Hala sıkı sıkıya sarmaya devam ederken beni. Adeta kaçmamdan , beni biraktığında biryere gitmemden korkar gibi tüm bedenimi kendine kenetlemişti bile.
"Küçücük boyunla bana yaptığın şeye bak " dediginde güldüm çünkü gerçektende küçücük boyumla kocaman adamı ağlatmıştım. Onun ağlamasını istemiyorum.
"Senin ağlamanı istemiyorum" dedim. Kenetli olan bedenlerimizi ayırdıktan sonra elleriyle gözyaşlarını sildi.
"Nasıl isterseniz öyle olsun hanımefendi " dedi. Ağlaması durmuştu belki ama içten ice ağladığını buruk gülümsemesinin arkasından görebiliyordum. Bir adam düşünün sırf siz istediniz diye canı çok yansada , deli gibi ağlamak istesede sadece siz istediniz diye mutluymuş gibi gözüken. Beni birkez daha buyülemişti bu adam.
Bugün .
Şuanda.
"Eyvah ,eyvah! Uygulama sınavı" dedim ve arkama bakmadan koşmaya başladım.
"Sanada güle güle" dedi arkamdan ama az önceki romantikliğimden eser kalmamıştı çünkü sınavın yaklaşık 15 dakikasını kaçırmıştım. Beni sınava alacaklarının umuduyla koşturdum. Sınıfa vardım kapiyı açıp sakince iceriye girdim. Hoca pek fazla üstelemedi ve beni sınava aldı. İçimde zafer atlıları koşturuyordu.
Uygulama sınavından cıktığımda bugün gireceğim baska hiçbir des kalmamıştı. Dilara eve gittiği için bende eve gitmek istemediğim için kütüphaneye gittim ve şaşırtıcı olarak aklıma baran degilde göktuğ geldi bana ilk burada not bırakmıştı. Gidip notu bıraktığı kitabı buldum. Sonra bir anda bu kitabı alacağımı nerden bildi diye düşünürken.
"Yok artık yapmış olamaz deme" dedim.
Hemen sağlık bölümündeki kitaplara bakmaya başladım. Genelde kutüphanemizi bizim sağlık gruplari pek kullanmaz kitaplarımız zaten ansiklopedi gibi olduğu için ihtiyać duymayız. Bende çalışmak için değil takipciligin hakkını vermek icin geliyordum. Kitapların hepsini tek tek acıp bakmaya başladım ve aldığım sonuç gercekten büyük bir şoktu. Her kitabın icinde aynı not vardı. İçimden göktuğun nasıl bir insan olduğunu düşündüm. Benim için nasıl bu kadar uğraşabilir ? Benim neyim varki ?
Bir şekilde yine beni buyülemeti başarmıştı.
Yüzleşme ( baran ve göktuğ arasında)
Göktuğun ağzından
Asya yanımdan koşarak ayrıldiktan sonra hemen telefonumu çıkarıp baranı aradım ve her zaman gittiğimiz deniz kenarındaki basket sahasına onu çağırdım. Asyanın ilgisini bu zamana kadar bilmesine rağmen eğlendiğini ve ona karşı birşey hissetmedigini söyleyen baranın arkasında neden bu sabah asyanın o olduğu soracaktım.Basket sahasına vardığımda o çoktan gelmişti. Oturduğu yerden kalkarak yanımageldi ve '' Apar topar neden çağırdın göktuğ'' dedi. Neden çağırdığımı adı gibi biliyordu üstelik '' Bir düşün bakalım.'' dedim . Karşımdaki insan çok yakınım olsa bile bu sabah onu asyayla görmek canımı yakmıştı. Sinirden atardamarlarım daha belirgin atıyordu. Hiçbirşey söylemedi ben devam ettim.
''Ben sana sormadım mı ? Bu kız seninle ilgileniyor. Ne yapamyı düşünüyorsun? Sende ilgileniyor musun ? demedim mi ben sana ? Sen ne dedin bana '' Yok be abi eğleniyorum benimle ilgilenmesiyle bide farketmediğimi düşünüyor ya asıl komedi de o . '' Demedin mi sen bana . Ben neden sizi bu sabah yanyana gördüm ozaman oğlum. 4 yıl boyunca belki yüzüne bile bakmadığın kıza bir anda yanaşman normal mi ? '' dediğimde artık okadar sinirlemiştim ki ellerimle onu biraz iktirdim. Bu sırada bana tekrar yanaştı ve suskunluğunu bozarak.
'' Evet o zamanlar ilgilenmiyordum. Son zamanlarda hoşuma gitmeye başladı. Tuhaf olan şey aslındane biliyor musun? Gördüğüm kadarıyla asyayla epey ilgileniyorsun . Peki bunu bana neden hiç söylemedin en yakın arkadaşın değil miyim lan ben senin. Hatta bende sana sordum. Sen neden bu kadr sorguluyorsun beim asyayla ilgilenip ilgilenmediğimi yoksa hoşlanıyor musun ? demedim mi ben sana ? sen neden söylemedin baştan. Ben suçluysam benim kadar sende suçlusun.'' Dedi ve bu sefer o iktirdi beni.
tekrar burun buruna geldiğimizde oda bana sinirle bakıyordu. Tamam ona söylememekte haksızdım. Bunu yapmamın sebebi ise benim asyanın gizli aşığı olmamdan dolayıydı. Çünkü eğer bilselerdi asyaya bir şekilde belli ederlerdi. Asyada barandan hoşlandığı için beni bilmesi onun hiç hoşuna gitmezdi ve beni hiç değerlendirme şansı olmazdı , düşünmezdi bile.
''Çıkmaya başladığımızda söyleyecektim . Senden hoşlanmasının bitmesini bekledim. Benim onunla ilgilendiğimi bilmiyordu. Size söyleseydim belli ederdiniz. Aptal aptal kıllatırdınız.''
''Çok geç kaldın kardeşim. Artık bu bir savaşın başlangıcı. Çünkü ben o alay ettiğim kıza epey abayı yakmış durumdayım. '' dediğinde gözlerinden ciddi olduğunu anladım. Baran ciddiyeti başarabilen biri değildi fakat şuan ciddi olduğu oldukça aşikardı.
'' Tamam bir savaşın başlangıcı olsun ozman kardeşim. ama benimde kolay kolay bırakmaya niyetim yok . Bu savaşın nihai kazananını da Asya belirleyecek. Elinden geleni ardına koyma '' dedim ve yerden basket topunu alıp ona attım. Ne olursa olsun kardeş kalmaya söz vermiştik biz. Baran ve ben aynı mahallede büyümüştük. Kan kardeşi olduğumuz gün birbirimize ölene kadar kardeş kalacağımıza dair söz vermiştik ve bu sözü bir kız yüzünden onu deli gibi sevsek bile asya bozamazdık. Topu eline aldı ve gülümsedi.
''Nesine ? '' dediğinde aklıma parlak bir fikir gelmişti.
'' Mdem bir savaşın içerisindeyiz. savaşı kurallarına göre başlatalım. Mezuniyet balosu vardı değil mi yakında ? işte o kazanan o baloya asyayla gidicek. Tabi oda ikimizden biriyle gitmeyi kabul ederse ''
dediğimde gülümsemesi büyüdü ve '' Bu iş ilginç bir hal almaya başladı '' dedi ve topu potaya attı.
"Böyle olsun ozaman ufak tefek oyunlar asyaya olan hamlelerimizi belirlesin" dedi baranVe ben Bu savaşı asla kaybetmeyeceğim
Ve sen siliktip ne olursa olsun benim olucaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aitsin
Teen FictionSon derece normal bir üniversite hayatı olan 21 yaşındaki asyanın hikayesi. <><><> Bahçeye çıktığımda önüme bir not düştü. Notu elime alıp açtım. "Onu izlediğini biliyorum,bende seni izliyorum" Siliktipe.. <><><> Ve sen siliktip, hep BANA AİTTİN Çü...