan çeneni!" diye çıkıştı sinirle. Ne zaman ağzından böyle bir küfür çıksa Elçin'den azar yiyordu zaten. Telefonu sinirle bırakıp çenesini sıvazlamaya başladı. Saate baktı. Daha 8 dakika geçmişti!

"Eh be Turunç eh be.." diye homurdandı, derin bir nefes alıp dirseklerini dizlerine yaslayarak, öne doğru eğildi.

"Bak kardeşim, eğer bundan sonraki hayatımızda, biz ne zaman Elçin'in arkadaş grubuyla bir araya gelsek genelde sen de damlayacaksın değil mi?"

"Öyle olacak gibi."

"O zaman şunu netleştirelim. Benim yanımdaki kadına sulu şaka yapamazsın. Geçmişinizden bahsedemezsin, yersiz yersiz övgülerde bulunamazsın. Ben bu hareketlerin altında herkeste kıllık ararım. Bir de konu sen olunca.. Elçin direk sana soru sormadıkça konuşmana bile gıcık olacağım. Bu şartları kabul et dağılalım."

"Elçin senin gibi maço herifte ne buluyor anlamış değilim..."

"Ben Elçin'i kısıtlamıyorum, Elçin'e güveniyorum. Kararlarına saygı duyuyorum, şüpheliysem de adam gibi oturup konuşuyoruz, uzlaşmaya varıyoruz. Bunda maçoluk nerede?"

"Kimseye malın gibi davranamazsın zaten."

"Ona zamanında senin malınmış gibi davranan sendin.. Ben sevdiğim kadına art niyetli bakışlardan rahatsız olan biriyim sadece. Elçin de bunu anlıyor, sana laf düştüğünü sanmıyorum."

"Bak, belli ki olmuyor bu, senin cezan ne olabilir ki zaten bırakıp gitsene?"

Barış başını iki yana salladı, 3 ay çok uzundu, bu herifin Elçinin teninden, kokusundan 3 ayını hiç etmesine izin veremezdi.

"Ben hayatta vazgeçemem. Sen vazgeç."

Yunus başını iki yana sallayıp kumandaya uzandı. Barış kaşlarını çatmış kısık gözlerle onu izliyordu.

"Elçini 5 yıl nasıl tuttun sen.."

"Lan pu.."

"Laflarına dikkat et, boks bazen sinirimi tam alamıyor.." dedi Barış. Yunus zorla susup arkasına yaslanırken düşünmekten kendini alamıyordu Barış.