PK~39

2.4K 107 15
                                    

"Jessica." Dedi Kheiron ve gelip sarıldı. "İyi gibisin."

"Ya ya iyiyim."

"Güzel." Dedi ve susup kitaplarına geri döndü.

"Eh bende böyle kolumda mor damarlarla dolaşıyorum sorduğun için sağol ha bu arada iğne içinde sağol çünkü baya büyükmüş ve büyük ihtimalle boynumun yan tarafında ömür boyu bir izi kalacak." Dedim kendi kendime.

"O kadar uzun yaşayacağını sanmam. "

"Ah güvenoyu için sağol. Bilseydim kampa dönmezdim." Dedim ve kapıya yöneldim.

"Dur özür dilerim." Dedi arkamdan. "Biraz gerginim."

"Peki anlat o zaman." Dedim bende kollarımı kavuşturup.

"Neyi?"

"Savaşı." Dedim.

"Ne savaşı?"

"Biliyor musun bu mor damarlar salaklığa neden oluyormuş. Aç bakıyım kolunda var mı iğne yapacağım." Kendimden emin bir şekilde ona baktım.

"Jessica iyi misin?" Kheiron tek kaşını kaldırıp bana baktı.

"Hayır iyi falan değilim. Son bir yıldır annemle tanışacağım gün hakkında hayaller kuruyorum ve ne zaman hayallerime bir adım yaklaşsam bir savaş çıkıyor ya da bir olay oluyor ve hayalimden daha da uzaklaşıyorum. Ve biliyor musun sonrasında aptal bir melez Hades'in oğlu olduğunu iddia ediyor, beni Poseidon'un gücünü çalmakla suçluyor ve bana Jessica Jackson diyor. Jessica Jackson da ne öyle, uyum bile yok."

"Jessica bi du-" dedi Kheiron ama aldırmadım ve nefes almadan konuşmaya devam ettim.

"Sus bi. Devamında bu melezin yalancı olduğuna karar veriyorum ve tek sorunum bu melezin gizemini çözmek sanarken kampa yani en çok güvendiğim yere bi geliyorum. Bom! Ölüler dirilmiş. Üstelik hainler de içlerinde, ha birde senin onları kampa kabul ettiğin kısmı var. BİZİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞAN BİRİNİ KAMPA NASIL KABUL EDERSİN!?" Son ses bağırınca sesim kısıldı, öksürdüm.

"Sokağa atsaydım ölürlerdi, canavarlar onları öldürürlerdi."

"Biliyor musun? UMURUMDA DEĞİL!"

"James gelse onu kampa almaz mısın yani?" Dedi bana bakıp.

"Tabiki de almam." Dedim ses tonumu düşürüp. "Bana ihanet etmiş birini nasıl olurda diğer melezlerle yan yana koyarım? Dur bir dakika." Dedim aniden. "Onları kampa almanın tek bir nedeni var. O da o saçma tanrılar. Onların isteği olsun diye mi kampa girmelerine izin verdin?"

Kheiron ağzını açacağı sırada onu susturdum.

"Sana inanamıyorum. Her zaman adaletten söz eden sendin." Arkamı dönüp kapıyı hışımla çarptım ve dışarı çıktım.

Sert adımlarla kulübeme yürürken yolda gördüğüm dirilmiş melezlere bakıp kaşlarımı çattım. Bu çok yanlıştı.

Aklıma bir an Mary gelse de boşverdim. Kafam bunu da kaldıracak halde değildi.

Uzun zaman sonra kulübeme gelmek iyi hissettirmişti. Denizin sakinliğiyle dolup taşan evim sinirlerimi yatıştırıyordu.

Raftan bir kitap alıp okumaya başladım  ancak üç sayfa okuyabilmiştim ki kapım çaldı.

Oflayıp ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Gelenin Elen olduğunu görünce şaşırdım. Hiç beklemiyordum.

"Şey hoşgeldin. Bir sorun mu vardı?"

"Rahatsız etmeyeceksem konuşmak istedim." Dedi bana bakıp.

İlk başta gelmesini istemesemde içeri çağırdım. Belki sosyalleşmek işe yarardı.

Poseidon KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin