Onlar gitmişlerdi. Ama ben odama gećemiyordum çünkü muhtemelen pencerem onun penceresine baktıgı için onu görücektim. Evlerimiz okadar yakındıki nerdeyse aynı evin icinde onunla uyuyormuşum gibi hissedicektim. Bende bu ailemle güzel bir gece geçirme acayipliğini anlayan annem
"Senin şimdiye 100 kere odana çıkman lazımdı " dedi. Işte benim zeki annem aynı anda babamda bana dönerek kafasını salladı ve
"Misafirler geldiğinden beri bi tuhaflık var üzerinde . Gözümün önünde çocuğa olan hayranlığından bahsedecek kadar yürekte yemiş benim kızım" dedi kinayeyle bende
"Bi acayiplik yok baba sadece " dedim. Ne diyecektim ki 4 yıllık platoniğim bana bir pencere kadar yakın .
"Sadece " dedi babam benden cevap bekleyerek bir kaşıhavadaydı.
"Yokbirşey. Iyi geceler " dedim ve odama çıktım. Kapımın önünde derin bir nefes alıp kapiyı açtım. Işığı kapalıydı. Cana yaklaştım ve o bir yazı dikkatimi çekti bana düz gelecek şekilde cama yapıştırılmiştı.
"Senin gelmeni bekledim takipci, ama uykuya yenik düştüm. Benden kaçamazsın artık hep burdayım. Iyi geceler yazıyordu." Şok olmuştum. Resmen camına benim için yazı yapıştırmıştı. Şu sıralar hayatıma giren yeni insanların gerçekten değişik fantazileri vardı. Hemen ne olur ne olmaz gece uyanır dikizler diye perdemi kapattım. Normalde olsa yan evimize taşınanların baranlar olduğunu öğrendiğimde havalara uçardım ama şimdi durum farklıydı. Ben bir duygu karmaşasının içinde tek başımaydım. Ha birde iki arada bi derede kaldığım adamlar birbirlerinin en yakın arkadaşlarıydılar ama baran muhtemelen goktuğun bana olan ilgisini bilmiyordur diye düşündüm. Duş aldım ve beynim yanana kadar düşündükten sonra sonra uyudum."Hadi asya yine geç kalıcaksın" diyen annemdi. Uyandım saate baktım 8. 30 du . 9da uygulama sınavım vardı hemen hazirlanıp cıkmam gerekiyordu.
Giyindim kahvaltı yapmadan
"Ben kaçtım" dedim annemin arkamdan bağırışlarını duydum.
"Seni sabahları 100 kere uyandırmaktan bıktım. Ilk seslendiğimde kalkda bi kahvaltı yapalım" anneme gercekten ınanamıyorum. Uyumak için çok fazla zamanı var ama onun yerine sabahın köründe kalkıp kahvaltı hazırlamayı tercih ediyor.
Evden çıktım ve koşmaya başladım. Sınava 10 dakika vardi ama ben hala evimin yakınlarından uzaklaşamamıştım bile. Tam caddeden gecerken yanımda o çok tanıdığım motor durdu. Baran kaskını çıkardi ve bana bakıp
"Günaydın. Gidiceginiz yere kadar bırakabilirim hanimefendi " dediginde.
"Gerek yok teşekkürler "dedim. Tam yanından geçipy yoluma devam edicektim ki kolumdan tuttu ve kendisine çevirdi.
"Bende okula gidiyorum, uygulama sınavın varmış annenler dün bahsetmisti. Ayrıca geç kalıyormuşsun gibi bir halin var " dedi. Annemlere de bakın hele sınavımdan bile bahsetmisler. Yanlarından hic ayrılmamama rağmen artık ne kadar beynim doluysa duymamışım bile.
" tamam" dedim ve arkasına atladım fazla secenegim yoktu. Çok hızlı kullanmadığı icin beline sarılmama gerek kalmamıştı. Bu sanki göktuğa özgüymuş gibi yapmak da istememiştim. Okulun önüne vardıgımızda indim ve kaskı verdim.
"Teşekkür ederim" dedim
"Ne demek . Belimden sarılsaydın yolculugu daha zevkli hale getirebilirdin ama "dediginde gülümsedim ve arkamı döndüm.
"Göktuğla aranızda birşey var mı " dedi arkamdan
Tekrar ona doğru dönüp
"Hayır. Yani.. şuanlık yani" dedim ve kekelemelerime ara vererek
"Sana kim söyledi" dedim..
"Demek doğru. Göktuğ seninle ilgilendigini söyledi ama sorun şu ki o bunu söyledi diye sana karşı geç başlayan duygularıma dizgin vuramam yani takipçi bu bir savaş " dediginde "savaş" kelimesini duyduğumda ürkmeme engel olamamıştım hemen tekrar arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Göktuğ karşımda yarı yaşlı gözlerle dikiliyordu.
Hemen yanına yaklaştım ama arkasını dönüp gitti bende arkasından gittim. Çatıya gelmiştik bile (sınav yalan oldu)
"Ne oldu "dedim.
"Seni onunla gördüm motordan inerken, ve sen ona güldün. Bunun canımı bu kadar yakıcağını düşünmemiştim. Katlanırim diyodum ama olmuyo asya... ve o gelip bana seninle ilgilendigini onun icin yaptıklarını farkettigini söyledi. Bu zamana kadar onunla ilgilendigini biliyordu ama bunu bildigini sana hic göstermedi eğlendiğini söylemişti" derken ağlıyordu.
"Bana zaman tanıyacaģinı söylemiştin" dedim yanına bir adım daha yaklaştım.
"Üzgünüm siliktip sanırım çok fazla zamanın yok" dedi akan gözyaşlarını silerken.
"Beni anlamayı hic denedin mi peki? Bir tarafta 4 yıldır beni farketsin diye ölüp bittiğim çocuk, bir yandanda benimle ilgili herşeyi bilen ve beni çok güzel seven üzmeyi kesinlikle istemedigim sen. Sence seçim yapmam kolay mı? En sevdigim mi en çok seven mi ?" Dedigimde benimde gözlerim dolmuştu. Bir anda bana yaklaştı ve sıkıca belimi sardı..
"Özur dilerim. Özür dilerim" dedi. Ağlamam şiddetlendi. Son zamanlarda yaşadığım şeyler ,ikilemler gercekten çok zorluyordu beni.
"Ağlamanı istemiyorum. Lanet olsun bundan nefret ediyorum" dedi daha sıkı sararak beni. Bende onun bana huzur veren o kokusunu icime çekiyordum.
Bir insanın kokusu nasıl bu kadar büyülü olabilir?
Bir insan birini nasil bukadar güzel sevebilir?
Bu kadargüzel sevimeyi hakediyor muyum?
Sanırım zamana ihtiyacımız var.(Okadar şey oluyor baranla göktuğun yüzleşmesi artık gerçekleşmeli)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aitsin
Teen FictionSon derece normal bir üniversite hayatı olan 21 yaşındaki asyanın hikayesi. <><><> Bahçeye çıktığımda önüme bir not düştü. Notu elime alıp açtım. "Onu izlediğini biliyorum,bende seni izliyorum" Siliktipe.. <><><> Ve sen siliktip, hep BANA AİTTİN Çü...